Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şubesi, ‘Sürdürülebilir Bir Gelecek İçin Gıda Politikaları’ başlığı altında basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada, “Tarım ve gıdada yaşanan dışa bağımlılık bir varoluş/egemenlik sorunu haline gelmiştir” dendi.

GMO: Tarım ve gıdada dışa bağımlılık egemenlik sorunu haline geldi
Fotoğraf: BirGün

BİRGÜN EGE

TMMOB Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Bornova’da bulunan hizmet binasında “Sürdürülebilir Bir Gelecek İçin Gıda Politikaları” başlığıyla basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada gıdaya erişimin önündeki engeller, gıda güvenliği sorunları ve Türkiye’de gıda güvenliğinin sağlanması için temel öneriler ele alındı.

Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Uğur Toprak, “İnsanın vazgeçilmez gereksinimi olan gıda ve suya ulaşmasını, bunlarını güvenilir olmasını sağlamak devletlerin en temel görevlerindendir. Anayasamızda da tanımlanan bu görev ne yazık ki ülkemizde uzun yıllardır gereği gibi yerine getirilmemiştir. İnsanların dini, dili, rengi, cinsiyeti ve milliyeti ne olursa olsun aktif ve sağlıklı bir yaşam için gereksinim duyduğu yeterli, sağlıklı, güvenilir ve besleyici gıdaya fiziksel ve ekonomik bakımdan sürekli erişebilmesi kısaca gıda güvencesinin sağlanması bir insan hakkı olarak kabul edilmiştir” dedi.

Yanlış tarım politikaları sonucu, Türkiye’nin temel tarım ve gıda ürünlerinde ithalatçı konumuna geldiğini söyleyen Toprak, “Türkiye’nin dışa bağımlılığı artarken bakliyat ve tahıl gibi temel ürünlerde tamamen ithalatçı durumuna gelinmiştir. Bundan da önemlisi, tarım ve gıdada yaşanan dışa bağımlılık bir varoluş/egemenlik sorunu haline gelmiştir. Tarımsal girdilerde, temel ürünlerde, enerjide dışa bağımlılığın sürdüğü günümüzde, maliyetlerdeki yüksek artışa karşın somut önlemler alınmaması ve yetersiz, zamanında ödenmeyen destekler nedeniyle çiftçilerimiz üretimden çekilmekte, tüketicilerimiz dünyadakinden çok daha ağır bir gıda enflasyonu sorunu ile karşı karşıya kalmaktadır” ifadelerini kullandı.

Toprak, gıda politikaları hakkında öneriler sundu. Toprak, “Son yıllarda dünyada gıda fiyatları düşerken ülkemizdeki gıda fiyatlarındaki artış önlenememektedir. Toplumun büyük bir kesimi her geçen gün nitelikli gıdalara ulaşmakta zorlanmakta, bir kısım insanımız sürekli yardımlarla karnını doyurabilmektedir. İthalatçı politikaları bir yana bırakarak tarlada, çiftlikte ve gıda işletmelerinde üretimin artırılması hayati bir zorunluluktur. Tarım ve gıdada yerinde üretimi önemsemek, kırsalda refahı arttırarak üreticinin üretmeye devam etmesini sağlamak birincil öncelik olmalıdır. Tarım arazileri, zeytinlik alanlar, meralar, ormanlar, su havzaları ve sulak alanlar mutlak suretle korunmalıdır. Çevre sorunları, iklim değişikliği, yeraltı sularının azalması, akarsuların kirlenmesi, gıda güvencesi riskleri yaratmaktadır. Tarım ve gıda sistemini de içeren etkin bir çevre politikası oluşturulmalıdır. Afetlere dirençli bir tarım ve gıda sistemi kurgulanmalıdır. Tarım ve gıda ürünlerinin serbest piyasa koşullarına terk edilmesinden vazgeçilmelidir. Yerli ve yerel üretimin korunması önceliklendirilmelidir. Gıda denetimlerinin kamu eli ile etkin, yansız ve bilim temelli gerçekleştirilmesi sağlanmalıdır. Üreticiden tüketiciye aracısız mal sağlayan ekolojik üretim-tüketim kooperatifleri desteklenmelidir” dedi.