TÜRKİYE Demiryolu İşçileri Sendikası (Demiryol-İş), İzmir’deki İZBAN grevini 60 gün süreyle erteleyen Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin iptali istemiyle, Danıştay’da dava açtı. İZBAN çalışanları, işverenle toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde uzlaşma sağlanamadığı için 10 Aralık 2018’de greve başlamış, ancak 30’uncu günde Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile grev 60 gün süreyle ertelenmişti.. Grevin ertelenmesinin ardından Demiryol-İş Sendikası İzmir Şubesi’nde örgütlü olan işçiler, […]

Grev yasağına karşı dava

TÜRKİYE Demiryolu İşçileri Sendikası (Demiryol-İş), İzmir’deki İZBAN grevini 60 gün süreyle erteleyen Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin iptali istemiyle, Danıştay’da dava açtı.

İZBAN çalışanları, işverenle toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde uzlaşma sağlanamadığı için 10 Aralık 2018’de greve başlamış, ancak 30’uncu günde Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile grev 60 gün süreyle ertelenmişti.. Grevin ertelenmesinin ardından Demiryol-İş Sendikası İzmir Şubesi’nde örgütlü olan işçiler, tren seferlerini yeniden başlatmış, ardından da toplu iş sözleşmesi imzalanmıştı.

Sendika Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin iptali için Danıştay’da dava açtı. Dava dilekçesinde, işveren konumunda bulunan İzmir Büyükşehir Belediyesi ile Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları’nın (TCDD) işçiler ile bugüne kadar İZBAN’da 3 defa toplu iş sözleşmesi imzaladıkları anlatıldı. Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile grevin ertelenmesinin hukuka uygun olmadığına vurgu yapılan dilekçede, bunun uluslararası sözleşmelerde, Anayasa’da, yasalarda yerinin bulunmadığı, ertelemenin işçi haklarını zedeleyen ve grev hakkını ortadan kaldıran bir karar olduğu kaydedildi.

HÜKÜMETTEN CESARET ALDILAR

Dava dilekçesinde işçilerin, ekonomik ve sosyal durumları ile çalışma şartlarını düzeltmek, ileriye götürmekten çok korumak amacıyla greve çıktığı belirtilerek, buna rağmen işverenle anlaşmanın mümkün olmadığı belirtildi. Dilekçede, “İşveren son günlerde, ertelemeden çok emin oldukları için olsa gerek, sendikamız yetkilileri ile ciddi müzakerelerden kaçınmıştır. Grev uygulamaları ve ertelemelerle ilgili olarak, devlet yöneticilerinin beyanlarını tüm kamuoyu sıklıkla duymaktadır. Bu beyanlardan ve uygulamalardan cesaret alan işveren, bunu kullanarak işçilerin haklarını tanımamış ve TİS’i imzalamamıştır” dendi.

Yasaya uygun bir şekilde alınan grev kararının, yasaya uygun olmayan bir biçimde, Anayasa’nın kuvvetler ayrılığı ilkesi göz ardı edilerek, yürütmenin görev ve yetkisi aşılarak, ‘Şehir içi toplu taşıma hizmetlerini bozucu nitelikte’ olduğu gerekçesiyle ertelendiğine de dikkat çekilen dilekçede, “Cumhurbaşkanlığı 6356 Sayılı Yasa’nın 63. maddesinde belirtilen yetkisini kullanırken, ‘Ben bu yetkiyi, istediğim gibi, istediğim şekilde, istediğim zaman, istediğim sendika ve işçilere karşı kullanırım’ şeklinde yorumlama hakkına sahip olamaz kanaatindeyiz” ifadeleri kullanıldı.