Narlıdere’den Tınaztepe’ye taşınan Güzel Sanatlar Fakültesi’nde odaları olmayan öğretim elemanları 6-7 kişi birden bir odaya tıkıştırılmış durumda. Alçıpan ile birbirinden ayrılmış, ancak 10-15 öğrenci alabilecek odalarda 30 öğrenci ile üstüste ders yapılıyor. Uygulamaya dayalı stüdyo ve atölye derslerinin neredeyse tamamına mekan olmadığı için başlanamadı. Okulda planlı baskı ve yıldırma politikasının izlendiği belirtiliyor. Öğretim elemanlarına en yüksek ceza olan kademe ilerleme cezası verildi

GSF’de hocalar ve öğrenciler, mutsuz ve huzursuz

NAMIK ALKAN

Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nin, depreme dayanıksız olduğu gerekçesiyle, Narlıdere’den Buca’da bulunan Tınaztepe yerleşkesine taşınmasının ardından, bu kez feryat öğretim elemanlarından geldi. Öğretim elemanlarıTınaztepe’nin eğitim yapmaya uygun bir yer olmadığının geçen zaman içinde anlaşıldığını belirtiler. Güzel Sanatlar Fakültesi’nde baskı ve yıldırma politikasına maruz kaldıklarını ve Tınaztepe’de adeta korku ikliminin hakim olduğunu öne süren öğretim elemanları BirGün’e konuştu.

6-7 ÖĞRETİM ELEMANI BİR ODADA

Tınaztepe yerleşkesinde bulunan Güzel Sanatlar Fakültesi’nde, bölüm başkanı dâhil odalarının olmadığını belirten öğretim elemanları, Rektörlük için yapılmış binanın B ve C bloklarının tahsis edildiği Güzel Sanatlar Fakültesi’nde, öğretim elemanlarının 6-7 kişi birden en fazla 2 kişinin kullanabileceği odalara tıkıştırılmış durumda olduğunu anlattılar. Öğretim elemanları, unvan ve idari görevlerine göre oda tahsis edilmiş olsa binada ders yapılacak hiçbir mekânın olmayacağını da ifade ettiler.

BirGün’e konuşan birinci öğretim elemanı, “ Aynı gerekçe (Deprem) ile taşınarak A Blok’un tahsis edildiği DEÜ Devlet Konservatuvarı’nda sözleşmeli öğretim elemanlarına bile birer oda verildi. GSF öğretim elemanlarının odalarında akademik çalışma yapabilmeleri mümkün değil. Bu adaletsiz durum akademisyenleri ve öğrencileri olumsuz olarak etkiliyor ve kendilerini aşağılanmış hissediyorlar. Oysa aynı zaman diliminde (02 Temmuz 2019), aynı gerekçe ile (Binaların depreme dayanıksızlığı) taşınma kararı almış olmasına karşın, Üniversite Rektör’ü Prof.Dr. Nükhet Hotar’ın Konservatuvar’ı ödüllendirirken Güzel Sanatlar Fakültesi’nin cezanlandırmaya yönelik bu uygulaması eğitim hakları ve uygulamada eşitlik ilkesine aykırıdır” dedi.

10-15 ÖĞRENCİ YERİNE 30 KİŞİ İLE DERS

Rektörlük için yapılmış binada büro tipi odaların alçıpan duvarlarla birbirinden ayrıldığını belirten aynı öğretim elemanı, bu durumun aynı anda ders yapılırken seslerin birbirine karışmasına neden olduğunu kaydederek şunları söyledi:

“10-15 öğrenci alabilecek mekanlarda kimi zaman 30 kişi ile ders yapılmak zorunda kalınıyor. Diğer kuramsal dersler için İnklap Tarihi Enstitüsü, Kütüphane gibi yerlerde verilmiş mekanlara gidilmek zorunda kalınıyor ya da bazı öğretim elemanları odalarında ders yapıyor. Heykel, Seramik ve Cam, Müzik Bilimleri, Geleneksel Türk Sanatları, Tekstil ve Moda Tasarımı, Grafik bölümlerinin uygulamaya dayalı stüdyo ve atölye derslerinin neredeyse tamamı hala yapılmaya başlanamadı. Heykel, Grafik ve Seramik Bölümlerine uygulamalı atölye derslerini yapmaları için eski Garaj ve konteynerden oluşma yerler tahsis edildi. Bu mekanlarda ısı ve diğer güvenlik önlemleri olmadan dersler yapılmaya çalışılıyor. Çalışma koşulları elverişsiz olduğu için çok sayıda sağlık ve diğer güvenlik sorunları yaşanıyor. Resim Bölümüne normalde yemekhane ya da kafeterya olarak kullanılmak üzere tasarlanmış bir mekan sütunların arasına kitaplık rafları ile bölmeler oluşturularak sözde 4 adet derslik atölye tesis edilmiştir.”

UYGULAMALI DERSLERİN HİÇ BİRİ YAPILAMIYOR

BirGün’e konuşan ikinci öğretim elemanı ise Müzik Bilimleri Bölümü’nde öğrencilerin çalışması için piyanoların konulacağı hiçbir mekanın olmadığını anlatarak, “ 2 adet piyano penceresiz (ardiye olabilecek) oldukça küçük, penceresiz, yalıtımsız odalara konuldu. Buralarda yalnızca piyano dersleri yürütülmeye çalışılıyor. Öğrencilerin ders dışında piyano çalışabilecekleri hiçbir piyano odası tahsis edilemedi. Piyano konulmuş odalardan birisinde bazı kuramsal dersler de yürütülmeye çalışılıyor. Penceresi, bulunmayan bu odada aynı anda nefes almak bile mümkün değil. Müzik Teknolojisi Anabilim Dalı’nda temel uzmanlık dersleri (4 sınıf düzeyinde de) Ses Kayıt Stüdyosu’nda gerçekleştiriliyor. Ancak Yeni binada stüdyo oluşturulmadığı için stüdyo’da yapılması gereken uygulamalı derslerin hiç biri de yapılamıyor” dedi.

Aynı öğretim elemanı başka yerlerdeki mekan kullanımları ile dağınık biçimde yürütülmeye çalışılan eğitimin daha şimdiden büyük sıkıntılar ortaya çıkarttığını anlatarak, “Örneği DEÜ Sabancı Kültür Merkezi’nde yürütülmeye çalışılan Sahne sanatları Oyunculuk Anasanat uygulama dersinden çıkan bir öğrencinin 30 kilometre mesafe bulunan Tınaztepe’deki kuramsal dersine yetişmeye çalışması gibi. GSF’e tahsis edilmiş olan binada yeterli derslik olmadığı için öğrenci ve öğretim elemanlarının Merkez Kütüphane, İnkilap Tarihi Enstitüsü gibi farklı binalara gitmek zorunda olmaları kışın sağlık sorunları ile karşılaşılmasına neden olacaktır” diye konuştu.

PLANLI BASKI VE YILDIRMA POLİTİKASI IZLENİYOR

BirGün’e konuşan üçüncü öğretim elemanı ise, taşınma sürecinin başından bu yana Fakülte ve Üniversite idarecilerini Tınaztepe’nin güzel sanatlar eğitimine uygun olmadığını, nereye taşınılırsa taşınılsın bu eğitime uygun mekanların hazırlanarak taşınılması gerektiği yönünde uyaran, çözüm önerileri sunan öğretim elemanları üzerinde planlı bir baskı ve yıldırma politikası izlendiğini söyledi.

Aynı öğretim elemanı, “ Bölüm ve Anabilim/Anasanat Dalı başkanlarını idari görevlerinden alma ile başlayan cezalandırma uygulamaları, Lisans ve Lisans Üstü giriş sınavları jüri üyeliklerinden çıkartma uygulamaları izlemiş ve nihayetinde hem öğrencilere hem de belirli öğretim elemanlarına soruşturmalar açıldı. Tüm bu uygulamalar nedeniyle hem öğretim elemanları hem de öğrenciler oldukça mutsuz ve huzursuzdur. Kağıt üstünde bitirilmiş gibi gösterilen taşınma sonrasında eğitimin çok ciddi zarara uğradığı, öğretim elemanlarının hiçbir akademik çalışma yapamadığı, aidiyetini sorguladığı yeni bir sürecin içine sokulmuştur” dedi.

ÖĞRETİM ELEMANLARINA KADEME İLERLEME CEZASI

Güzel Sanatlar Fakültesi’nde, "raporların güvenilirliğini zedelemek", "kamuoyunu kışkırtmak", "taşınmayı zorlaştırmaya yönelik eylemlerde bulunmak", "öğrencileri bu konuda teşvik etmek" gibi iddialarla 6 öğretim elemanı hakkında açılan idari soruşturmada ise, Prof.Dr. Semih Çelenk, Prof.Dr. İbrahim Yavuz Yükselsin, Dr. Öğr. Üy. Zuhal Çetin Özkan ve Öğr. Gör. Burak Bakır hakkında üniversite üst yönetiminin verebileceği en yüksek ceza olan kademe ilerlemesinin durdurulması cezası verilirken, Prof. Mümtaz Sağlam ve Prof. Gülay Sağlam’a ise ceza verilmedi. Soruşturmanın daha en başta ceza vermek üzere başlatıldığını ve yalnızca üniversiteye dava açmış olan öğretim elemanlarının cezalandırıldığını kaydeden aynı öğretim elemanı, soruşturmacının sundukları belgeleri ve tanık dinleme, keşif yapma gibi taleplerini dikkate almadığını, bu nedenle hem usul hem de kapsam ve amacı nedeniyle kararın hukuk dışı olduğunu belirterek, kararın iptali için dava açacaklarını ifade etti.