Afyon’daki “sağlık skandalı”nı okumuşsunuzdur.

Afyon’daki “sağlık skandalı”nı okumuşsunuzdur.

Özel bir göz merkezi köyleri dolaşıp “ücretsiz” göz taraması yapıyor… “Tesadüfen” hepsi de sigortalı olan yedi vatandaşta katarakt tespit ediyor.

Köylüleri alıp “ücretsiz” olarak merkeze götürüyor ve “ücretsiz” olarak ameliyatlarını yapıyor.

Sonra…

Dünyayı daha aydınlık görme umuduyla “ücretsiz” ameliyatı kabul eden hastaların gözleri iltihap kapıp…

Görme yeteneklerini tamamen kaybediyor, bazılarının da gözleri alınıyor.

***

Sağlık Bakanı Recep Akdağ skandala çok öfkelenmiş.

“Bu şekilde tarama yapmak bir tıp merkezinin haddine değil.” diye buyurmuş.

Yapılan, mevcut mevzuata göre suç oluşturuyormuş… Gereken en sert şekilde yapılacakmış.

Sağlık Bakanı’nın söylediklerine inanacak olursanız…

Zannedersiniz ki…

Özel tıp merkezi, bütün bu işleri…  Ne Afyon Sağlık Müdürlüğü’nün, ne Valiliğin, ne de Emniyet Müdürlüğü’nün haberi olmadan...

Geceleri gizlice köylere sızıp yapmış.

Oysa...

Adamlar kocaman bir otobüsü polikliniğe çevirmiş… İlçeleri, köyleri dolaşıp anonslar yapmış… Tespit ettiği hastaları toplayıp ameliyat etmişler.

Kimse de… “Hoop hemşerim, ne iş?” dememiş.

Zaten, Afyon’daki yerel yöneticiler de özel merkezin göz taraması için izin almış olduğunu açıkladılar ki gerçeğin de böyle olması gerekiyor.

***

Bu arada…

Yedi vatandaşın gözlerinin kapanmasına yol açan “skandal” Çalışma Bakanlığı’nın gözünün açılmasına vesile olmuş.

Bakanlık, özellikle göz taraması, check-up gibi işlemleri ücretsiz yaptığını belirten özel sağlık kuruluşlarının bu hizmetin bedelini Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan(SGK) aldığını bildirip uyarmış…

Vatandaşlar “ücretsiz” yalanına kanmamalıymışlar.

(Demek ki neymiş?.. Sağlıkta hiçbir şey “ücretsiz” değilmiş… Vatandaş uyanık olmalıymış.)

***

Afyon’daki olay ne ilk, ne de son.

Benzer “skandal”lar aslında epey bir zamandır memleketin dört bir köşesinde yaşanıyor.

Hatta, Dünyagöz Hastaneleri’nin patronu Eray Kapıcıoğlu geçtiğimiz yıl olayın vehametini şöyle açıklamıştı…

“Katarakt ameliyatlarına 850 lira ödendiği dönemde mantar gibi göz klinikleri türedi. Merdiven altı ameliyatlarla devleti soymaya kalktılar. Devlet de önlem olarak bu ameliyatlar için ödediği miktarı 350 liraya çekti. Bu para bir katarakt ameliyatının maliyeti bile değil.

Buna rağmen adi malzemelerle bu işi yapıp devletten parasını alanlar var. 5-10 dolarlık kalitesiz mercekler kullanıp hastaların gözünü tehlikeye atıyorlar. Binlerce kişinin gözü hasar gördü. Önümüzdeki dönemde bu ameliyatlar yüzünden bir sağlık felaketiyle karşılaşacağız.”

Konuyla ilgili 2 bin 200 hastanın dosyasını Başbakan’a verdiğini de açıklamıştı, Dünyagöz’ün patronu.

Sonuç ne mi?..

Onu da siz tahmin edin.

***

Cumhuriyet’in kuruluş yıllarında… Sıtmanın, veremin yanı sıra trahomun da Anadolu’yu kırıp geçirdiği günlerde…

Zamanın Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaleti’nin, Trahom Savaş memurları…

Bir yandan köyleri gezip tespit ettikleri trahom hastalarını, gerçekten “ücretsiz” tedavi ediyorlar…

Bir yandan da vatandaşları bilinçlendirmek için broşürler dağıtıyorlardı.

Beyazıt sahaflarından bulduğum o broşürlerden birinin başlığı…

“Gözleri Kör Eden Trahom Hastalığı.”

Bir gün gelip bugünkü sağlık politikalarının tarihi yazıldığında başlık muhtemelen şöyle olacak…

“Gözleri Kör Eden Sağlık Reformu.”