Singapur’da on binlerce göçmen işçi, Covid-19 kısıtlamaları hafifletilmesine rağmen toplu konutlarda izole şartlar altında tutuluyor. Yardım kuruluşları, işçilerin gündelik hayata geri dönmesi gerektiğini savunuyor.

Göçmen işçiler özgürlük istiyor

DIŞ HABERLER SERVİSİ

Güneydoğu Asya’da ada ülkesi Singapur’da göçmen işçiler insanlık dışı koşullar altında hayatta kalma mücadelesi veriyor. Ülkenin batısındaki Choa Chu Kang bölgesinde on binlerce göçmen işçi, duvarlar ve dikenli tellerle çevrili toplu konutlardan yalnızca işe gitmek için dışarı çıkabiliyor. Covid-19 önlemleri nedeniyle yaklaşık iki yıldır gündelik hayattan uzak tutulan göçmen işçiler, herhangi bir mekana gitmek için izin almak zorunda bırakılıyor. Çoğu inşaat işçisi olan göçmenlerin her gün işyerlerine kamyonlarla götürüldüğü, mesai sonrası aynı şekilde konutlara geri götürüldüğü ortaya çıktı.

Katar merkezli yayın El Cezire’den Adam Hancock, Singapur’da göçmenlerin kaldığı toplu konut bölgesine girerek işçilerle görüştü. Dün yayınlanan haberde, Singapur hükümetinin Covid-19 önlemlerini hafifletmesiyle birçok bölgede hayatın olağan akışında devam ettiği belirtildi. Ancak farklı işlerde çalışan göçmen işçilerin, konakladıkları toplu konutlardan çıkmalarının halen kısıtlı olduğu aktarıldı. Bangladeşli inşaat işçisi 36 yaşındaki Narayan, “Pandemiden önce dışarıda gezebiliyorduk. Hükümetin bizi düşünebileceğini umuyoruz. İnsanız. Konutlarda bu kadar uzun süre kalamayız. Hele ki ruh sağlığımız açısından normal bir hayat değil” dedi.

30 yaşındaki Muhammed isimli bir işçi ise “Hapishanede yaşayan bir insanla benim aramda hiçbir fark olduğunu düşünmüyorum. Kendimi izole edilmiş hissediyorum ve diğer insanlarla aramdaki fark nedeniyle çok üzülüyorum” diye konuştu. İşyerinde geçirdiği bir kaza sonucu 8 ay odasından dışarı çıkamadığını, doktora gitmek için de izin almak zorunda olduğunu anlatan Muhammed, “Covid-19 herkes için eşit derecede risk taşıyor. Hükümete neden bize farklı davrandıklarını sormak istiyorum. Hepimiz insanız ve özgürlüğe ihtiyacımız var” diye konuştu.

KONUTLARDA FARKLI HASTALIKLAR YAYILIYOR

Habere göre, çoğu kol gücü gerektiren işlerde çalışan göçmenlerin büyük bir kısmı haftada altı gün ve uzun saatler çalışıyor. Hükümetin Nisan 2020’de göçmen işçiler arasında Covid-19 vaka sayılarının artması üzerine toplu konut bölgesini izole etme kararı aldığı hatırlatılan haberde, “geçici” olarak alınan bu kararın adım adım kalıcı hale getirildiği vurgulandı. Ancak izole kararı, konutlarda iç içe yaşayan göçmenler arasında farklı hastalıkların yayılmasına da neden oldu.

Kâr amacı gütmeyen tıbbi yardım kuruluşu Health Serve İcra Direktörü Michael Cheah, “Salgın 2020’de vurduğunda, göçmen işçiler Singapur’daki vakaların neredeyse yüzde 90’ını oluşturdu. Bunun üzerine hükümet, göçmenlerin topluca bir arada kaldığı konutları daha izole hale getirme gibi bir dizi kararı hayata geçirdi. Pandemi öncesi, Singapur’un işlek bölgesi Kuzey Hindistan’da vakit geçirebilen göçmen işçiler uzun süredir bu alışkanlıklarından uzak. Sürekli bir arada olmaları, farklı salgın hastalıkların aralarında çabuk yayılmasına da neden oldu” diye konuştu.

İŞÇİLER PSİKOLOJİK SORUNLAR YAŞIYOR

Bir diğer yardım kuruluşu Transient Workers Count Too Başkan Yardımcısı Alex Au ise “Toplu konutlardaki göçmenlerin yüzde 98’inin tam aşılanması nedeniyle artık bu tür katı kısıtlamalar devam etmemeli. Ancak hükümetin göçmen işçileri gözetim altında tutmayı bir fırsat olarak görme olasılığı artırıyor” diye konuştu. Göçmen işçilerin gündelik hayattan koparılması ruhsal sorunlara da yol açtı. Ülkede Yale-NUS Koleji’nin yayımladığı rapora göre, göçmen işçilerin büyük çoğunluğunun sosyal izolasyon nedeniyle depresyon, kaygı bozukluğu ve intihara meyil gibi sorunlarla boğuştuğu aktarıldı.

Singapur’un İnsan Gücü Bakanı Tan See Leng ise konuya ilişkin El Cezire’ye yaptığı açıklamada, göçmen işçilere ruh sağlığı desteği sunmayı planladıklarını söyledi. Leng, kısıtlamaların hafifletilebileceğini belirterek “Göçmen işçilerin sağlıklarını korurken dinlenme ve sosyal ihtiyaçlarını karşılamak için düzenlemeler yapmaya devam edeceğiz. Ruh sağlığı ihtiyaçlarını karşılamak için de kapsamlı bir destek sunacağız” ifadelerini kullandı.

***

Avrupa göçmen ölümlerine seyirci

Libya açıklarından Avrupa kıyılarına ulaşmaya çalışan göçmenler ölüme terk ediliyor. Londra merkezli yayın Middle East Eye’da Katherine Hearst imzasıyla dün yayınlanan haberde, Orta Akdeniz’de göçmenlere yardım kuruluşu çalışanlarının, Libya Sahil Güvenlik yetkililerinin ihlallerine ilişkin tanıklıklarına yer verildi. Yardım kuruluşu SOS Méditerranée’ye bağlı göçmen kurtarma gemisi Ocean Viking mürettebatından Britta Rabe, “İnsanlar defalarca ölüme terk edildi. Libya Sahil Güvenlik onları terk etti. Frontex ise tekneleri izliyor. Bizim tek yapabildiğimiz, inatla tepki vermeyen İtalyan, Malta ve Libya sahil güvenliklerine sürekli olarak GPS konumlarını iletmek oluyor” dedi. Almanya merkezli göçmen yardım kuruluşu Sea Watch’tan Felix Weiss ise “Suç çeteleri, çaresiz insanları korkunç hava koşullarında denize açılmaya elverişli olmayan bir tekneye tıkıp denize itiyor. Ancak Orta Akdeniz’i geçmeye çalışan kişilerin yüzde 65’inin Libya’ya geri itildiğini söyleyebiliriz” dedi. Weiss, “Libya Sahil Güvenlik tehlikedeki kişileri kurtarmakla ilgilenmiyor, AB’den daha fazla para almak için sayılarla ilgileniyor” dedi. Başta İtalya olmak üzere AB ülkeleri göçmenlerin Avrupa kıyılarına ulaşmamaları için Libya Sahil Güvenliği’ne fon sağlıyor. Hava gözetimi ise büyük ölçüde AB’nin sınır güvenlik teşkilatı Frontex’in şirketlerden satın aldığı insansız hava araçları ile yapılıyor. Ancak geçen yıl, Orta Akdeniz’deki göçmen ölümleri arttı. Birleşmiş Milletler Göç Ajansı’nın (IOM) verilerine göre, 2020’de 1448 göçmen Orta Akdeniz’de hayatını kaybederken bu oran 2021’de 2 bin 41’e yükseldi.