Gökhan Türkmen: Eğer kazanırsak, kaybedeceğiz
Müzisyen Gökhan Türkmen, insan eliyle doğaya verilen zararı konu aldığı ‘Yüzüne Vurma’ adlı şarkısına klip çekti. Türkmen, “Eğer insan egemen bir dünya kurmaya devam edersek, muhtaç olduğumuz doğayı kaybederiz. Bu nedenle, “Eğer kazanırsak, kaybedeceğiz” diyor
Öykü ÖZFIRAT
Gökhan Türkmen ve Serkan Emre Çiftçi’nin birlikte çalıştığı ‘Yüzüme Vurma’nın klibi geçtiğimiz günlerde dinleyici ile buluştu. Kolaj görüntülerin yer aldığı klip doğa-insan ilişkisini gözler önüne seriyor. Gökhan Türkmen ile şarkı üzerine konuştuk.
► ‘Yüzüme Vurma’ şarkınız dinleyici ile buluştu. Şarkının ortaya çıkma sürecinden biraz bahseder misiniz?
‘Yüzüme Vurma’ bizim için çok değerli bir parça. Pandemi sürecinde global olarak insanlığın yaşadığı acıların yanında doğayı kendi haline bıraktığımızda yeniden doğmasına şahit olduk. 2020 yılına dünyada felaketlerle girdik. Avustralya yangını, hayvan ölümleri, doğa katliamı ve sebep olduğumuz global ısınmanın sonuçları. Yıllardır şahit olduklarımız bu yıla girer girmez acılarla devam etti. Sevgili dostum Ozan Turgut, doğanın isyanını kaleme aldı. İnsanlığa haykırışını sözlere döktü. Ben ve trompetiyle Serkan Emre Çiftçi’de müzikle eşlik ettik. Her şey bir bütün aslında, biz sadece bunu farkındalığa ulaştırmak istedik. Sanat da yol oldu her zamanki gibi.
► Şarkıya belgesel tarzı bir klip eşlik etmiş. Doğa talanına dikkat çeken bu klibin fikri nasıl oluştu?
Pandemi 21’inci yüzyıl insanına hiç beklemediği deneyimler yaşatıyor. Biz bu hızlı ve teknolojik çağda ilk defa doğanın kendini bu kadar hızlı yenilediğine şahit olduk. Doğa ana ve insanlığı birlik içinde düşündüğümüzde, insanlığın sebep olduğu (bilerek ve/veya bilmeyerek) acı sonuçları gözler önüne sermek gerekiyordu. Sanırım zamanı gelmişti. Klibin içeriği bu nedenle dünyanın sürüklendiği felaketler sonucunda pandemi sürecinde insanlığın dört duvara kilitlenmesini ve doğanın da yeniden yeşermesini gösteriyor. Hatırlatma mahiyetinde hepsine klipte şahit oluyoruz. Amacımız da buydu.
► “Eğer kazanırsak, kaybedeceğiz” diyorsunuz. Bu sözü biraz açabilir misiniz?
Aslına bakarsanız insan egemen bir dünyada doğayı işgal eden biziz. Geçenlerde sosyal medyada dikkatimi çeken bir ifade oldu. “Dikkat geyik çıkabilir” diye. Otoyolda bir geyik fotoğrafı koymuşlar. Altında şu yorum yazıyordu “Biz onların yolundayız onlar bizim değil.” Evet dağları delip asfalt yolları yaparak geyiklerin yoluna biz çıkıyoruz. Eğer insan egemen bir dünya kurmaya devam edersek egomuzu tatmin eder ve dilediğimiz bir fiziksel dünya yaratabiliriz. Diğer yandan muhtaç olduğumuz doğayı kaybederiz. Oksijeni yitiririz, besinleri yitiririz, toprağı işleyemez olur, deniz yalnızca sudan ibaret olur. Bu nedenle “Eğer kazanırsak, kaybedeceğiz”, insanlığın sonuna gelmiş oluruz.
DÜNYANIN CİĞERLERİNE İHTİYACI VAR
► Şarkının dijital gelirini ‘Melis Özsoysal Korusu’ için Ege Orman Vakfı’na bağışlıyorsunuz. Bu projeden biraz bahseder misiniz?
Bildiğiniz üzere sosyal sorumluluk projeleri bizim en hassas olduğumuz konu. Gerek ben gerekse GTR Müzik ekibi bu konuda elimizden geleni yıllardır yapmaya çalışıyoruz. Daha önce sevgili Ozan’ın kaybettiğimiz kardeşi Melike Turgut adına bir koru projesi başlatmıştık. Yıllar içindeki süreçte artık orman statüsüne geçince, Ege Orman Vakfı ile olan güzel iş birliğimize devam etmek istedik. Yine yıllar önce yitirdiğimiz sevgili kardeşimiz Melis Özsoysal adına koru projesini başlattık. Dinleyicilerimiz dijital platformlardan parçayı dinlediklerinde dünyanın neresinde olursa olsunlar fidanlığa bağışta bulunmuş olacaklar. Dünyanın ciğerlerine ihtiyacı var, biz de kendimizce buna katkıda bulunarak ‘Melis Özsoysal Korusu’ projesini başlattık. Orman statüsüne geldiğinde yeni bir koru projesiyle devam edeceğiz. Bu hep böyle devam edecek.
► Dünyada iklim krizi ile mücadele giderek artarken, Türkiye’de bir yandan da hayvan hakları talepleri sürüyor. Son dönemdeki gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Klişe olacak farkındayım ama o canların yaşamaya hakkı var. Hiçbir insan evladı bir canlının nefesini kesme ve/veya ona zarar verme statüsünde değil. Olmamalı. Ne yazık ki yaşanılan toprakların ve sınırların kurallarına göre hayatımızı düzenliyoruz. Bu toplumsal ve sosyal anlamda gerekli bir yapılanma. Diğer yandan ‘Yüzüme Vurma’nın da farkındalık temennisini yansıtan bir konu. Hayvan haklarına gelene kadar nesli tükenen kuşlar için ve dağ keçileri için av iznini değerlendirmeli. Bunu biz yaptık, insanlık yaptı. Egomuz yaptı. Biz kimiz ki bir dağ keçisine sen olmayacaksın hükmünü veriyoruz. Çok komplike ve acı konular bunlar. Büyümemiz için daha çok can yanacak gibi görünüyor. Yine de umudumuzu kaybetmeden bizler yapabileceklerimizi yapalım. Doğayı ve hayvanları koruyalım, saygı gösterelim.
***
BİRLİK OLMA ZAMANIDIR
► Covid-19 ve karantina sanatçılar adına zorlayıcı bir dönem oldu. Sizin için üretim ve dinleyici ile buluşma açısından nasıl geçti bu süreç?
Global olarak sanat dünyası büyük bir sıkıntı yaşadı, hâlâ da yaşıyor. En çok etkilenen sektörlerden biri sanat. Müzikal olarak biz üretmeye devam ettik. Dijital platformlardan canlı konserlerimizle müzik severlerle buluştuk. Farkındalık konserleriyle pandemi sürecinde hastanelerde aylarını geçiren hemşireler, doktorlar ve hastane hizmetlileri için bir araya geldik sanatçı dostlarımızla. Keyifli geri dönüşler aldık. Sıkıntılı süreçler birlik olma zamanıdır, biz bunu elimizden geldiğince uyguladık inancındayım.
► Önümüzdeki günler için şarkı, konser gibi planlarınız neler?
2 Ağustos’ta sevgili Genco Arı ile birlikte yeni bir parçamız dijital platformlarda yerini alacak. Keyifle bekliyoruz. Aynı zamanda ekim ayında yine Abby Road’da kayıtları tamamlanan albümümüz çıkacak. Onun hazırlık sürecindeyiz. Plak olarak raflarda yer alcak albüm aynı zamanda sayılı CD ve kaset formatında da olacak. Üretmeye devam ediyoruz. Konserler tahminimizce ekim ayında başlar, hayatın ve pandemi sürecinin gidişatına bağlı olacak her şey. Şu an önemli olan birlik olmak ve sağlığımızı düşünerek hareket etmek.