Gölgede kalan Erbil-Kandil krizinin arka planında ne var?
Derviş Cemal
ABD seçimleri, korona salgını, Viyana’daki saldırılar derken gölgede kalsa da Irak-Suriye-Türkiye hattında Kürt hareketleri arasında bütün bölgeyi yakından ilgilendiren gelişmeler yaşanıyor. Bir süredir PKK ile KDP arasında süren gerilim giderek tırmanıyor. 9 Ekim’de Erbil-Bağdat arasında imzalanan Şengal anlaşmasıyla daha da alevlenen gerilimde Kandil’in Erbil’i, Erbil’in PKK’yi suçlamasıyla büyüyen kriz çatışmaya dönüşecek boyuta ulaştı. Akıllara 90’lı yılların ortalarında yaşanan PKK-KDP getiren sorunun birçok boyutu var.
Suriye ve Irak coğrafyalarında birbirine paralel olarak yaşanan son dönemlerdeki politik kırılmalar sonrasında kendilerine alan açmaya çalışan Kürt hareketlerinin birbirileriyle çakışan öncelikleri bir krize yol açıyor. Suriye Kürtleri’nin de yeni bir aktör olarak denkleme dahil olmasıyla Irak, İran, Suriye ve Türkiye’yi kapsayan dört ülkede dört parçalı bir yapılanma oluştu. Suriye Kürtleri’nin silahlı yapılanması YPG’nin ana omurgasını oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) ABD ile sıkı bir işbirliğine girmesi yeni bir paradigmaya yol açtı.
ABD-SDG, ANKARA-ERBİL İŞBİRLİĞİ
Arap Baharı olayları sonrası Suriye ve sonrasında Irak’ta baş gösteren durum Kürtler arası ilişkileri de yeni bir teste tabi tuttu. Suriye’nin kuzey doğusunda SDG ile ortak hareket eden ABD’nin buradaki Kürt grupları tek çatı altında toplama arayışıyla başlayan hareketlilik, Erbil ile Bağdat arasında imzalanan Şengal/Sincar anlaşmasıyla yeni bir aşamaya geçerken her iki hamle de taşları yerinden oynattı. Erbil'in de Ankara ile var olan ilişkilerini yeni anlaşmalarla peşkiştirmesi sonrasında Kandil rahatsızlığını açıkça dillendirmeye başladı.
PKK, bir süredir bölgesel denklemde kendisinin tasfiye edilmeye çalışıldığını hem Suriye hem de Irak’ta kendisinin olmadığı farklı senaryoları devreye sokulmak istendiğini, bunun da kabul edilemeyeceğini belirtiyordu.
BARZANİ ‘EL KOYSUN’ ÇAĞRISI
Irak Federal Hükümeti ile Erbil'deki Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin Sincar'ın güvenliğini sağlamak ve bölgeyi yeniden inşa etmek için imzaladığı anlaşmayı “ihanet”le suçlayan PKK yönetimi bu anlaşmanın kendi varlığına karşı gerçekleştirildiğini ileri sürdü. Ankara ile işbirliğiyle suçladığı Barzani yönetimini “işbirlikçi” olmak, tarihi ihanete imza atmakla suçlayan Kandil, benzer bir hamlenin Mahmur, Metina gibi bölgelerde de yapılmaya çalışıldığını belirtti.
PKK Yürütme Konseyi Üyesi Murat Karayılan geçen hafta Stêrk TV’ye verdiği mülakatta, “Kürtler arası bir iç savaşı asla istemeyiz. Ancak KDP’nin savaş hazırlığı var. Nerede bir noktamız varsa, geçtiğimiz bir yol varsa, oraya güç yığıyor. Sayın Mesut Barzani bu durumdan haberdar mı? Buradan çağrı yapıyorum. Kak Mesut duruma el koysun. Sorunlarımızı diyalogla çözelim” diyerek durumun hassasiyetine dikkat çekerek Barzani’ye çağrı yapmıştı.
MANŞETTEN BARZANİ ELEŞTİRİSİ
Birkaç gündür meseleye dair Erbil’in eleştirildiği yazıların yer aldığı Yeni Yaşam gazetesi dün “Tehlikeli açıklama” başlığıyla manşetten verdiği haberde Mesut Barzani’yi açıkça eleştirdi. Barzani’nin Kürt gruplar arasındaki gerilimi yatıştırmak yerine artıran bir açıklama yaptığının ileri sürüldüğü haberde “Sivillerin de zarar gördüğü Türkiye’nin bölgedeki operasyonlarına hiç değinmeden PKK’yi sorumlu tuttuğu” kaydedildi. Haberde KDP Lideri Barzani’nin PKK’nin bölgede elinde tuttuğu alanları boşaltmasını da istediği belirtildi. Mücahit Akgün de dünkü Yeni Yaşam’daki tam sayfalık analizinde “KDP’nin temas hatlarına askeri yığınak yaptığı, yeni karakollar inşa ettiği ve iç savaş hazırlığı yaptığı haberleri bir süredir Kürt medyasına yansıyordu. Basına yansıyan görüntülere bakıldığında KDP’nin bir hazırlık içinde olduğu rahatlıkla anlaşılıyor” ifadeleriyle bu duruma dikkat çekti.
PKK-PEŞMERGE ÇATIŞMASI
Aynı saatlerde Barzani ailesine yakınlığıyla bilinen K24 TV “PKK’den Peşmerge’ye saldırı” başlığıyla geçtiği haberde “Duhok’un Amedi ilçesine bağlı Çemanke nahiyesinde düzenlenen bombalı saldırıda 1 Peşmergenin yaşamını yitirdiği, çok sayıda kişinin de yaralandığını belirtti.
PKK ile KDP arasında baş gösteren çatışma riski nedeniyle Murat Karayılan’ın çağrısı üzerine gözlerin çevrildiği Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) lideri Mesut Barzani ise yaptığı açıklamada bölgenin içerisinden geçtiği hassas süreçte her Kürdistanlıya gerçekçi bir şekilde bu soruna yaklaşmaları çağrısında bulundu, tarihsel sorumluluğa uygun davranarak kriz ve tatsızlıkları bırakmak için adım atılması gerektiğini kaydetti. Barzani, “Tarih şahitlik etmektedir ki, Kürtler arası savaşı biz haram kıldık ve bununla gurur duyuyoruz. Çünkü Kürdistan halkı ve tüm taraflar savaş ve ittifaksızlıktan büyük zararlar gördü” ifadelerini kullandı. Barzani, birçok suçlamada bulunuyor ve PKK’nin bulunduğu alanlardan çekilmemesi halinde Kürtler arası çatışmadan çekinmeyeceğini deklare ediyor.
JEFFREY’DEN AÇIKLAMA
ABD'nin İran ve bölgesel tahayyülleri doğrultusunda Kandil'i yanına çekmek istediği, bu konuda karşılaştığı direnç karşısında da devreden çıkarmaya çalıştığı şeklinde yorumlar yapılmaya başlanırken ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey’den zamanlaması manidar çarpıcı bir açıklama geldi. K24’te yer alan habere göre Jeffrey yaptığı açıklamada “PKK’yi terör örgütü olarak görüyoruz. PKK kadrosunun Suriye’den ayrıldığını görmek istiyoruz” dedi.
Türkiye'deki Kürt siyasi hareketinin yaşadığı çalkantılar, HDP içinde son dönemlerde muhafazakar kanattan gelen çıkışlar, Kandil'in "savaş" açıklamaları, PKK-KDP atışmaları ve SDG içindeki huzursuzluklar derken bölgede Kürtlerin merkezinde olduğu trafikte yoğunluk gün geçtikçe artacağa benziyor.