Gökçeada halkından baskılar nedeniyle iptal edilen sergiye destek
Gökçeada'da yapılması planlanan ancak baskılar sebebiyle iptal edilen "Yeniden Buluşacağız: İmroz'un 1964 Belleği" sergisine Gökçeada halkı destek verdi.

Gazeteci Melike Çapan’ın hazırladığı, 1964’teki olayların yansımalarının anlatıldığı “Yeniden Buluşacağız: İmroz’un 1964 Belleği” sergisi baskılar nedeniyle iptal edilmişti. 1964 öncesi ve sonrası Rum kimliğinin adadaki varlığını konu alan sergiye Gökçeada halkı sahip çıktı.
Suç duyurusunda bulunan adalılar, "Bu metnin adada bir arada barış içinde yaşamaya teşne halkları nefret, kin ve düşmanlığa sevk edebilecek söylemler barındırması sebebiyle üzgün ve tedirginiz. Bu topraklarda yaşayan kimsenin herhangi bir şekilde kendi kimliği ve geçmişinden ötürü incinmesini istemeyiz" ifadelerini kullandı.
Ada halkının yaptığı açıklama şöyle:
"Gazeteci Melike Çapan’ın ilk olarak 2022’nin Kasım ayında İstanbul’da ziyarete açılan 'Yeniden Buluşacağız: İmroz’un 1964 Belleği' adlı sergisinin Gökçeada’da da sergileneceğinin ilanı üzerine Gökçeada Kent Konseyi Başkanı Bülent Ayli tarafından yapılan açıklamayı biz adada yaşayan her kesimden insanlar olarak son derece kaygı verici, art niyetli ve tehditkar buluyoruz. Bu metnin adada bir arada barış içinde yaşamaya teşne halkları nefret, kin ve düşmanlığa sevk edebilecek söylemler barındırması sebebiyle üzgün ve tedirginiz. Bu topraklarda yaşayan kimsenin herhangi bir şekilde kendi kimliği ve geçmişinden ötürü incinmesini istemeyiz. Biz ada sakinleri olarak bu adada yaşayan herkesin değerlerine, kültürüne ve varlığına eşit ölçüde saygı duyuyor ve bunları korumaktan mesul hissediyoruz.
Bulunduğu konumun hassasiyetlerinden alenen yoksun olan Kent Konseyi Başkanı şahsın ürettiği tehlikeli nefret söylemi kat’iyyetle adada yaşayanların duygu ve düşüncelerini temsil etmemektedir. 'Dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde herkesin eşit olduğu' Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 10. Maddesiyle güvence altına alınmıştır. Kent Konseyi Başkanı, yalnızca tertip edilmesi planlanan sergiyi hedef göstermekle kalmayıp 'devletimiz Rumlara verdiği hakları da gözden geçirmelidir' söylemiyle tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının eşitliğini koruma altına alan Anayasanın ilgili maddesini ihlale teşebbüs etmektedir.
İlgili beyan, eşit haklara sahip Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının bir bölümünü tehdit etmek suretiyle tüm toplumun huzurunu kaçırmaktadır. Adada yaşayan tüm yurttaşlar, Anayasanın güvence altına aldığı eşit vatandaşlık hüviyetini paylaşmaktadır ve yılların beraberinde getirdiği ortak yaşam deneyimiyle birbirine bağlıdır. Bu bağlılığı zedeleyici nefret söylemleri üretmek ve toplumsal barışa gölge düşürmeye çalışmak kimsenin haddine değildir. Söz konusu gayrivicdani ve suç teşkil eden söylemleri üreten şahsa ilişkin suç duyurusunda bulunuyoruz.
Rum toplumunun adada yüzyıllardır yaşayarak oluşturduğu yaşam pratikleri, adaya sonradan yerleştirilen topluluklarla komşuluk bağı üzerinden paylaşılagelmiştir. Adanın güzelliğini ve yaşanılabilirliğini borçlu olduğu kaynak esasen bu varoluş ve kültürün ta kendisidir. Adaya Rumlardan miras kalan kültüre turistik bir meta muamelesi yapılan ve neticede bu kültür üzerinden kazanç dahi elde edilen bir ortamda, buradaki Rum kimliğini ve adanın tarihini yok saymaya çalışmak, bir sergiyi devlete bir tehdit olarak lanse etmek abesle iştigaldir. Adanın geçmişinin konuşulması, belleklerin yenilenmesi ve tarihle yüzleşilmesi ihtimali neden bu denli ürkütücüdür? Toplumsal huzuru bozmaya yönelik sorumsuzca söylemler üretenler dışında kimsenin bu kültürü yaşatmak ve bir arada yaşamakla ilgili bir sorunu yoktur."