2014’ü; bir erken seçim kararı, bütçesi parlamentodan geçmemiş bir başbakan ve artan ırkçılık rüzgârlarıyla tamamlayan İsveç’te, yeni yıl sabahının ilk haberi, başkent Stockholm yakınlarındaki bir yerleşim bölgesi olan Uppsala’da, yaşanan cami bombalamasıydı. Polisin daha “üzerinde çalıştığı” son iki hafta içinde üçüncüsü tekrarlanan camilere yangın bombalı saldırılar, İsveç Kültür Bakanlığı’nı harekete geçirdi. Bakanlık önümüzdeki ay, islamfobiye karşı bir program başlatacağını duyurdu.

Mart ayında tekrarlanması kararlaştırılan genel seçimlere, İsveç herhangi bir ekonomik krizden çok uzak hazırlanıyor. Başbakan Stefan Löfven’in azınlık iktidarı, hazırladığı bütçeyi, ırkçı partinin ayak oyunuyla  3 Aralık’ta, Parlamento’dan geçiremeyince hükümet krizi çıtı. Bu “kriz” durumu, Meclis’in dışına hiç çıkmadı. İsveç halkı, Noel kutlamaları ve “yeni yıla girme” telaşı için 60 milyar kronun üstünde bir harcama yaptı.

Yeni yıla nasıl girersen tüm sene öyle geçer inancının bu işteki etkisini kestiremem ama İsveç’te 2014’ün son gecesi, bir 35 kişi vardı ki onlar ülkenin en “telaşlı”larıydı. Yeni yılı, park halinde bir otobüsün içinde, kar ayazında üşüyerek karşıladılar. Bu 35 kişi için 2015’i yol kenarına çekmiş, iki kapısı da açık, şehirlerarası bir otobüsün içinde karşılamanın hiçbir kutlama coşkusuyla ilgisi yoktu. Otobüs, orta kuzey İsveç’te, 44 bin nüfuslu, ülkenin yirmi dördüncü büyük kenti olan Östersund’un sınırları içindeydi.

Östersund, İsveç’in diğer kuzey kentlerine göre daha ılıman bir iklime sahipti. Kent ülkenin beşinci büyük gölünün hemen kıyısına kurulmuştu. Ortasından, adı “Büyük Yol” olan bir mecburiyet caddesinin geçtiği bu şehirde, sadece yaz aylarında, göl suları eridiğinde kullanılan bir de liman vardı. 2007’de tüm yılların en güneşli senesi yaşandığında Östersund, ortalama 654 saat Güneş görmüştü. Saat gece yarısı 12’yi vurduğunda, birbirlerinin yeni yılını kutlayan ve hâlâ uyumamış olan hangi kent sakini varsa mutlaka bir dileği de 2015’in 2007’den belki bir iki saat daha güneşli olmasıydı.

Otobüs, kentin güneyindeki Grytan Sığınma evinin önünde duruyordu. Malmö’den yola çıkıp tam 15 saat bu otobüsle yolculuk yapan 35 kişi, şimdi bu otobüsten inmeyi reddediyordu. “Geldik, son durak” denen Östersund, yeni yıla ve yeni yaşamlarına başlamak istedikleri yer değildi. Yolculuk 59 kişi başlamıştı. İddiaya göre onlara, “Önce Stockholm’e gidilecek, ardından 40 dakika mesafelik bir yol daha alınacak” denmişti. Yol da yolculuk da bitmek bilmemişti.

15 saatin ardından, otobüsün kapıları açıldığında yolculardan 20 kişi, o kapılardan inip bilet dahi almadıkları “son durağa” yeni evimiz dediler. Hepsini şehirlerarası bu otobüse bindiren İsveç Göçmenlik Kurumu, onlara yeni evlerini Östersund olarak göstermişti. Sığınmacılar, kandırıldıklarını söylüyordu. Yolculuk başladığında hiçbirinin kendilerinin buraya getirileceğinden haberdar edilmediğine isyan ediyorlardı. Otobüsten inenlerle, otobüste kalanlar gece boyunca ara ara yer değiştirerek onlardan istenildiği gibi “koltukları tahliye etmediler”.

Östersund polisi, savcılığın tahliye kararı olmadığı için olaya müdahale etmedi. Kendi ülkelerinde bir evi olmayan veya evini yurdunu bırakıp belki bir savaştan, şiddetin bir çeşidinden, açlıktan, yokluktan ya da hiç olmadı umutsuzluktan kaçan İsveç’in sığınmacıları, 2015’i işgal ettikleri otobüste karşıladı. Östersund’un gazetecileri olanı biteni haber etti. Üç gün sonra yol bitti. Göçmenlik Kurumu ve sığınmacılar anlaşmaya vardı.