Turton’ın, toplumsal bir cinayetin gizemi ile Agatha Christie’den çokça ilham aldığını düşündüren metinde Christie’nin en bilinen hikâyelerinin parlak unsurlarının ustaca yerleştirildiği gözden kaçmaz.

Gizemin doğusu

M. Utku YEŞİLÖZ

İngiltere doğumlu, Liverpool Üniversitesi’nde İngiliz Edebiyatı ve felsefe eğitimi alan Stuart Turton’ın klasik ve modern cinayet romanlarını harmanlayan, 2018’de Costa En İyi İlk Kitap Ödülü’nü kazanan ilk romanı “Evelyn Hardcastle’ın Yedi Ölümü” Özge Onan’ın çevirisiyle İthaki Yayınları’ndan çıktı.

“Evelyn Hardcastle’ın Yedi Ölümü” için söylenebilecek ilk şey, merak unsurunun beslediği akıcı bir anlatıyla kurulu klasik ve moderni harmanlayan bir cinayet romanı olduğu. Kitabın girişinde yer alan Thomas Hardcastle ve Charlie Carvier’dan ‘bahsetmeme’ ifadesiyle birlikte tüm karakterleri tayin eden davetiyenin detayı, hangi karakterin kiminle etkileşime girdiğini bilmediğimiz anlarda sık sık geri döndüğümüz sayfa olacaktır.

POPÜLER KÜLTÜR

1920’lerde bir kır evinin ortamında filizlenen roman, popüler kültürde aşina olduğumuz bir kurguyla okurun karşısına çıkar. Stuart Turton’ın, toplumsal bir cinayetin gizemi ile Agatha Christie’den çokça ilham aldığını düşündüren metinde Christie’nin en bilinen hikâyelerinin parlak unsurlarının ustaca yerleştirildiği gözden kaçmaz.

“Evelyn Hardcastle’ın Yedi Ölümü” merak unsurunun etkisini hiç yitirmediği bir anlatı. İngiltere’de oldukça ilgi uyandıran romanı okumaya başlar başlamaz nemli bir ormanda uyanan kahramanın boşluğa seslenişine kulak veriyoruz. Bir süre sonra adının Aiden Bishop olduğunu öğrensek de başlangıçta Sebastian Bell adlı bir doktorun vücudunda yaşamaktadır. Bell, daha önce itibarlı Blackheath malikânesinde, üst sınıf sosyalistlerden oluşan bir grubun parçasıdır. Bu durum malikânenin sahibi Hardcastle ailesi için de geçerlidir tabii.

SONUN BAŞLANGICI

Lord ve Lady Hardcastle, kızları Evelyn’in Paris’ten dönüşünü kutlamak için Blackheath Malikânesi’nde, saat 23.00’te Evelyn’in öldürüleceği ana uzanan bir maskeli balo düzenler ve Aiden’ın o andan sonra Blackheath’i terk etmek adına yapabileceği tek şey kalır: Katilin adını bulup sorumlu kişiye teslim etmek, yani sonun başlangıcı.
Aiden Bishop, kendisinin kim olduğunu, bir yabancının içine öylece sıkışıp kaldığını ve olan bitenlere dair anılarının olup olmadığını zamanla sorgular. ‘Maske’ denilen gizemli bir varlık ile konuşunca işler karışır.