İzmir Giritliler Derneği, 2010 yılında kurulduğundan beri Girit kültürünü yaşatmak için çabalıyor. Dernek Başkanı Adnan Kavur, Girit kültürünün çok önemli olduğunu ve Anadolu'ya gelirken Giritlilerin birçok kültürü beraberinde getirdiklerini söyledi

Girit kültürü yok olmasın  diye çabalıyorlar

BERKAY SAĞOL

Girit mübadelesinin 97'nci yılında, müzikleriyle, yemekleriyle, danslarıyla ve kıyafetleriyle önemli bir yere sahip olan Girit kültürünü, İzmir Giritliler Derneği Başkanı Adnan Kavur ile konuştuk.

İzmir Giritliler Derneği’ni, 2010 yılında, Girit kültürünü korumak, yaşatmak ve Giritlileri bir araya toplayarak destek sağlamak amacıyla kurduklarını söyleyen Kavur, "Girit kültürü çok farklı ve ilginç bir kültür. Eğer sahip çıkılmazsa bu kültür yok olup gidecek. Giritliler mübadelen önce ve mübadele sırasında gelirken birçok kültürü aslında buraya beraberlerinde getirdiler. Modern kıyafeti getirdiler. Mesela, masada yemek yemeyi getirdiler. Bizden sonraki kuşaklarda bu kültürü unutmasın istiyoruz. Etkinlikleri onlara göre uyarlamaya çalışıyoruz ve kültürlerine sahip çıkmalarını bekliyoruz" dedi.

"MÜBADELE ÖNCESİNDE VE SONRASINDA BİRÇOK SIKINTI YAŞADILAR"

Kavur, Giritlilerin ilk olarak 1890'lı yıllarda adanın karışmasıyla birlikte geldiğini ve göçün mübadeleyle devam ettiğini söyledi. Girit kadınının öneminin de bu sürede ortaya çıktığını söyleyen Kavur, "O dönem yaklaşık 105 bin Giritli adadan anavatana geliyor. Gelen Giritliler uyum zorluğu, dil zorluğu ve yaşam zorluğu konusunda sıkıntılar yaşıyor. Girit adası, Osmanlı toprağı ama konuşulan dil Elenika denilen, Rumca ile Türkçe karışımı bir dil. Adada yaklaşık 350 yıl kalıyor Giritliler ve Osmanlıca konuşan az olduğu için genelde Elenika'yı öğreniyorlar. İ

lk gelen göçmenler burada en büyük olarak dil problemi yaşamışlar. Adada herkesin iyi bir yaşantısı var. Mübadelede ve mübadeleden önceki kaçışlarda her şeyi geride bırakıp geldikleri için burada birçoğu hiçbir şeye sahip değillerdi ilk başta. Mübadele öncesinde gelenler eğer burada akrabaları yoksa daha da zorlandı. Mübadele esnasında gelenlere ise gittikleri yerde mübadele sırasında boşaltılan Rum evlerinden birini veriyorlardı ancak evin içi bomboş. Zaten Rumlar gittikten sonra burada kalan vatandaşların çoğu o evlerin içini yağmalamış o yüzden gelen insanlar bomboş taş evlerle karşılaşmışlar.

Mübadele Aralık'ta başlıyor, kış ayı şartlarda zor ve bu insanlar hemen geldikleri o gün bir şeyler yemek zorundalar. İşleri yok, iletişim problemi var ve yarım gâvur olarak adlandırılıyorlar. Girit kadınının önemi tam olarak burada ortaya çıkıyor. Giritliler çok ot yer sözü de buradan geliyor. Kadınların çoğu eline bıçağı alıp dışarıdan otları toplayıp pişiriyor ve ailesine bu şekilde yemek hazırlıyor" diye konuştu.

girit-kulturu-yok-olmasin-diye-cabaliyorlar-684176-1.
Adnan Kavur

HER YIL ANMA ETKİNLERİ DÜZENLENİYOR

Girit'ten mübadeleyle anavatana göç edenlerin torunları, 3 Aralık 1923 günü ilk ayak basılan yer olan Urla'nın Karantina Adası'nda her yıl anma etkinlikleri düzenleniyor. İzmir Giritliler Derneği'nin öncülüğünde gerçekleşen anma etkinlikleriyle ilgili bilgi veren Kavur, "Bahricedit vapuru Urla açıklarına demirliyor. Giritliler oradan kayıklarla Urla'da bulunan Karantina Adasına geçip sağlık kontrollerinin yapıldıktan sonra anavatana gönderiliyorlar. Biz anmanın bu yıl 8'incisini gerçekleştirdik. Atalarımızın oraya çıkışını her yıl farklı konseptlerle gerçekleştiriyoruz. Tiyatroyla, müzikler canlandırmalar yapıyoruz. Bu yıl da rembetiko müzikle beraber anmamızı gerçekleştirdik" şeklinde konuştu.

girit-kulturu-yok-olmasin-diye-cabaliyorlar-684177-1.