Güçlü fikirler ayakta kalır

Berkant GÜLTEKİN

Uzun uzun düşündüm. Herhalde BirGün, en kısa yoldan böyle anlatılabilir. Çünkü elinizde tuttuğunuz ya da web sayfasına göz attığınız yayın organı sıradan bir gazete değil. Çekirdeğinde çok güçlü bir fikri muhafaza ediyor. Yaşadığı türlü zorluklara rağmen geminin su üstünde kalmayı başarabilmesinin yegâne nedeni de bu. Eğer bu iş basit bir kâr-zarar hesabına ya da medya ekonomisi teorilerine hapsolsaydı, bugün yeni yaş kutlaması yapmak yerine iyi niyetli bir girişimi yâd ediyor olurduk. Teorileri önemsemediğimizden değil ama gerçek böyle. Gramsci “Aklın kötümserliği, iradenin iyimserliği” derken tam olarak bunu anlatmıyor muydu zaten?

BirGün’ün etrafında oluşan enerji de doğrudan fikrinin sağlamlığıyla ilgili. Bugün aramızda olsun ya da olmasın, BirGün’e emek vermiş insanların tamamı, gazetenin kapısından girer girmez başka bir atmosferin içinde nefes almaya başlar. Bu ortam tepeden tırnağa sizi farklı bir insan yapar. Bakış açınız, konuşmanız, insanlarla kurduğunuz ilişkinin biçimi ve daha birçok şey, bu atmosferin bünyenize kattığı oksijenle dönüşür. Hani Kazım Koyuncu diyor ya, “Devrimi düşlüyorsan ona göre yaşarsın. Yürüyüşün farklı olur. Bakkala, manava başka türlü davranırsın. Bunun için sana kimse puan yazmaz tabii ama anlarlar, orada birisi farklı yürüyordur”; işte tam olarak farklı yürüyenlerin gazetesidir BirGün.

Farklı yürüyenler sadece BirGün’ün çalışanları da değildir üstelik. Bu bir kültürdür ve bulaşıcıdır. BirGün’ü okuyan, destekleyen ya da bir şekilde gazeteye kulak veren herkes bundan payını alır. O yüzden biri hakkında tek kelimeyle olumlu bir şey söylemek istersek sadece “BirGüncü” der geçeriz biz. Biliriz ki BirGüncüler iyi insanlardır ve iyi insanları tanımlamak için kelime enflasyonu yaratmaya gerek yoktur.

Peki nedir BirGün’ü farklı yapan bu güçlü fikir? Aslında bu yazıyı okuyan pek çok kişi biliyordur; mesele sadece 18 yıldan ibaret değil. Bu ülkenin mücadele tarihi orada duruyor. Bizim köklerimiz de ta oralara kadar uzanıyor. Ben Mahirler, Denizler, Terzi Fikriler diyeyim, siz anlayın.

BirGün çalışanları olarak geçmişimize gururla bakıyoruz. Ancak bununla yetinemeyeceğimizi de biliyoruz. İlham kaynağı olmak istiyoruz örneğin. İstiyoruz ki gelecekte kendi öz gücüne güvenerek bir gazete çıkarmak isteyen insanlar, “BirGün gibi” desinler; bizim hikâyemizi görüp yüreklensinler. Karşılarında durup “Bu iş sizi aşar” diye ezberden konuşanlara inat, “Onlar yaptı, biz de yapabiliriz” diye düşünsünler. Eğer istikbale böyle bir iz bırakabilirsek, mavi gökyüzünün altında mutlu insanlar olarak yürüyeceğiz.

Biz BirGün çalışanları olarak çok özel ve güzel bir işin parçası olduğumuzun farkındayız. Bir anlığına tevazuyu kenara koyalım. Bağımsız bir gazetenin yıllardır ayakta kalabilmesi, ayakta kalmasının da ötesinde gıptayla bakılan bir haber mecrası haline gelebilmesi hem Türkiye hem de dünya medya tarihinin en nadide başarılarından biri. Ve bu başarı hepimizin.

BirGün’ü yaratan akla, sahip çıkan dostlara saygıyla…

İyi ki doğduk! Yaşasın BirGün!