Göçmene bekleme durağında zulüm
Sıkça hak ihlalleriyle gündeme gelen geri gönderme merkezlerinde tutulan göçmenler aylarca çeşitli hak ihlallerine maruz kalıyor. Avukat Karpuz, “Hastaneye götürülmeleri için hayati riskin olması gerekiyor” dedi.

Ebru ÇELİK
Avrupa Birliği’nin Türkiye’ye aktardığı 200 milyon avroyu aşkın fonla kurulan göçmen geri gönderme merkezleri (GGM) yaygın insan hakları ihlalleriyle gündemden düşmüyor. İnsan hakları savunucularının yaptıkları araştırmalar ve göçmenlerin zorlukla ulaştığı avukatların aktarımına göre merkezlerde şiddet, kötü yaşam koşulları ve hukuksuz sınır dışı uygulamalarının sistematik hale geldiğini ortaya koyuyor.
Avukat Duygu İnegöllü’nün aktardıklarına göre; Türkiye’ye gelen herhangi bir göçmen, kayıt işlemlerini yaptırdığı günden itibaren 6 ay çalışma izni bulunmuyor. Bu durumun göçmenleri kayıt dışı olarak düşük ücret karşılığında çalışmak zorunda bırakılırken alıkonulanlar hakkında ise sınır dışı kararı veriliyor. 30 gün içerisinde kişinin ülkeyi terk etmesi beklenmeden idari gözetim kararı alınarak GGM’lere gönderilirken iddialara göre göçmenler burada aç bırakılıyor, kimseye ulaşamıyor ve darp ediliyor.
EĞİTİME ERİŞİM YOK
İnegöllü, “Türkiye’de bulunan 32 GGM’nin çoğu dağ başı dediğimiz yerlerde bulunuyor. İçeride çocuklar var ve bu çocukların eğitime erişmesi gerekiyorsa en yakın köy okuluna jandarmayla götürülmesi gerekiyor. Yalnızca Anayasa Mahkemesi’ne başvurduğumuz çocukları götürmek zorunda kaldılar. Çocuklar başlarında jandarmayla okula götürülüyor” dedi.
LGBTİ+’ları koruyucu hiçbir uygulama olmadığını belirten İnegöllü, “Aydın GGM’de trans kadın olan bir müvekkilim oldu ancak kimliğinde erkek yazıyor. GGM’ye alınırken ‘Kim arayacak, ne olacak, nerede kalacak’ soruları sorulmuş. Üst aramasını erkek görevlinin yaptığını söyledi. Güvenlik bana ‘Ben sadece altını aradım, üstünü kadın arkadaşım aradı’ dedi. Müvekkilimi erkek koğuşuna mı kadın koğuşuna mı koyacaklarını bilemedikleri için tek başına revire koydular. Bir hasta geleceği zaman revirden çıkarılıyor. Muayene sedyesinin üzerinde uyuyor, uyanıyor” diye konuştu.
‘ÜLKENE DÖN’ BASKISI
GGM’lerdeki en büyük sorunun sağlığa erişim ve hijyen olduğunu söyleyen Ayşegül Karpuz, özellikle Suriyeli göçmenlere idare tarafından zorla ülkelerine dönmeleri yönünde baskı yapıldığını aktardı. Bazı GGM’lerde zorla gönüllü geri dönüş belgesi imzalatıldığını ileri süren Avukat Ayşegül Karpuz, “Urfa ve Adana geri gönderme merkezlerinde ‘Ülkene dön’ diye baskı yapılıyor. Bir müvekkilimin Suriye’ye zorla geri gönderileceğini sosyal medya üzerinden duyurmamın ardından işlemi durdurdular. Ancak müvekkilim hâlâ Urfa GGM’de” diye konuştu. Karpuz son olarak şunları aktardı: “Koğuşlarda en az 6-12 kişi kalıyor. Bu da hastalıkların rahatça bulaşabilmesine neden oluyor. Hastaneye götürülmeleri için hayati risklerinin olması gerekiyor veya avukat baskılarıyla götürülüyorlar.”
∗∗∗
AYM’DEN TAKİPSİZLİK KARARI
İzmir Harmandalı GGM’de 2020 yılında günlerce havalandırmaya çıkma talepleri reddedildi. Bu sırada Kuranı Kerim okumak isteyen bir göçmene personelin küfretmesi üzerine çıkan olayda çok sayıda göçmenin darp edildiği öne sürüldü. İzmir Barosu avukatları Ayşegül Karpuz ve Duygu İnegöllü, iki göçmende ağır darp izlerinin görüldüğünü belirtti. Avukat Karpuz, somut deliller olmasına rağmen Anayasa Mahkemesi’nin Kasım 2023’te davaya takipsizlik kararı verdiğini belirtti.