Yaklaşık 50 bin kişinin yemek masalarını, ocakta çayını, oyuncağını, kitabını öylece bırakıp gitmelerinin üzerinden 36 yıl geçti. Çernobil, savaşla yeni bir risk yaşadı. Nükleer enerjiye karşı mücadele ise sürüyor.

Gökten ölüm yağdı, çocuklar kar sandı

Haber Merkezi

Çernobil’i gayet iyi hatırlayanlar da var, sonradan izledikleri diziyle yaşamış gibi olanlar da. Dizi tartışmalara yol açsa da yaşanan acıyı anımsatmıştı. Çocukların santralden gelen serpintiyi kar gibi avuçlarına almak istediği sahne ise acıyı derinleştirdi.

Çernobil faciasının dün 36’ıncı yıldönümüydü. Hala o bölgede kimse yaşamıyor. Hala üzeri özel bir yapıyla örtülse de radyasyon yayılımı sürüyor. Tüm bunların yanında Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliyle yeniden gündeme geldi Çernobil. Çevresi ateş topuna döndü. Yeni tehlike oluştu, dünya diken üstündeydi. Üstelik tüm dünyayı etkileyen o felaket Türkiye’yi çok yakından ilgilendiriyordu. O merkeze çok yakın yaşayanlar için hayat biterken, Türkiye’ye de ağır ağır yanan bir kor düşmüştü. Etkisi yıllarca sürdü. Bugün hala Karadeniz’de görülen kanser vakalarının Çernobil ile ilintisi konuşuluyor. Bilimsel sonuç nedir belki hiçbir zaman öğrenilemeyecek. Binlerce kez ‘‘Çernobil’den ders çıkarmalıyız’’ denildi. Ders alınmadığı Fukuşima’da görüldü. Ancak birçok ülke de nükleer enerjiden vazgeçme yolunu seçti. Türkiye’de ise vazgeçilen bu enerji türüne çok yakın. Akkuyu’da santral inşaatı sürerken, Sinop ve İğneada’da ön çalışmalar devam ediyor.

SAVAŞTA YARATTIĞI RİSKİ GÖRDÜK

TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu üyesi Mehmet Özdağ insanlığın hâlâ yaşanan faciadan ders çıkarmadığını ifade etti. Çernobil Santrali’nin yakınlarında çıkan bir orman yangının ülkeleri alarma geçirdiğini hatırlatan Özdağ, BirGün’e yaptığı açıklamada şöyle konuştu; ‘‘Çünkü o orman yangınında bile ölçülen radyasyon oranının çok yükseldiğini görüyoruz. Bunun dışında sadece Çernobil’in patlaması meselesi değil, nükleer santrallerin herhangi bir savaş ortamında ya da terör faaliyetlerinin yoğunlaştığı kaos ortamlarında nasıl bir risk yarattığını en son bize burnumuzun dibinde devam eden Ukrayna savaşı gösterdi. Önce Çernobil’de sonra Zaporijya’da orduların ilk hedefinin saldırdıkları ülkelerin bu tür yıkıcı tesisleri olduğunu görüyoruz.”

gokten-olum-yagdi-cocuklar-kar-sandi-1008188-1.

Nükleer santralların yeni bir facia yaşatabileceğini söyleyen Özdağ, sözlerini şöyle tamamladı: ‘‘Doğayı korumaya yönelik uluslararası anlaşmalar da Ukrayna’nın işgali ile birlikte rafa kaldırıldı. Kapitalizmin yeni savaşını izliyoruz. Rusya-Ukrayna savaşı sadece iki ülke sınırında çıkan bir savaş değil, yeni kurulacak dünya düzeni için de savaş dönüyor. Rusya’nın enerji kaynaklarına bağımlı olan Avrupa yeniden nükleer santralleri gündeme getirdi. Kapitalizmin doğa ve toplumla barışık bir enerji politikası düşünmediğini net söyleyebiliriz.”

YENİ FACİALAR YAŞANMASIN

Çernobil faciasının yıldönümü nedeniyle Nükleer Karşıtı Platform Bileşenleri’nin yaptığı açıklamada toplumun tüm kesimleri mücadeleye çağrıldı. Açıklamada Ukrayna’ya savaş açılması sonrası Zaporijya nükleer santralı çevresinde çatışmaların yarattığı tedirginliğin hatırlatıldığı açıklamada ‘‘Savaş koşullarında nükleer santralların ve silahların canlılar için ne kadar büyük bir tehdit olduğu bir kez daha hatırlandı. Savaşın ilerleyen günlerinde Çernobil, Rus Ordusu tarafından işgal edilirken, veri akışı durduğu santralda, güvenlik sistemine günlerce elektrik verilemedi. Çernobil Santralı çevresinde çıkan yangın ise günlerce söndürülemedi. Radyasyon seviyesinde büyük artışlar yaşandı. Tehlike çanları yalnızca Ukrayna için değil, tüm dünya için yeniden çalmaya başladı’’ denildi.

Nükleer santrallara alternatiflerin arandığı bir dönemde Türkiye’de siyasi iktidarın sonu felaket getiren nükleer santral kurma gayretlerini inatla sürdürdüğü belirtilen açıklamada şöyle denildi: ‘‘Ülkemizin nükleer santrallara ihtiyacı yok. İnsanlara, çevreye ve doğaya zarar veren yatırımlardan vazgeçilmeli, kamusal politikalar acilen devreye sokulmalı. Başta Mersin, Sinop, Kırklareli ve Adana olmak üzere bütün yerel yönetimleri, nükleer santral ve silahların barındırılmaması için girişimde bulunmaya ve mücadele edenlere katılmaya çağırıyoruz.’’