Atilla Dorsay'ın "Seyretmeye değer bir yapım" (T24, 19 Temmuz 2021) olarak tanıttığı fakat hak ettiği izlenme oranını yakalayamadığını düşündüğüm İtalya yapımı Giuseppe Fava'nın Mafyayla Mücadelesi (2018, Netflix) adlı filmi izlemediyseniz kaçırmayın derim. Belgesel de diyebileceğimiz filmin senaryosu tümüyle gerçek olaylara dayanıyor. Senaryo yazarlarından biri de Giuseppe Fava'nın filme konu olan yaşam diliminin en yakın tanığı olan oğlu Claudio Fava. Claudio, aynı zamanda babasının çıkardığı gazete ve dergilerin muhabirlerinden biri.

Giuseppe Fava, kurup yönettiği gazete ve dergilerde mafya-ticaret-siyaset ilişkilerini teşhir eden İtalyan bir gazeteci. Film, Giuseppe Fava’nın Sicilya'nın dört büyük inşaat firması ile arkasındaki siyasi güçle mücadelesini anlatıyor. Sicilya mafyasının, turizm yatırım alanı olarak göz koyduğu arazilere “çökme” yöntemi ile maden sahalarında, HES projelerinde, sahil bandında, kentsel dönüşüm alanlarında tanık olduğumuz Türkiye mafyası yöntemindeki birebir benzerlik izlemeyi kolaylaştırıyor. İsterseniz Uğur Mumcu’yu Giuseppe Fava yerine koyup bir “Türk filmi” gibi de izleyebilirsiniz.

Giuseppe Fava ile Uğur Mumcu ilişkilendirmesi ikisinin de gazeteci olmasından kaynaklanmıyor: İkisi de ocak ayında (Fava, 5 Ocak 1984’te, Mumcu 24 Ocak 1993'te) katledildi. Giuseppe Fava otomobilinde kurşunla, Uğur Mumcu otomobilinde bombayla öldürüldü. Fava, mafya-ticaret-siyaset üçlüsü, Mumcu, mafya-ticaret-siyaset-tarikat dörtlüsü arasındaki bağlantıyı deşifre ediyordu. Fava hukukçuydu, Mumcu da… Fava’nın tetikçisi mafya, Mumcu’nun tetikçisi dini cemaat elemanı olsa da iki gazetecinin ölüm emrini veren siyasetti. Fava ile Mumcu ülkelerinde aynı sıfatla anılıyor “Yazar, araştırmacı gazeteci, oyun yazarı ve antimafya aktivisti.”

Giuseppe Fava, öldürülmeden bir hafta önce katıldığı bir televizyon programında şöyle demişti: “Mafya konusunda büyük bir kafa karışıklığı var: Mafya üyeleri sadece öldürmez, o işi yapanlara tetikçi deniyor! Palermo’nun lider mafyası, gerçek babaları, mafya babaları olduğunu söylüyor ama bu doğru değil. Onlar şebekenin parçası olan tetikçi. Mafya üyeleri farklı yerlerde ve bölümlerde yer alıyor: Meclisteler, bazıları bakan, bazıları bankacı, bazıları ülkenin lideri… Eğer bu yanlış anlaşılmayı çözemezsek bu konuda konuşmak zorlaşır. Mafya konusu trajik ve çarpıcı çünkü ülkenin yöneticilerini ilgilendiriyor ve İtalyan kültürünü yok ediyor.”Uğur Mumcu da bugünün bankacısı o günün bankeri ile siyaseti ve tarikatları işaret ederek önü alınmazsa laik devletin ortadan kalkacağı uyarısında bulunuyordu.

Bu iki gazetecinin yaşamlarındaki benzerlik, ölümlerinden sonra devam etmedi. Fava’nın katili ve azmettiricileri 10 yıl sonra yakalandı. Mumcu'nun katilleri devleti kurye olarak kullanacak kadar büyüdü ve çeşitliliğini artırarak faaliyetine devam ediyor. İtalya, Roma Hukuku’nu (kültürünü) devreye sokarak mafya ile mücadelede yol aldı. Böylece, Fava’nın İtalyan kültürünü yaşatma dileği kısmen de olsa gerçekleşti. Mumcu’nun ise endişesi gerçekleşti; ülkesi İslamcıların yardım ve yataklığında mafyaya teslim oldu.

Mafya dünyada kumar, tefecilik, dolandırıcılık, uyuşturucu ve fuhuş gibi genellikle kamu dışı alanlarda faaliyet gösterirken Türkiye mafyası bu alanı çakallara bırakarak iştigal alanını ihale, yolsuzluk, rüşvet, kamu malına çökme gibi devlet gücü gerektiren alanlara kaydırdı. Devlet de gücünü onlardan esirgemedi. Kamusal güç elde etme ve kullanmanın meşruiyet gerektirmesinin doğal sonucu olarak Türkiye mafyası yeryüzüne çıkarak siyasi parti, sivil toplum kuruluşu, dini vakıf ve cemaatler biçiminde halkına zulüm etmeye devam ediyor.