Gıda ihracatında pestisit skandalı
Gıda ve Yem için Hızlı Alarm Sistemi, Türkiye’den Danimarka’ya ihraç edilen üzüm yapraklarında pestisit, susam tohumlarında salmonella tespit etti. Gıda Mühendisi Toprak, ihracatta denetimin zayıflığına dikkat çekti.

Aycan Karadağ
aycankaradag@birgun.netAvrupa Birliği’nin Gıda ve Yem için Hızlı Alarm Sistemi (RASFF), Türkiye’den Danimarka’ya ihraç edilen üzüm yapraklarında pestisit, kabuklu susam tohumlarında ise salmonella tespit edildiğini duyurdu.
Uzmanlar, bu bulguların Türkiye’nin gıda güvenliği karnesindeki zayıflığı gözler önüne serdiğine dikkat çekti.
RASFF tarafından yapılan açıklamada, üzüm yapraklarında tespit edilen pestisit kalıntılarının kanserojen etkiler yaratabileceği ve kabuklu susam tohumlarındaki salmonellaya bağlı enfeksiyonların mide-bağırsak rahatsızlıklarına neden olabileceği ifade edildi.
ÇEVRE KİRLİLİĞİ YARATIYOR
TMMOB Gıda Mühendisleri Odası (GıdaMO) Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyesi İ. Uğur Toprak, bu tarz sorunların temelinde denetim eksiklikleri ve üretimdeki kontrolsüzlüklerin yattığını belirtti. Toprak, şu değerlendirmelerde bulundu: “Gıda ihracatı, Türkiye’nin önemli gelir kaynaklarından biri. Ancak ihracattan dönen ürünler, hem uluslararası itibarımızı hem de iç piyasadaki ürünlerin güvenliğini tartışma konusu haline getiriyor. Pestisit kalıntıları ve salmonella gibi sorunlar, denetim mekanizmalarımızın yeterince etkin olmadığını gösteriyor.”

Toprak, pestisit kullanımının çevresel etkilerine de dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı: “Pestisitler; hava, su ve toprak kirliliğine neden olarak ekosistemin yapısında uzun vadeli tahribat yaratıyor. Bu kalıntıların gıdalar aracılığıyla insan ve hayvan besin zincirine girmesi, halk sağlığı açısından ciddi riskler doğuruyor.”
İADE ÜRÜNLERİN AKIBETİ
Geri dönen ürünlerin iç pazarı etkilediğine vurgu yapan Toprak, “Gümrükten dönen ürünlerin akıbeti konusunda şeffaf olunmalı. Bu ürünler analiz edilerek iç piyasaya sürülmemesi sağlanmalı. Bakanlık, pestisit ve mikrobiyal yükü aşan ürünleri ifşa etmeli” diye konuştu. İhracatta daha sıkı kontrollerin gerekliliğine dikkat çeken Toprak, “Tarladan çatala gıda güvenliğinin sağlanabilmesi için gıda ve ziraat mühendislerinin istihdamı artmalı. Çiftçilere eğitimler verilerek bilinçsiz kimyasal kullanımının önüne geçilmeli. Gıda egemenliğine dayalı kamucu politikalar hayata geçirilmeli” dedi.
***
9 MADDE HÂLÂ SERBEST
Tarım ve Orman Bakanlığı, AB geçiş sürecinde 200’ün üzerinde maddenin kullanımını yasakladı. Dünya Sağlık Örgütü’nün “muhtemel kanserojen” olarak belirlediği 13 maddeden 9’u hâlâ yasaklanmadı. Bakanlığın verilerine göre 2022 yılı itibariyle en fazla tarım ilacı kullanılan ilk 3 il, toplam kullanımın yüzde 7,7’si ile Antalya, yüzde 7,6’sı ile Manisa, yüzde 7,2’si ile Mersin oldu.
***
PESTİSİTTE LİDER TÜRKİYE
RASFF’nin 2023 raporuna göre Türkiye, meyve ve sebzelerde pestisit kalıntısı kaynaklı bildirimlerde üst üste dört yıl ilk sırada yer aldı. 2023 yılında Türkiye kaynaklı 168 bildirim yapıldı ve bu ürünlerin yarısından fazlası sınırda reddedilerek iade edildi. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın raporları da tehlikenin arttığını gösterdi. Bakanlığın faaliyet raporlarına göre, 2021’de 373 bin 204 denetim yapıldı ve alınan 14 bin 744 numuneden 772’si olumsuz sonuçlandı. 2023 yılında ise denetim sayısı 394 bin 624’e çıkarken, numune sayısı 12 bin 737’de kaldı. Olumsuz numune sayısı yaklaşık 3 kat artarak 2 bin 22’ye yükseldi. Bu, neredeyse her altı numuneden birinin sorunlu olduğunu gösteriyor. Pestisit kalıntıları, insan sağlığı üzerinde hormonal bozukluklar, kanser riski ve nörolojik problemler gibi ciddi etkilere neden olabiliyor.