Okumayı, öğrenmeyi alışkanlık haline getiren, her zaman okuduğundan anlam çıkaran ve bunu yaşama eklemleyen Emin Özdemir’i, Göğüne Sığmayan Bulut’u anlatırken yine kitaplar arasında buldum

Göğüne Sığmayan Bulut

Nevzat Dağlı

Okumak, anlamak, anlatmak sözcükleri bana hep Emin Özdemir’i çağrıştırır. Daha önce “Güzel ve Etkili Konuşma Sanatı”, “Anlatım Sanatı”, “Okuma Sanatı”, “Eleştirel Okuma”, “Okuma ve İnceleme”, “Dil ve Yazar”, “Öz Türkçe Üzerine”, “Yazı ve Yazınsal Türler”, “Dilin Öte Yakası”, “O İyi Kitaplar Olmasaydı” gibi yapıtlarını okuduğum, hazırladığı sözlüklerden yararlandığım Emin Özdemir, bu kez Hatice Aydoğdu’nun yaptığı nehir söyleşisi “Göğüne Sığmayan Bulut –Emin Özdemir Kitabı”yla kendi yaşamı üzerinden aydınlanma dersleri veriyor.

“Göğüne Sığmayan Bulut - Emin Özdemir Kitabı”, kaynağından su içer gibi okunan bir kitap. Her şey yaşanmışlıklar üzerinden yalın bir biçimde anlatılıyor. Ben bu kitapta yoksulluğa, çaresizliğe, bilgisizliğe (cehalete) karşı verilen savaşımın soylu direniş örneklerini gördüm. İnsanın okuyarak yüceldiğini öğrendim. Türk Dili’nin yılmaz savunucusu, bilge insan Emin Özdemir’in büyüklüğüne bir kez daha tanık oldum, hayranlığım biraz daha arttı.

Yazın emekçisi, Türk Dili’nin büyük ustası, düşünür Emin Özdemir’le aynı eğitim kurumunda uzun yıllar öğretim görevlisi olarak birlikte çalıştık, dahası, yıllarca aynı çalışma odasını birlikte kullandık. Onu yeterince tanıdığımı sanıyordum. Hatice Aydoğdu, öyle güzel sorularla Emin Özdemir’i konuşturmuş ki ortaya tüm görkemiyle bir insanlık anıtı çıkarmış. Bu anıt bizlere, bilgeliğin okumakla, anlamakla kazanılacağını öğretiyor.

Kitabın adı çok güzel belirlenmiş. Çorak topraklar üzerinde gökyüzünde beliren bulutun nasıl umut olduğunu kırsal yörelerde yaşayanlar çok iyi bilir. O bulut neredeydi, göğüne neden sığmadı, kimlere umut oldu, nerelere bereketli yağmurlarını bıraktı, nerelerde birbirinden güzel ürünlerin yetişmesine olanak sağladı, bunu ‘Göğüne Sığmayan Bulut’tan öğrendim. Kalem, defter bulamayan, başı bitli köy çocuklarının köy enstitülerinde nasıl umut olduklarını; güçlüklerle savaşımda bilenmiş kırsal kökenli aydınların, Cumhuriyet'e ve onun değerlerine sahip çıkarken nasıl ödünsüz davrandıklarını bu kitapta imrenerek okudum.
gogune-sigmayan-bulut-264092-1.
Eğitim, sözcük olarak eğmeyi, bükmeyi anımsatsa da, Emin Özdemir, eğitimi dik durmak olarak algılayan bir öğretmen.

Öğretmenlik yaptığı ilkokulda da, ortaokulda da, eğitim enstitüsünde de, fakültelerde de öğrencilerine dik durmayı öğütlüyor ve bunun okumakla gerçekleşeceğini belirtiyor. Ders verdiği her öğrenim aşamasında öğrencilerinin sevgisini, saygısını kazanan Özdemir, ‘Boş çuval dik durmaz’ sözüyle belleklerde silinmez izler bırakıyor.

Sayın Emin Özdemir, sıfırdan zirveye çıkmış aydınlarımızdan birisidir. Yaşam yolculuğunda çok ünlü insanlarla yolları kesişti. Mustafa Nihat Özön’den Adnan Benk’e, Adnan Binyazar’dan Fakir Baykurt’a, Yaşar Kemal’den Aziz Nesin’e, Ahmet Taner Kışlalı’dan Emre Kongar’a, Cemal Mıhçıoğlu’dan İhsan Doğramacı’ya değin ve daha saymakla bitmeyecek ünlülerle ortak anıları oldu. Gazi Eğitim Enstitüsü, Hacettepe Üniversitesi, Ankara Üniversitesi (BYYO) İletişim Fakültesi ve Türk Dil Kurumu’nda görev yaptı. Bu kitapta, yaşadıklarının, tanıklıklarının perde arkasını da gördüm.

Okumayı, öğrenmeyi alışkanlık haline getiren, her zaman okuduğundan anlam çıkaran ve bunu yaşama eklemleyen Emin Özdemir’i, Göğüne Sığmayan Bulut’u anlatırken yine kitaplar arasında buldum. Hatice Aydoğdu, söyleşiden önce dersine o kadar güzel çalışmış ki dünyanın en ünlü yazarlarının en yeni kitaplarını tartışıyorlar. Sayın Özdemir, güçlü belleğiyle kitaplardan alıntı yapıyor, yaşanılan olayları evrensel boyutta irdeliyor. Montaigne, Milan Kundera, Dostoyevski, Gabriel García Márquez ve daha niceleri sık sık söze karışıyor. Bir yerde Jean Piaget adını görünce işte buna şapka çıkarılır, dedim. Sayın Özdemir, çocuk kitaplarını hazırlarken psikoloji kitaplarından da yararlanıyor. Kendi çocuklarını, torunlarını gözlemleyerek kitapların yaşama dönük olmasını sağlıyor.

Göğüne Sığmayan Bulut, yaşama anlam kazandıran bir savaşımın öyküsü. Kitabı okuyup bitirdiğimde, kendi yaşamım üzerinde düşünmeye başladım. Neredeydim, nereye geldim, neleri başardım? Bu kitap, okuyucuya kendi yaşamını sorgulatıyor.