Hafta içi gözüme takılan bir haberdi. Kaleci Mondragon’un intihar ettiği söyleniyordu. Hatta günümüze yakışır biçimde internet siteleri Mondi’nin yüzünü mozaikledikleri fotoğrafa “İntihar eden ünlü futbolcu kim?” başlığı atıp “gel gel” yapıyordu. İddiaya göre kaleci eşiyle boşandıktan sonra bunalıma girip aşırı doz ilaçla intihar etmişti. Bir gün sonra sosyal medya hesabında yazdığı “Varlığımı bir tek ben sorgulayabilirim. Artık kendimi savunamadan başkalarının beni yargılamasından bıktım.” mesajını sildi ve sağlıklı şekilde poz verdi. Olayın intihar olmadığını zehirlenme olduğunu söyledi.

“Her birey hayatı boyunca en az bir kez intiharı düşünür.” diyor uzmanlar. Belki hepimiz zaman zaman düşündük hatta abartıp arkamızda bırakacağımız notları düşündük. Her meslekten her ekonomik ya da sosyal seviyeden insanlar hayatına son vermeyi deniyor. Fakat futbolcuların yaşamına son vermeyi düşünmesi ise daha derin bir etki bırakıyor. Çocukluğumun derin travmalarından biriydi Sabri Dino’nun intiharı. Ölüm yıl dönümü tam da Mondragon haberleri ile çakışınca kırık bir kemik gibi sızladı bir yer.

Sabri Dino’nun Beşiktaş kalesini koruduğu zamanları hatırlamam. Fakat kaleci Sabri’yi jilet gibi takım elbisesiyle yanında Abidin Dino ve Yaşar Kemal ile uzaklara baktığı fotoğraf ile hatırlarım tabii bir de intihar haberinden. “Onurunun kurbabı oldu.” diyordu başlıklar. O yaşımda buna pek anlam yüklediğimi sanmam ama büyüklerin dediğine göre iflas etmiş, çok borçlanmış, haciz gelmiş, köprüde sahipsiz kaşan arabası bile hacizliymiş, yedirememiş kendine. Aklım erdikten sonra okuyorum hikayeyi. Futbolculuğu bıraktıktan sonra kendi adıyla markaladığı gömleklerini yapmak için tekstil işine girip batmış ve köprünün Beylerbeyi ayağından aşağı bırakmış kendini. Beşiktaş kalesini 10 yıl koruyan herkesin kendisinden iyi bahsettiği Dino hayata veda etmiş.



Hayatına kendi eliyle son veren futbolculara bakın birkaç ana sebep göreceksiniz. Başarısızlığı gururuna yediremeyenler, ekonomik zorluklara dayanamayanlar, hastalığa yakalanıp ayakta ölmek isteyenler. İskoç futbolcu Tommy McLaren takımından gönderilmesinin ardından, İngiliz Dave Clement ayakları kırılıp bir daha sahalara dönemeyeceğini düşündüğünde, National’ın yıldızı Abdon Porte yedek kaldığında, Yunan Yiannis Koskiniastis kadroya alınmadığında yaşamlarına son verdiler. Porte gece yarısı stada gidip sahanın ortasında kıydı canına; Koskiniastis ise ardında “Kadro dışı bırakılmam çok büyük bir haksızlık. Buna dayanmam mümkün değil” yazılı bir not bıraktı. Di Bartolomei de aynı Dino gibi parasız ve borçlu olmaya dayanamayarak kendini kalbinden vurdu. Macar Kocsis ise kanser olduğunu ve kurtulamayacağını anladığında hastanenin camından kendini boşluğa bıraktı.

Her mesleğin psikolojisi farklıdır elbet. Fakat sanırım yıldız olmak, toplumun senden farklı beklentilerinin olması çok daha ağır bir yük. Zira bütün sebeplere bakarsak altında “düştüğü durumu kaldıramamak” yatıyor. Başarısız, parasız, hasta olup toplumun gözündeki yıldız imajını zedelemek istememek belki de. Büyüklerimiz “gördüğünden ayırmasın” derlerdi. Görüp ayrıldığı şey paranın yanında kariyer, başarı, fizik gücü, hayranlar olunca belli ki sonuç çok daha sert oluyor. Kariyeri boyunca başarıya, kazanmaya odaklanan, normal bir insana göre daha hırslı kişilik yapısına sahip sporcuların ikinci baharları çok daha zor geçiyor belli ki. Mondragon haberini okuyunca yüreğimin ağzına gelmesi bundan, eski yaralarımın sızlaması da.