Öncelikle yaşamımız içine sokulan bazı kavram kargaşalarından kurtularak işe başlamak lazım.

Sanatçı kime deniyor ile işe başlamalı? Çünkü zanaatkâr ile sanatçı, şarkıcı ile sanatçı hep birbirine karıştırılıyor. Tabii ki işin arka tarafını gündeme getirmeden emek vermeden bir kimliğe bürünmek aslında o kimliğin içini boşaltmak anlamına geliyor.

Kurumsal bilgiyi uygulamaya geçirerek ortaya bir eser çıkarmanın karşılığı sanattır. Bir fikirden ve teoriden bahsedilmesi, buradaki en önemli ayrıcalık olarak ortaya çıkıyor.

Sahnede şarkı icra etmenin sanatçılık kavramıyla bir ilişkisi yoktur.

Eğer, kişileri değerlendirip, onların yorumlarındaki kimliği ortaya koyup, birtakım kıyaslamalarına bir anlam yükleyeceksek bu anlamın karşılığındaki kimlikleri doğru belirlemek gerekir.

Popülist kültürün sanat içindeki karşılığını bulmak mümkün değildir. Kurumsal kavram içeriğine sahip olmadığından, onun kullanılış şekli; egemen yapının tüketim mekanizmasının propaganda aracı olmaktan öteye gidemez.

Demet Akalın popülist kültürün bir parçasıdır. Ortaya koyduğu icraatın hitap ettiği kitle ile ortamı, bu tüketim kültürünün uygulama alanı olarak tüm albenisine sahiptir.

Bu tüketim kültürünün propaganda alanı magazinsel olmak ile beraber egemen kurguya hizmet edecek ilişki kurgusunu da zaten içinde saklar.

Haliyle, bu kurgunun tamamı yöresel kalmak ile beraber bunu uygulayan kişi de yöresel figürdür.

Demek Akalın yöresel icraatı ile aynı zamanda yöresel bir figürdür. Çünkü yaptığı icraatın evrensel bir karşılığı yoktur. Ve hitap ettiği kitle de bellidir. Tüm tepkileri ve açıklamaları magazinsel ve bu popülist kültürün yansımalarını taşır.

Spor ise küresel bir kurguya sahiptir. Bu küresel kurgu içindeki teknik ve taktik uygulamaların içeriğine sahip kişiyi de küresel bir figür yapar.

Voleybol küresel bir branştır ve bunun tüm iç dinamiklerine, kültürüne sahip olan Giovanni Guidetti ise küresel bir figürdür.

Spor alanında kendini kabul ettirmek için branşına özgü sahip olduğu kavramların uygulamada sonuç olarak karşılığını almak zorunluluğu vardır.

Ancak, bu alanda otorite olduğunu kanıtlayabilmenin en önemli karşılığı, dünyadaki tüm uygulamaların sonucunda en üst başarıları elde etmektir. Buradaki en önemli ayrıntı, bu uygulamalardaki icraatı tek başına yapmadığı gibi, bir ekibi sonuca yöneltecek tüm donanımlara sahip olması yanında onları o alan içerisinde, taktiksel boyutta senkronize ederek branşa özgü tüm teknikleri doğru ve hatasız uygulamalarını sağlamalarına yardımcı olmasıdır.

Bu tanımları yapmak gerçekten zor. Hani burada hata yapma lüksü olmadığı gibi, sporun yapısını ve branşa özgü kurguyu iyi anlatmak gerekir ki Guidetti’yi doğru anlatalım.

Küresel bir figür olan Guidetti, yıllarca Türkiye’de çalışarak bir üretim emeğini ortaya koyuyor. Bu emeğin popülist hiçbir karşılığı yoktur. Aksine, dünya derecelendirilmesi içerisinde bir karşılığı vardır.

Ortaya koyduğu emeğin en güzel karşılığı, ayrıca bize olağan üstü katkısı yeni jenerasyonları yaratacak seçimlerin ve çalışmaların programlarını uygulayarak, bugünkü kadro gibi değerleri ülkemize ve dünya voleyboluna kazandırmasıdır.

Demet Akalın ile Giovanni Guidetti’yi karşı karşıya koyduğumuzda, ortaya çıkan çelişkinin bir diyalektik kurgusu yoktur. Bu tamamen, eksik kodlardaki cesaretin dışa vurmasından başka bir şey değildir.

Bunu bir ‘gaf’ olarak da algılamak doğru olmaz. Hatta ‘kültür’ eksikliği olarak da olmaz… Aksine, bu, şu andaki toplumsal donanımın ve egemen alt kültür başlıklarının egemen olup dışa yansımasından başka bir şey değildir. Eleştiriye bu çerçevede bakmak daha doğru olur.

Hepimizin bu tartışmanın içine girmesi, aslında, popülist kültür bataklığından ne kadar etkilendiğimizi de ortaya koyuyor.