Glasgow zirvesi yüzüstü bıraktı

JOHN VIDAL
ÇEVİRİ: FATİH KIYMAN

Hindistan liderliğindeki fosil yakıt kanadı, anlaşmanın ‘kömürden çıkış’ ile ilgili maddeleri son anda sulandırmayı başladı ve anlaşmada çıkış yerine ‘azaltma’ ifadesi kullanıldı. Yoksul ülkeler açısından neredeyse hiçbir kazanım olmadı. Görünüşe göre kimsenin acelesi yok ve adım adım felakete sürükleniyoruz. Emisyonları 2030’a kadar kesme şansımız kalmadı gibi bir şey.

MÜDAHALE GECİKİYOR

BM’nin iklim değişikliği ile mücadele mekanizması daha hızlı hareket edebilecek şekilde reform edilmeli. Süreç ağır, ihtiyatlı ve hem görüş birliği gerektiriyor, hem de karşılıklı tavizlere ihtiyaç duyuyor. Normal şartlarda bu özverili mekanizmayı takdir etmek mümkün olabilirdi fakat küresel acil durum içindeyiz ve milyonlarca insanın yaşamı söz konusu olduğunda, müdahalenin geciktiği her gün önem arz ediyor.

Yakında şunu kabullenmek zorunda kalabiliriz; sel, yangın ve açlık söz konusu olsa bile bazı ülkeler asla başkalarının çıkarını gözetmeyecek ve ilerlemeye daima engel olacak.

Tüm dünya liderlerini anlaşmaya varıncaya dek bir odaya kilitlemiyorsak, 1,5c hedefinin BM sürecinin dışında kalan gelişmelerle mümkün olmasını umacağız. Çin ve ABD arasında önümüzdeki hafta yapılacak görüşme bu anlamda olumlu bir gelişme.

SOMUT ADIMLAR YOK

Liderler görüş birliğine varmakta başarısız olsalar da Glasgow’da elde edilemeyen dönüşüm için çalışabilirler. İklim mücadelesi adına yapılan birçok şey devletlerin daha alt kademelerini, yerel yönetimleri, şehirleri veya eyaletleri ilgilendirdiği için, ulaştırma veya konut emisyonlarını yerelde azaltmak, hane ölçekli teşvikler yaratmak hala mümkün.

İklim mücadelesinde somut adımlar atılmasını engelleyen ülkelere karşı tavır almak; anlaşmalar, sözleşmeler, yatırımlar ve yardımlar vasıtasıyla işbirliği yapanları ise ödüllendirmek gerek.

Bankacılık krizini aşmak ya da Covid pandemisi ile mücadele etmek için trilyonlarca dolar bulabildiysek, ülkelerin karbon salımlarını düşürmelerine yardımcı olacak kaynağı da bulabiliriz. Zengin ülkelerin 2009 yılında verdiği ‘senelik 100 milyar dolar’ sözünün yerine getirilmesi ile başlayabiliriz.

Zengin ülkelerin yoksul ülkelere verdikleri sözleri tutmamaları, iklim müzakerelerini 10 senedir tıkıyor. İleride bunu çağımızın en büyük diplomatik hatalarından biri olarak hatırlama olasılığımız yüksek.

Dahası, kaynak sıkıntısından söz etmek de mümkün değil. Dünyada milyarder sayısı bir sene öncesine göre 600 arttı ve 2 bin 700 oldu. Milyarderlerin razı edilmesi, mecbur bırakılması ve vergi ödemesi sağlanmalı ki hasara uğrayan doğanın onarılmasına destek olsunlar ve herkesin çıkarına hareket etsinler.

ACİL DURUM İLANI

Tabii son olarak, içinde bulunduğumuz durum Dünya Sağlık Örgütü tarafından ‘acil durum’ ilan edilmeli. Salgın ile iklim krizi arasındaki bağlantı net bir biçimde ortaya konmalı. Bunun gerçekten bir ölüm kalım meselesi olduğu ve çok yakında insan sağlığının önündeki en büyük engel haline geleceği tüm siyasetçilere anlatılmalı.

Dünya liderleri bizi Glasgow’da bir kez daha yüzüstü bıraktılar. Fakat bir kez daha gördük ki, geleceğe yön verecek ve en çok fayda görecek olanlar tüm insanlığın çıkarına hareket etme kabiliyeti olanlardır.


The Guardian'dan çevrildi