Başakşehir’in Kayseri deplasmanındaki puan kaybıyla umutlarını tekrar yeşertmek isteyen Galatasaray, 2-0 geriye düşerek kabusla başladığı Bursa deplasmanında 3-2 kazandı. 13 Temmuz 2017’de Ostersunds’a deplasmanda 2-0 kaybedilen maçın üzerinden tam 20 ay geçti. O gün Igor Tudor’un sahaya çıkardığı takımın profili, karakteri, çizdiği performansı, 20 ay boyunca deplasmanlarda genel hatlarıyla değişmeden aynı kaldı adeta. Sayısız kanat […]

Grimm Masalı

Başakşehir’in Kayseri deplasmanındaki puan kaybıyla umutlarını tekrar yeşertmek isteyen Galatasaray, 2-0 geriye düşerek kabusla başladığı Bursa deplasmanında 3-2 kazandı.

13 Temmuz 2017’de Ostersunds’a deplasmanda 2-0 kaybedilen maçın üzerinden tam 20 ay geçti. O gün Igor Tudor’un sahaya çıkardığı takımın profili, karakteri, çizdiği performansı, 20 ay boyunca deplasmanlarda genel hatlarıyla değişmeden aynı kaldı adeta. Sayısız kanat bindirmesi yapan ancak sınırlı sonuç alan bekler, sağlam durmayan stoper ikilisi, savunmanın önü ile rakip ceza yayı arasındaki alanı bir türlü etkili kullanamayan bir orta saha ve form durumu oldukça inişli çıkışlı olan açık oyuncuları. Bu yapıdan Rodrigues ve Gomis’i çıkarıp, Onyekuru ve Diagne’yi koyduğunuzda da kaderinize razı oluyorsunuz, zira geçtiğimiz sezon şampiyonlukta büyük rol oynayan Rodrigues-Gomis arasındaki ikili oyunları Belhanda-Feghouli üzerinden denediğinizde üretiminiz yarı yarıya düşüyor. Böyle olunca da acil çözümler üretmek zorunda kalıyorsunuz. Fatih Terim ilk yarının sonunda Ndiaye’nin pozisyonunda ufak bir değişiklik yaptı. Senegalli, ikinci yarının başından Feghouli ile gelen üstünlük sayısına kadar geçen 15 dakikada Diagne’nin yanına yaklaştı çoğu zaman ve Samet Aybaba da Ryan Donk’un orta alanda yalnız bırakılmasını kullanmak yerine ikinci yarının başında beklenen baskıyı karşılamayı tercih edince sarı-kırmızılılar rakip ceza sahası etrafında ilk yarıya göre 1 kişi fazla oynar hale geldiler. İkinci golden sonra Bursaspor, savunmasının sağ tarafını öne çıkardığında Onyekuru oradan 1 gol 2 pozisyon çıkardı ki Galatasaray orada maçı koparıp gidebilirdi.

2 farklı geriye düştüğünüz maçı 3-2 kazanarak, lige havlu atmaktan yarışa ortak olmaya döneceğiniz, Grimm Masalı gibi maçları böyle her hafta yaşayamazsınız. Terim’in şansı, geri düştüğü takımın ligin en kırılgan ekiplerinden Bursaspor olması da bir yandan. Hele maçın 85. dakikasından sonra geçen 11 dakika, kalan haftalar için ders alınması gereken bir bölüm. Belki yeşil-beyazlılar net bir pozisyon bulamadılar fakat Galatasaray bu 11 dakika boyunca, normalde skor bu durumdayken yakalanabilecek kontratakların hiçbirisini yakalayamadı ve adeta mahkum oyuna razı oldu. Galatasaray’a puanı getiren performansların Luyindama-Marcao ikilisinin ikinci yarı hava toplarından geldiğini ve Emre Taşdemir’in üçüncü goldeki ince ara pasnın da buna katkı yaptığını söylemek lazım. Son notumuz da Onyekuru için. Aslında “atmadığı” bir gol için formasını çıkararak sarı kart görmek gibi bir olaya imza atarak, gol sonrası forma çıkarma ritüelinin ne kadar gereksiz olduğunu kanıtladı bir kez daha. Hele yan hakemlere verilen “pozisyon bitene kadar bayrağı kaldırma” direktifinden sonra.