"Fransa ve İtalya arasında sığınmacı-göçmen çocukların hakları sınır polisi tarafından ihlal ediliyor. Fanta ve Abraham adlı çocukların yaşadıkları tüm göçmen çocukların dramıdır."

Göçmen çocukların hakları hiçe sayılıyor

Prof. Dr. Ali ARAYICI

Son günlerde, Fransa'da sığınmacı-göçmen çocukların en temel insan haklarına yönelik ihlallerin sayısında önemli bir artış oldu. Fransa ve İtalya arasında sınır polisi tarafından reşit olmayan küçüklerin haklarının tekrar tekrar ihlal edilmesi bunun en çarpıcı örneklerinden.

Bütün Hıristiyan dünyasında olduğu gibi, Fransa'da da Noel bayramı dönemi, genel olarak çocuklara hediye alma, insanlar arasında yardımseverliği, dayanışmayı, sevgiyi ve barışı hedefliyor. Ancak, Fransa-İtalya sınırında, bu durum hiç de böyle değildi. Alpes-Maritimes'de sürgündeki reşit olmayan çocukların en temel insan haklarına yönelik ihlaller yaşandı.

Fransa'da önemli bir yardımlaşma ve dayanışma kuruluşu olan, Cédric Herrou tarafından kurulan Emmaüs Roya topluluğu cumhuriyet savcısına savunmasız küçük çocuklara karşı, sınır polislerinin ihlal suçunu önlemek ve dile getirmek için, bu konuda ayrıntılı bir rapor sundu.

SAVUNMASIZ ÇOCUKLAR

Yardımsever, dayanışmacı ve insan sevgisi olan bir çiftçi, sınır hattındaki Ventimiglia'da bir köprünün altından aldığı Fanta adlı Fildişili çocuğun kendisine anlattıklarını şöyle aktarıyor "Noel akşamı saat 22.00 civarında, 15 yaşındaki bir kızın İtalya'ya geri gönderildiği söylendi. Bana, Fransa'ya sığınma başvurusunda bulunmayı planladığını açıkladı. Ona bunun çok karmaşık olduğunu ve yetkililerin kendisini haklı çıkarmasını isteyeceklerini söyledim" diyor.
Fanta, beklemeksizin yaşamındaki acı hikâyesini hemen anlatmaya başladı. France Bleu'ya konuşan genç kız, "Fildişi Sahili'nde, yaşlı bir adamla zorla evlendirildim" dedi. "Beni her gece onunla yatmaya zorladılar. Sünnet olmadığım için mutlu olmadığını söyledi. Kollarımı ve bacaklarımı bloke ettiler. Yaşlı bir kadın beni sünnet yaptı" diye ekliyor.
Fanta, daha 10 yaşındayken, babasının baskı ve tehditlerine rağmen, Mali'ye ve ardından Libya'ya kaçmaya karar verdi. Fanta, "Orada beni fuhuşa sürükleyen gerçekten kötü insanlarla tanıştım" diye sürdürüyor sözlerini. “Hamile kaldım. Bebeğim benden alındı. Bazen aynı anda beşten fazla erkek tarafından birkaç kez tecavüze uğradım" diyor.
Daha sonra, Fanta tanımadığı birçok insanla birlikte, bir lastik botla Akdeniz'i geçmeye çalışır. Genç kız, “Birçoğumuz boğulduk. Kurtuluşumu Kızıl Haç'a borçluyum" dedi.

Bir başka olay da; bundan, 10 gün önce Cédric Herrou, Abraham adlı bir çocukla Breil-sur-Roya'daki okulun önünde karşılaştı. Yardımsever dayanışma üyeleri, "Öğrencilerin ebeveynleri beni uyardı" diye ekliyor. Hava çok soğuk, sıfırın altında -4°C ayakları kanıyordu. 14 yaşındaki çocuk, daha sonra çocuk esirgeme kurumuna teslim ediliyor. Böylece, sorun çabucak halledilmiş oluyor.

Üstelik, 24 Aralık gecesi orta yaşlı yardımsever bir çiftçi, genç çocuğun dört gündür Ventimiglia'da sokakta uyuduğunu öğrendi. Menton'daki bir polis kontrolünün ardından, sınır polisleri bu çocuğun reşit olmama durumunu hesaba katmadan derhal hemen onu sınır dışı ettiler.

YÖNETİCİLER KAYITSIZ

Nice kenti barosu avukatlarından Mireille Damiano, bu durumu şöyle açıklıyor: "Cédric Herrou, savcıya polisin bu davranışını kınaması için birkaç kez çağrıda bulundu. Her seferinde, yetkililer durumu keşfediyormuş gibi yaparak, sürekli göz ardı ediyorlar. Maalesef, refakatsiz küçüklerin haklarının bu şekilde ihlal edilmesi, ülkede olağan bir hale geldi."
Cédric Herrou, "Giriş belgelerini reddederek yaşlarını tahrif ediyorlar" diye ekliyor. Avukat Mireille Damiano'nun, hakları ihlal edilmiş çocukların haklarını yargıç önünde hukuksal savunmayı başladığı sırada; süre gelen bir kağıt savaşı yaşanıyor. "En ufak bir eksik virgülde, yetkililer sunulan belgelerin geçerliliğine itiraz ediyor ve yargıç kemik testleri istiyor" diyor.

Herrou, "Son zamanlarda, yaşı 15 olduğunu söyleyen reşit olmayan bir kişinin yaşı, 30'un üzerinde değerlendirildi. Bu kadar saçma bir şey olur mu "diye ekledi.

DAYANIŞMA KURTARIR

Fanta örneğinde, halkın dayanışması sayesinde; ona korumaya erişim sağlama kararlılığı meyvesini verdi. Abraham ile ilgili olarak da avukat Mireille Damiano, "Son gecelerini otelde geçirecek ve sonunda genç kızlar için bir merkeze yerleştirilmesi gerekiyor" dedi.

Muhtemelen sınır polislerinden hiçbirisi, bu çocukların sorunlarını dinlemeyi ve onlara çocukken hakkı olan korumayı sunmanın önemli olduğunu düşünmemiştir. Ne yazık ki, toplumda bu gibi durumlar münferit bir durum değildir. Özellikle, savcının sınır polislerinin Fransa-İtalyan sınırındaki yasadışı uygulamalarına son vermek için gerekli adımları atması kaçınılmazdır.

Fanta ve Abraham adlı çocukların durumu, Fransa'da yaşayan yüzlerce reşit olmayan göçmen-sığınmacı çocukların dramıdır. Dünyada anne-babasından, evinden edinen, köle gibi satılan, tacize istismara uğrayan, aile ve yakınları tarafından dışlanan ve vahşice öldürülen milyonlarca çocuğun dramıdır. Sivil toplum örgütleri, insan hakları savunucuları, kadın örgütleri ve soruna duyarlı herkes, bu durumda olan çocukları korumalı, sahip çıkmalı ve haklarını savunmalıdır.