Türkiye, tohum, gübre, mazot gibi girdiler bakımından dışa bağımlı. Bunların fiyatları fahiş şekilde artıyor; çiftçinin eline geçen fiyatlar, çoğu zaman üretim maliyetinin bile altında.

Gübre zammı can yakıyor

Dr. Necdet ORAL

Üçüncü Gıda Rejimi denilen, içinde yaşadığımız dönemde tarım ve gıdada girdi sağlamadan üretime, işlemeye, dağıtıma ve pazarlamaya kadar tüm süreç çokuluslu şirketler tarafından kontrol edilmektedir. Bu nedenle çiftçilerin kullandığı her türlü girdinin, ürettiği ürünlerin, gıda maddelerinin fiyatları çokuluslu şirketler ve/veya uluslararası market zincirleri tarafından belirlenmektedir. Uygulanan tarım politikaları nedeniyle tüm dünyada daha fazla çiftçi üretemez hale gelerek, topraklarını terk etmekte, gıda sorunu derinleşmektedir. Çokuluslu şirketler, Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) tarafından dayatılan serbest ticaret anlaşmaları aracılığıyla, küresel pazarlardaki gıda-tarım ürünlerini kontrol etmekte ve yoksulların temel gıdalara erişme hakkına engel olmaktadırlar.

KRİZİN SORUMLUSU ÇOKULUSLU ŞİRKETLER

Türkiye, üretimi ve dağıtımı çokuluslu şirketlerce gerçekleştirilen tohum, gübre, pestisit, mazot, gibi girdiler bakımından dışa bağımlıdır; bunların fiyatları fahiş bir şekilde artmakta; çiftçinin eline geçen fiyatlar çoğu zaman üretim maliyetinin bile altında kalmaktadır. Çiftçiler kazanamaz, hatta zarar ederken tüketiciler gıda ürünlerine fahiş fiyatlar ödemek zorunda kalmaktadır. Çünkü fiyatlar piyasaya hâkim olan (birçoğu çokuluslu) market zincirleri tarafından belirlenmektedir. Bu nedenle bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de gıda enflasyonunun baş sorumluları, çokuluslu gıda-tarım şirketleri ve onlarla ilişkili market zincirleridir.

Bu yazıda, endüstriyel tarımın en önemli girdisi olan ve üretim maliyetindeki payı yüzde 15-20’yi bulan kimyasal gübrelerde son zamanlarda dünyada ve Türkiye’de çiftçilerin canını yakan gelişmeler ele alınacaktır.

ÜRETİM MALİYETİNDEKİ PAYI YÜZDE 15-20

2020 yılında yaklaşık 128 milyar dolar olan küresel gübre pazarının 2021 yılında yüzde 8.2 oranında büyüyerek 138 milyar dolara ulaşacağı tahmin edilmektedir. Dünyada gübre piyasası Nutrien Ltd.; Yara International; The Mosaic Company; CF Industries Holdings Inc. ve Israel Chemicals Ltd. gibi çokuluslu şirketler tarafından kontrol edilmektedir.

GÜBRE FİYATLARI YÜZDE 60 ARTTI

Küresel piyasalarda tüm gübrelerin fiyatları bir yıl öncesine göre önemli düzeyde artmıştır; örneğin Diamonyum Fosfat (DAP) gübresinin fiyatı yüzde 62, Üre gübresinin fiyatı ise yüzde 59 daha yüksektir. Eylül ayının ikinci haftasında DAP’ın ortalama perakende fiyatı ton başına 700 doları aşarak son 10 yılın en yüksek seviyesine ulaşmıştır. Bunun en önemli nedeni gübre arzında yaşanan sıkıntılar. Bu sıkıntının devam edeceğine ilişkin kanıtlar var. Önceki hafta, iki büyük gübre üreticisi, gübre üretiminin karşı karşıya olduğu yeni bir sorun olan yüksek doğalgaz fiyatları nedeniyle Avrupa’daki tesislerini kapattıklarını duyurdular.

DOĞALGAZ FİYATLARI FABRİKA KAPATTIRIYOR

15 Eylül’de CF Industries (Kuzey Amerika tarımsal gübre üreticisi ve dağıtıcısı şirket), İngiltere’deki iki üretim tesisindeki operasyonların durdurulduğunu açıkladı. Şirketin yaptığı açıklamaya göre söz konusu tesislerde üretimin ne zaman yeniden başlayacağına ilişkin bir tahmininin bulunmadığı anlaşılıyor. 17 Eylül’de ise Norveç merkezli bir kimya şirketi olan Yara International Avrupa’daki rekor yüksek doğalgaz fiyatlarının amonyak üretiminde maliyet dengesini etkilemesi nedeniyle Avrupa’daki fabrikalarının bazılarında üretimi azaltacağını duyurdu. Yara böylelikle Avrupa’daki amonyak üretim kapasitesinin yaklaşık yüzde 40’ını kapatmış olacak.

Küresel piyasalardaki gelişmelerden Türkiye çiftçisi de payını aldı. Üre gübresindeki doğalgaz kaynaklı fiyat artışları gerekçe gösterilerek bir günde ton başına ortalama 500 lira zam yapıldı.

GÜBRE PİYASASI ALTI ŞİRKETİN KONTROLÜNDE

Türkiye’de gübre üretimindeki en büyük engel hammadde kaynaklarındaki dışa bağımlılıktır. Türkiye kimyasal gübre üretiminde kullanılan hammadde kaynaklarına sahip değildir. Doğalgaz, fosfat kayası, potasyum tuzları gibi ana girdilerin yaklaşık yüzde 95’i ithalat yoluyla karşılanmaktadır. Gübre piyasasının yüzde 80’i 6 şirketin (Gübretaş, Toros Gübre, İGSAŞ, Bagfaş, Ege Gübre, Gemlik Gübre) elinde olup, sektör oligopolistik bir yapı sergilemektedir. Dolayısıyla iç piyasadaki gübre fiyatlarını, uluslararası piyasalardaki hammadde fiyatları; döviz kurundaki değişmeler ve gübre tekellerinin kâr hırsı belirlemektedir.

TÜİK’İN GÜBRE VERİLERİ PİYASAYA UYMUYOR

TÜİK 20 Eylül’de temmuz ayına ilişkin Tarımsal Girdi Fiyat Endeksini yayımladı. Buna göre kimyasal gübre bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 62 oranında arttı. Ancak açıklanan bu veriler gerçeği yansıtmadığını belirten çiftçilerden büyük tepki aldı. Çiftçiler buğday ve arpada ekim zamanı gelmesine karşın fahiş gübre fiyatları nedeniyle ekim yapamadıklarını belirttiler.

TMO’YA GÖRE GÜBRE ZAMMI YÜZDE 127

TÜİK’in gübre zamlarına ilişkin açıkladığı verilerle, diğer kamu kurumlarının açıkladığı veriler birbiriyle örtüşmüyor. Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) her gün yayımlamakta olduğu Piyasa ve Borsa Fiyatları Bülteni’ne göre son bir yılda gübre fiyatlarındaki artışlar DAP gübresinde yüzde 127, üre gübresinde ise yüzde 113 olmuştur. (TABLO 1).

gubre-zammi-can-yakiyor-927457-1.


Öte yandan TÜİK’in açıkladığı veriler Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı Strateji Geliştirme Başkanlığı’nın yayımladığı Ağustos 2021 tarihli verilerle de çelişmektedir. Bakanlığın verilerine göre son bir yılda DAP gübresindeki artış yüzde 142’yi, Üre gübresindeki artış ise yüzde 120’yi bulmuştur. (TABLO 2).
Çiftçiler Sendikası’nın (Çiftçi-Sen) belirttiği gibi, tarım ve gıdanın kontrolü küresel şirketlerin eline geçtikçe, yani şirketlerin gıda sistemi kuruldukça, tüketiciler gıda ürünlerini onların belirledikleri fiyatlarla tüketmek durumunda kalacaklardır. Küçük çiftçilerin ve gıdaya ihtiyaç duyanların kendi gıda sistemlerini oluşturmalarından, gıda egemenliğini inşa etmelerinden başka çare yoktur.

gubre-zammi-can-yakiyor-927458-1.