Güçlü imajı yerle bir oldu
Topluma anlatacak hikayesi kalmayan, toplumsal muhalefetten çekinen Saray iktidarda kalmak için tüm gücüyle baskıya, yasaklara, tutuklamalara sığındı. Topluma hala güçlü olduğu imajını vermeye çalışan rejimin hamleleri ise halk tarafından bertaraf edildi. Yurttaşlar iktidarın uygulamalarına yanıt üretti.

Politika Servisi
Geniş kitlelerin rızasını alamayan, İBB operasyonlarına halkı ikna edemeyen Saray rejimi, hala güçlü olduğu imajını korumak adına her yolu deniyor. Topluma anlatacak bir hikâyesi kalmayan iktidar, devletin olanca gücünü 19 Mart darbesinin ardından halkın açığa çıkan itiraz dalgasının karşısında konuşlandırıldı. Eylemlere yönelik polisin sert müdahalelerinden grev yasaklarına, 1 Mayıs’ta Taksim yasağı ile beraber hayatı durduran uygulamalardan, valiliklerce çıkartılan etkinlik yasaklarına, belediyelere yönelik şafak operasyonlarından gençlerin tutuklanmasına dek rejim sopayı elinden hiç bırakmadı.
Saray rejiminin hesaba katmadığı toplumsal muhalefet rüzgarı korku duvarlarını aşarak tüm baskıları bertaraf ediyor. İktidarın devletin imkanlarını seferber ederek göstermeye çalıştığı güç gösterisine yanıt üreten milyonlar Saray yönetiminin maskesini düşürüyor. Her baskı, gözaltı, tutuklama, saldırı, yasaklar, engellemeler korku ve zayıflığın bir göstergesi haline geldi.
İktidar, milyonların iradesi karşısında aciz duruma düştü. CHP’nin Beyazıt mitinginde elektrikleri kesen iktidar, bu kez alandaki on binlerin telefonlarıyla karanlığı ışıldattığı ikonik bir fotoğraf ortaya çıkardı. Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun X hesabını engelleten Saray bu kez yüzbinlerin İmamoğlu’nu profil fotoğrafı yaptığı bir başka gerçeklikle karşılaştı.

19 Mart günü polis barikatını aşan üniversite öğrencileri direnişin fitilini ateşledi. Günlerce tüm engellemelere rağmen Saraçhane’ye gelen milyonlar, Maltepe mitingine toplanan yüzbinler, Trabzon’da, Rize’de, Yozgat’ta, Çorum’da, Konya’da, Sakarya’da bir araya gelen halk hep bir ağızdan isyan etti. Örgütlenen boykot, liselere kadar inen itiraz dalgası, yaratıcı slogan ve pankartlar, park forumları, çiftçinin, kadınların, yaşam savunucuların, işçilerin, emeklilerin eylemleri yeni bir direniş hikâyesi yazdı. Çaresiz kalan Saray yönetimi ise daha fazla baskı yaparak gücün kendisinde olduğunu göstermeye çalıştı. İktidarın sadece son birkaç günde topluma gözdağı vermek için yaptığı güç gösterisini hatırlayalım:
ÖZEL’E SALDIRI ARAŞTIRILSIN ÖNERGESİNE RET
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, TBMM Başkanvekili ve DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder için Atatürk Kültür Merkezi'nde (AKM) düzenlenen anma töreninin ardından saldırıya maruz bırakıldı. AKM’den çıkış esnasında bir kişi tarafından yumruklanan Özel’i korumalar alandan çıkardı. Olayın ardından saldırgan gözaltına alındı. İsminin Selçuk Tengioğlu olduğu öğrenilen saldırganın 2004 yılında Hatay'da iki çocuğunu katlettiği ortaya çıktı. CHP'nin TBMM Genel Kurulu'nda Özgür Özel'e yapılan fiziki saldırının her yönüyle araştırılması amacıyla verdiği öneri AKP ve MHP'li milletvekillerinin oylarıyla reddedildi.
KARARTMA ÇABALARI DA YETMEDİ
CHP’nin "Millet İradesine Sahip Çıkıyor" mitingleri kapsamında Beyazıt Meydanı’nda yapacağı miting için yeterli aydınlatma sağlanmadı. Partinin mobil aydınlatmalarının polis tarafından miting alanına alınmadığını açıklayan CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, "Işıklarımızı sokmadılar. Aydınlatma cihazlarımızı sokmadılar. Türkiye’yi karartanlar ülkeyi karartanlar burayı kararttığını mı sanıyor?" dedi. Mitinge katılan on binler cep telefonlarının ışığını açtı. Öte yandan miting öncesi bazı haber kanallarında bomba ihbarı yapıldığı iddia edildi. CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, "Beyazıt Meydanı’nda bomba ihbarı yapıldı’ şeklindeki ifadeler gerçeği yansıtmamaktadır" dedi.
İŞ İNSANINA TUTUKLAMA
İBB’ye yönelik devam eden soruşturma kapsamında, kamuoyuna duyurulmayan yeni bir “gizli operasyon dalgası” gerçekleştirildiği ortaya çıktı. Basına sızdırılmadan yürütülen bu süreçte, bazı iş insanları savcılığa telefonla ifadeye çağrıldı. İfadeye giden isimlerden biri de Gülaylar Grup’un patronu ve City’s Nişantaşı’nın sahibi Mehmet İlhan Gülay oldu. Gülay, savcılıktaki ifadesinin ardından çıkarıldığı sulh ceza hakimliğince tutuklandı. Halk TV’nin haberine göre; Gülay’ın tutuklanmasına gerekçe olarak, “Sekoya” kod adlı gizli tanığın verdiği ifadeler gösterildi. Tanık, Mehmet İlhan Gülay’ın emsal artışı karşılığında rüşvet verdiğini iddia etti.

26 KİŞİ HAKKINDA İDDİANAME HAZIRLANDI
CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik’in de bulunduğu 26 kişi hakkında 15 yıl 6 aya kadar iddianame düzenlendi. Çelik’in 3 yıl 7 aydan 15 yıl 6 aya kadar hapis cezası isteniyor. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında yürütülen iki ayrı soruşturma kapsamında 31 Ocak 2025 tarihinde ifade vermek için gittiği Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’nın önünde çıkan olaylara ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında aralarında Habertürk’ten Ceylan Sever’in aktardığına göre iddianamede olaylarda yaralandığı iddia edilen 5 polis memuru müşteki olarak yer aldı.
İddianamede, “Görevi Yaptırmamak İçin Direnme”, “Kanuna Aykırı Toplantı ve Yürüyüşlere Silahsız Katılarak İhtara Rağmen Kendiliğinden Dağılmama”, “Kasten Yaralama”, “Kamu Malına Zarar Verme” suçlarından 3 yıl 7 aydan 15 yıl 6 aya kadar hapis cezası istendi.
REJİMİN ÇIKMAZ SOKAĞI
Siyasal İletişim Uzmanı Suat Özçelebi, yaşananları değerlendirdi: Öncelikle şunu en baştan belirtmek gerekir ki, artık rejimin hep bildiği o yöntem “Bastırırsam halkı sindiririm, susarlar ya da korkarlar” eşiği geçildi. 19 Mart’ın ardından toplumsal muhalefetin yükselmesiyle doğrudan halka çekilen set, şimdi daha çok İmamoğlu ve CHP üzerinden yükseltilmeye çalışılıyor. Bu da en genel tabloda Saray yönetiminin çaresizliği olarak karşımıza çıkmaya başladı. Çünkü otoriter rejimlerin en çok korktuğu şey; yenilebilir, kaybedebilir olduğunun açığa çıkmasıdır.
Dolayısıyla gerek yargı gerekse diğer resmî kurumlar eliyle bulduğu her fırsatta “ben güçlüyüm” mesajı vermeye çalışıyor. Güç gösterisiyle, başta kendi kitlesine olmak üzere, “Ben yaparım”, “Ben yönetebiliyorum” diyor. Çaresizliğini de bu politikalarla birlikte gizlemeye çalışıyor. Sürekli yeni bir saldırı, yeni bir hedef belirlemek zorunda kalıyor ki toplumu ikna edecek söylemini yitirdiği yerde kendi yönetim krizi gözükmesin.
Şüphesiz, rejimi bu noktaya getiren şey halkın geniş kesimlerinin direnişi oldu. 19 Mart’tan bu yana yaşananlar, halkın kararlılığını ortaya koyarken; artan baskı politikaları karşısında toplumsal muhalefetin yaratıcı çözümlerle, birlikte mücadele olanaklarını geliştirmesi, bu baskıların aşılabileceğini gösterdi.
Rejim de hedefi doğrudan CHP’ye ve karşısındaki rakiplere çevirerek, rekabet ettiği kim varsa çevresine duvar örmeye girişti. Bu sayede hem muhalefete birden fazla cephe açarak odaklanmasını kırmak hem de kendisiyle beraber hareket eden kitlelerin zihnine daha fazla soru işareti düşürmek istiyor. Ancak görünen o ki, rakiplerine ördükleri bu duvarlar bir anlamda kendilerine ördükleri duvarlar hâline geliyor. Baskıdan elini çekse daha fazla sarsılacak, daha fazla güç kaybedecek duruma geliyorlar ve güç gösterisi olarak sundukları bu politikalara muhtaç hâle geliyorlar.
Diğer yandan toplumun en büyük sorunu olan ekonomik kriz de artarak devam ediyor. Orada bir iyileşme hissedilmediği için tek çareleri, bu politikaları sürdürmek olarak karşımıza çıkıyor. Adaylaşmayı engellerken ekonomik maliyeti (krizi) büyütüyor; yeni kaynak gelmesini de istikrarsızlıkla bizzat kendileri engelliyor. Yani çıkmaz sokakta ısrar ediyorlar. Tabii bedelini hepimize ödettikçe, anketlerde de kıpırdayamadıklarını görecekler.
Bu stratejinin panzehiri ise gizli değil artık, belli: “Kurtuluş yok tek başına” sloganında olduğu gibi, dayanışma, kampanyada süreklilik ve kapsayıcılık; birlikteliği büyütmek ve bunu Anadolu’ya “çözüm diliyle, çaresini göstererek” taşımak.
‘DARBENİN DİJİTAL AYAĞI’ VURGUSU
CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun X hesabına Türkiye’den erişim engeli geldi. Başsavcılık, "Kendi suç örgütünün propagandasını yapıyordu" açıklaması yaptı. CHP yöneticileri, bu müdahalenin siyaseti susturma girişimi olduğunu belirterek, sansüre karşı direnişin büyüyeceğini vurguladı. Kamuoyu da karara büyük tepki gösterdi. X’te birçok yurttaş profil fotoğrafına Ekrem İmamoğlu’nun fotoğrafını koydu. Yurttaşlar ayrıca Elon Musk’ın X’inden çıkıp Bluesky’a geçme çağrılarında bulundu.
Ekrem İmamoğlu, sıklıkla sosyal medya hesabından paylaşım yapıyordu. Kamuoyu da İmamoğlu’na getirilen yasağa tepki gösterdi. X’te birçok yurttaş profil fotoğrafına Ekrem İmamoğlu’nu koydu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Ekrem İmamoğlu’nun X hesabının kapatılmasına ilişkin bugün bir açıklama yaptı. Başsavcılık, İmamoğlu’nun hesabının kapatılmasına gerekçe olarak, “Kendi suç örgütünün propagandasını yapıyordu” dedi. CHP Genel Başkanı Özel, Ekrem İmamoğlu’nu Silivri’deki Marmara Cezaevi’nde ziyaret etti. Ziyaret sonrası açıklamalarda bulunan Özel, İmamoğlu’nun X hesabına erişim engeli getirilmesine dair şunları söyledi: ‘’Şu anda darbenin dijital ayağıyla karşı karşıyayız. Sayın Ekrem İmamoğlu’nun X hesabını kapatarak onunla mücadele etmeye çalışıyorlar. Herhalde rakibine karşı yargı gücünü bu kadar haksızca kullanan hukuku ayaklar altına alan bir iktidar yoktur. ‘Susmayın sesinizi yükseltin’ ifadesini alenen tahrik olarak görerek hesabı kapatıyorlar.”
Öte yandan X’ten yapılan açıklamada "Türkiye’nin hesapla ilgili kararını uygulamakla birlikte, bu karara kesinlikle katılmıyoruz ve karara itiraz ediyoruz" denildi.