İtalya Genel Emek Konfederasyonu (CGIL), sosyalistlerin, komünistlerin ve Hıristiyan demokratların 1944 yılında ortaklaştıkları Roma Paktı sonucunda kurulan sendika...

İtalya Genel Emek Konfederasyonu (CGIL), sosyalistlerin, komünistlerin ve Hıristiyan demokratların 1944 yılında ortaklaştıkları Roma Paktı sonucunda kurulan sendika konfederasyonu. 1950’li yıllarda Sosyalistler ve Hıristiyan demokratlar CGIL’den ayrılarak UIL ve CISL sendikalarını kuruyorlar.

Bu yıllardan sonra CGIL, İtalya Komünist Partisi’nin müttefiki oluyor yıllarca, ardından 1990’lu yıllarda komünist partinin bölünmesiyle bugün merkez solda yer alan Demokrat Parti’ye yakın bir pozisyon alıyor. Halihazırda 5 milyonun üzerinde üyesi bulunan, İtalya’nın en büyük emek örgütü. Peki ama durduk yerde neden CGIL’den bahsettim. Türkiye’de haberlere ne kadar yansıdı bilemiyorum fakat 12 Aralık’ta İtalya’da CGIL “Krize Karşı Daha Fazla İş, Daha Fazla Maaş, Daha Fazla Hak Ve Emeklilik” sloganıyla bir genel grev gerçekleştirdi. Biz de arkadaşlarla greve katıldık.

 

GÜVENCESİZİM, GÜVENCESİZSİN, GÜVENCESİZ...

Açlığın dini, yoksulluğun vatanı olmadığı gibi güvencesizliğin de neoliberal dünyamızda coğrafyası olmuyor, giderek yaygınlaşıyor. İtalya’da da en büyük sorunlardan birisi iş güvencesiz çalışma (precarity). Burada, bir ilaç tekelinin araştırma/geliştirme merkezinde çalışıyorum, etrafımda neredeyse herkes birer yıllık kontratlarla, iş güvencesiz olarak çalışıyor. Hal böyle olunca, kontratı bitince rahatça işten çıkarılabiliyorlar, başka bir gerekçeye gerek yok. Öte yandan, bu durum doğrudan emekliliği de etkiliyor, yapılan iş sözleşmelerinin türünden dolayı bu durumdaki insanlar normalden 3-6 yıl sonra emekli olma hakkı kazanabiliyor.

İtalya’da yaşam ve çalışma koşullarını bir arkadaşım üzerinden size örneklemeye çalışayım: Kendisi 20 yıllık bir ortaokul öğretmeni, aldığı maaş aylık 1200 avro ve de tam 20 yıldır sözleşmeli olarak, iş kaybetme/bulma stresiyle yaşıyor. Kiralar şehirden şehire değişmekle birlikte örneğin Siena’da şehir merkezinde küçük bir evin kirası 1000 avrodan az değil. Şehrin biraz dışında 2 odalık bir ev ise en az 500-600 avro. Dolayısıyla insanlar için tek başlarına bir evde yaşamak oldukça lüks, genelde paylaşıyorlar. Diğer giderleri için de kabaca Türkiye’de 1 lira olan bir metaya burada 1 avro diyebiliriz. Arkadaşımın durumuna geri dönecek olursak, onun gibi sözleşmeli çalışanların bir başka derdi de okulların tatil olduğu yaz aylarında devletten maaş alamamaları, o dönem ek işler arıyorlar. Derdim bunları anlatarak bizim Eğitim Sen’li hocalarımıza şükredin demek değil, fakat Türkiye’de de yaygınlaştırılan sözleşmeli çalışan olmanın tehlikelerine dikkat çekmek. Bugün eylem alanında konuşma yapan CGIL temsilcilerinin de temel vurgularından birisi güvencesiz çalışmaydı. Güvencesiz çalışmanın iş kazalarının da en büyük sebeplerinden birisi olduğuna da dikkat çekildi.

 

SİENA’DAN GREV İZLENİMLERİ

Sabah 09.00’da tüm çalışanlar CGIL’in binası önünde toplanmaya başladı, İtalya’nın bazı yerlerinde sellere ve maddi kayba sebep olan yağmurlu ve soğuk havaya rağmen bol şemsiyeli yaklaşık 2.000 kişi kendi sendikası, fabrikasının pankartı arkasında yerini aldı. Bizim Siena’nın nüfusunun 50.000 olduğunu düşünürsek eyleme katılan 2.000’e yakın çalışan azımsanmamalı. Yürüyüş boyunca sendikalar ne bir slogan attı, ne bir hareket. Şükür ki imdadımıza bugünlerde İtalya’yı etkileyen öğrenci hareketi sloganları yetişti de biraz keyfimiz yerine geldi. Şehrin ana merkezlerinden geçildikten sonra valilik önünde toplanıldı. Sırasıyla CGIL şehir ve bölge temsilcisi ve ardından öğrenci hareketini temsilen bir öğrenci konuşma yaptı. Konuşmaların ardından miting tamamlandı.

İnsanların eyleme ve greve siyasi partilerle değil çalışma yaşamında örgütlü oldukları sendikalarla katılmaları beni hem şaşırttı hem de hoşuma gitti. Yanımda güvencesiz çalışırken, geçen ay işlerini kaybetmiş iki genç arkadaşımın olduğunu da belirtmek isterim. Birisi “insan başına gelmeden anlayamıyor” diyor. 

 

İLK KAZANIM

Genel grevin etkisini anlatmak açısından rakamları vermekte yarar var. CGIL mitinge merkez olarak Bologna’yı seçti. Sendika tüm İtalya’da yapılan mitinglere Bologna’da iki yüz bin, Milan’da seksen bin olmak üzere toplam 1.5 milyon çalışanın katıldığını açıkladı. Greve katılım oranı ise tüm çalışanlar arasında yüzde 45 olarak açıklandı. Son olarak, Berlusconi hükümetinin çıkarttığı neoliberal eğitim yasasına karşı ortaya çıkan ve İtalya’yı sarsan öğrenci hareketi L’Onda (Dalga) ilk kazanımını bugün itibariyle elde etmiş durumda ve  “durmak yok” diyorlar. Eğitim Bakanı ve yasanın mimarı Gemlini, yasada öngörülen ortaokul ve liselere dair değişikliklerin Eylül 2010’a kadar ertelendiğini duyurdu.

Not: Mitingde Yunanistan’da katledilen Alexis kardeşimiz de unutulmadı, Alexis ve bizim Alexis’lerimiz Uğur Kaymaz’a, Baran Tursun’a, Metin Göktepe’ye, Serkan Eroğlu’na saygıyla...