Google Play Store
App Store

AKP’nin yanlış politikaları ve iklim krizinin bir sonucu olarak su kaynakları yok oluyor, ekosistem dengesi bozuluyor. Son 60 yılda 100’ü aşkın gölün kuruduğu belirtildi. Yıldız ‘‘Biyoçeşitlilik büyük zarar görüyor” dedi.

Göller kuruyor, geri dönüş zor
Fotoğraf: DHA

Tuğçe ÇELİK

İklim krizi dünyada etkisini artırırken Türkiye'de bundan nasibini almaya devam ediyor. Son 60 yılda yüzü aşkın gölün kuruduğu iddia edilirken kalanların da kuruma ve kirlilik tehlikesiyle karşı karşıya kaldığı belirtiliyor.

Buna rağmen AKP iktidarı 200 metre mesafeyle aynı su kaynağı üzerine HES yapmaya çalışıyor. Türkiye’nin dört bir yanında suyuna ve doğasına sahip çıkan yurttaşlar ise kolluk kuvvetlerinin müdahalesine maruz bırakılıyor. Suyun yaşamın kaynağı olduğu gerçeğinden hareketle göllerin hızla kuruması, doğal sulak alanların kirletilmesi su krizine ve ekolojinin kalıcı hasar almasına işaret ediyor.

Su Politikaları Derneği Başkanı Dursun Yıldız mevcut su kaynakları ve göllerin şiddeti gittikçe artan kuraklık, verimsiz su kullanımı ve havza ölçeğinde entegre su yönetimine geçilmediği için yok olduğunu söyledi. Yıldız, “Suyun, nehir havzası ölçeğinde bütünleşik yönetimine geçemedik. Bu nedenle suyu ve biyoçeşitliliği koruma çabalarımız yetersiz kalıyor. Su kaynaklarımızın kurumasına yönelik en temel ekonomik, politik rant yerine ekolojik faydayı öne çıkaran politika olmalıdır. Doğal sulak alanlar çevresel dengeyi sağlamak için hayati önem taşıyor.  Bu konuda ilerleme sağlamak için nehir havzası ölçeğinde ekosistem tabanlı entegre bir yönetim anlayışına ihtiyacımız var” dedi.

TEKRAR AYNI GÖL OLMAZ

Yıldız, kuruyan göllerde biyoçeşitliliğin büyük zarar gördüğüne dikkat çekti. Yıldız, kuruma sonucunda gölde yaşayan bitki ve hayvan türleri, su bitkileri, kuş türleri ve endemik bitkilerin yaşam alanının ortadan kalktığını ifade etti. Yıldız şöyle konuştu: “Kuruma sonucunda göldeki canlı türleri ya yok olur ya da göç ederler. Bu göller tekrar dolabilir ancak orada ekosistem zinciri koptuğu, dengesi bozulduğu için tekrar aynı göl olmaz. Gölde yapılacak restorasyon çalışmalarıyla göl eski durumuna dönmez. Başka özellikler taşıyan bir su kütlesi olur.”

∗∗∗

KİRLİLİK SEBEPLERİ

Tarımda kullanılan gübre ve pestisitlerin toprağa ve suya karışması

Arıtma tesislerinin yetersizliği sonucunda atıkların suya sızması

Göllerde biriken ağır metal, kimyasal ve dip çamurunun temizlenmemesi

NEDEN KURUYOR?

Bilinçsiz ve kontrolsüz su alımı

Su rejimine yapılan HES gibi olumsuz müdahaleler

Vahşi tarımsal sulama ve madencilik faaliyetleri

Yeraltı sularının tükenmesine neden olan kuyu ve sondajlar

Sulak alanların korunması için su kaynakları yönetiminin yapılmaması

Yağışların azalması, kuraklık ve buharlaşma

∗∗∗

SULAR ÇEKİLİYOR, GÖL ÇEVRELERİ TEHLİKEDE

Ege Bölgesi’nin en büyük doğal gölü Bafa‘da sular 30 metre çekildi. Gölü besleyen su kaynaklarının bulunduğu Latmos Dağı’ndaki vahşi madencilik, göl ve çevresini olumsuz etkiliyor.

Van Gölü kirlilik nedeniyle tehlike altında. Evsel ve sanayi atıkları, taş ocakları, kuraklık, yol yapımı, kıyı ve sazlık alanlarda yapılaşma, göl havzasındaki HES’ler göldeki ekosistemi öldürüyor. Suyun çekilmesiyle geçmişte su altında kalan yapılar da görünür hale geldi.

Konya'da göçmen kuşların uğrak yeri olan Uyuz Gölü kurudu. Beslendiği su kaynaklarının kesilmesi gölü tamamen kuruttu. 1992'de sit alanı ilan edilen tatlı su gölünü kuşlar da terk etti.

Eğirdir Gölü’ne bırakılan yabancı balık türleri, gölün doğal endemik balık türlerini yok etti. Göl, kontrolsüz sulama suyu alımı, kirlilik ve yapılaşma nedeniyle tehdit altında.

2 milyon yaşındaki Tuz Gölü, yanlış su politikaları sonucunda tümüyle yok olma tehlikesi yaşıyor. Baraj ve kanal inşaatları, 300 bine yakın yasadışı kuyu ve aşırı su tüketen tarımsal uygulamalarla göl kurumak üzere.