Yeminini bozup doğduğu topraklara 62 yıl sonra döndüğünde, 85 yaşındaydı Margaret Bergmann-Lambert. Laupheim’da adını taşıyan stadyumun açılışı için Almanya’ya gelmişti, bir daha asla dönmeyeceğini defalarca söylediği yere...

Yeminini bozup doğduğu topraklara 62 yıl sonra döndüğünde, 85 yaşındaydı Margaret Bergmann-Lambert. Laupheim’da adını taşıyan stadyumun açılışı için Almanya’ya gelmişti, bir daha asla dönmeyeceğini defalarca söylediği yere...

Yüksek atlamada 1936’da elde ettiği rekoru ancak 2009’da tescil edilen yaşlı kadının öyküsü 1914’te başlamıştı; Gretel Bergmann adıyla. Yahudi bir ailenin kızıydı; 1931’de branşında ilk kez Almanya rekorunu kırmıştı. Hitler’in 1933’te iktidara gelmesinden sonra sertleşen iklim, Musevilerin spor da dahil her türlü eğlence faaliyetinden uzaklaştırılmasına yol açacaktı. Ailesinin İngiltere’ye gönderdiği küçük kız, yirmi yaşındayken yüksek atlamada Britanya şampiyonu da olmayı başarmıştı.

Tarihin en büyük propaganda zaferlerinden birine sahne olan 1936 Berlin Olimpiyat Oyunları öncesinde dünyaya liberal bir görüntü çizmek isteyen Almanya, bu yetenekli sporcuyu geri çağırmıştı. Arkasında ailesini bırakan Gretel’in başka çaresi yoktu. Eli mahkûm ülkesine dönen atlet durmadan daha yükseğe atlıyordu.
Tarihin en politize spor olayının başlamasına bir ay kala 1.60 metre atlayarak ülke rekorunu egale eden Bergmann, Berlin’de Hitler’in önüne çıkıp belgeselci Leni Riefenstahl tarafından ölümsüzleştirilmeyi beklerken aldığı bir mektupla sarsıldı. Performansı yetersiz bulunmuş, yerine oda arkadaşı Dora Ratjen alınmıştı. Söylemeye gerek yok, yetersizliği dininden kaynaklanmaktaydı; resmî açıklamaysa sakatlıktı...

Riefenstahl’in Olympia’sında görülen Ratjen, oyunlarda madalya kazanamamış, iki yıl sonra Viyana’da dünya rekorunu kırmıştı. Almanya’ya dönüş yolunda sakalları uzayan sporcunun erkek olduğu ortaya çıkacak, adı da kısa süre sonra Heinrich olacaktı. Ölene kadar bu konu hakkında ağzını açmayan sporcu, trenden indirilip götürüldüğü Magdeburg’da polis karakolunda uzun uzun konuşmuştu.

Doğumuna yardımcı olan ebe ailesine başta erkek, beş dakika sonra da kız demiş; bebek Dora olarak vaftiz edilmişti. Çocuklarının cinsiyetinden şüphe eden aile tevatüre göre aylar sonra zatürree nedeniyle doktora gittiklerinde, bir şeylerin ters olduğunu söylemişse de hekimden şu yanıtı almıştı: “Bırakın, bunun hakkında bir şey yapamazsınız.”
Kız olarak büyütülmüştü Dora. Kızlar okuluna gitmiş fakat hep bir şeylerin ters olduğunu görmüştü. Bunları da hayatta tek doğru dürüst konuştuğu yer olan polis karakolunda söylüyordu. Sonradan ağzından haberler yapılsa da o hiç röportaj vermemişti. Sırrının onunla toprağa girmesini istiyor gibiydi.

Erkek olmasına rağmen genital organında anomali olan Heinrich Ratjen, sonradan Bremen’de ailesinin lokalinde çalışmıştı. Hakkında Time dergisi 1966’da, eski bir gazete haberinden yola çıkarak gözyaşları içinde Naziler tarafından Almanya’nın başarısı için kullanıldığını yazsa da, Spiegel dergisi bu haberi yalanlamıştı. Time’ın onunla konuşup konuşmadığı bugün hâlâ tartışılıyor.

Yirmi sene kadın, yetmiş sene erkek olarak yaşayan Ratjen 2008’de ölmüştü, mezarına da sayısız soru işaretiyle gömülmüştü.

Bütün bu olanlardan bağımsız 1937’de ABD’ye yerleşen Bergmann, aynı yıl Almanya’dan kaçmasına yardım ettiği doktor Bruno Lambert ile evlenerekMargaret Bergmann Lambert olarak anılmaya başlanmıştı. Başta temizlikçilik yapacağı Amerika’ya göçmese, bugün 100 yaşında olmayacak, belki de 2009 Eylülü’nde Almanya’da vizyona giren Berlin 36 filmi asla çekilmeyecekti.

1938’de bu sefer Yeni Dünya’da yüksek atlama şampiyonu olan sporcu, ertesi yıl kariyerini noktaladı. Üç  sene sonra da ABD vatandaşı olan Bergmann, yıllarca unutulduktan sonra 1995’te hatırlandı. Adı Berlin’de bir spor kompleksine verilmesine karar verilen yaşlı kadın, kendisine verdiği sözü tutarak kurdele kesmeye gitmemişti.

Doğduğu Laupheim’a 1999’da adını taşıyacak stadyum için döndüğünde, birçok akrabasını toplama kamplarında kaybeden ihtiyar kadın Almanca bile konuşmamıştı. Anadilini reddediyordu adeta. Öyküsünün genç kuşaklar tarafından öğrenilmesini istediğinden yeminini bozmuş, genç Almanları babaları ve büyükbabalarının yaptıkları nedeniyle suçlamamaya karar vermişti.

12 Nisan’da 100. yaşını bitirecek Bergmann artık huzurlu bir şekilde son nefesini verecek. Peki ya diğerleri?