Galatasaray, son haftalarda baş aşağı giden performansı ve Fenerbahçe derbisi sonrası oluşan gerginlik ortamının göbeğinde çıktığı Schalke deplasmanında 2-0 mağlup oldu ve geçtiğimiz sezon sonu “tahmin et kim döndü?” diyerek hitap ettiği Şampiyonlar Ligi’ne havlu attı.

21. yüzyıl futbolu artık şu meşhur “futbol asla sadece futbol değildir” klişesini tarihe gömmek üzere. Sıcakkanlı ülkelerin yerel liglerinde belki hala hırs, motivasyon, birliktelik, kardeşlik, “kolej takımı havası” gibi değerler sizi bir yere getirebiliyor, ancak üst düzey arenalara çıktığınızda elinizde iyi organize olmuş, maç içinde pozisyon konsantrasyonu yüksek ve sağlam bir oyun pozisyonuna sahip bir takım yoksa rakip takımın “ağzında dağılıyorsunuz” şeker gibi kura misali. Futbol sadece ve sadece futbol oluyor. O yüzden maç öncesinde Galatasaray teknik kadrosu ve kulüp yönetiminin yaptığı meşhur “kenetlenme” açıklaması elbette içi boş bir motivasyon denemesinden öteye gitmedi. Gitmesi de zordu zaten. Zira bu bir Şampiyonlar Ligi maçı ve bu tür denemelerin tedavülden kalkmasından bu yana çok zaman geçtiği bir platform. Schalke 04, Bundesliga’nın 14.sü. Maç boyu Süper Lig 2.si ve son şampiyonunun rakip ceza sahası ve etrafına indirdikleri her topta kendi adamlarını bulmayı başardılar neredeyse. Zira Mariano’yu bir kenara ayırırsak Serdar, Ozan, Linnes (daha sonra Ömer Bayram) ve Muslera çoğu pozisyonda mavi-beyazlı oyuncuları ancak top ayaklarında iken görebildiler ve bir tenis maçını kortun kenarından izleyen seyircileri hatırlattılar. Bu yetmezmiş gibi takım ön alanda da tam bir felaketti ki zaten, yine günümüz futbolunda iki mevkii arasında maç içinde büyük uçurumların olmasına pek sık rastlanmıyor. Rodrigues ve Onyekuru’nun hayli cılız bireysel denemeleri ve Sinan Gümüş’ün haftalardır süren silik oyunu bir araya geldiğinde Terim’in takımı savunma, orta saha ve hücum hattının her bölgesinde rakibe teslim olmuş bir maç çıkardı.

Gelsenkirchen’deki maçın sezonun geri kalanı hakkında ortaya koyduğu net gerçekler var. Hoş 18 Eylülden beri ortadaki tablo zaten fikir veriyordu. O günden bu yana oynanan 9 maçta sadece 2 galibiyet alabildi takım ve bunlar Maicon ve Donk’un kafa vuruşları ile gelen 1-0’lık galibiyetler. Galatasaray muhtemelen kabus dolu bir kasım ve aralık ayı geçirecek. Sakatlar, formsuzluklar, moralsizlik, kenar yönetimin sahadaki futboldan çok kafasını kendilerine yapıldığını iddia ettikleri provokasyonlarla geçirmesi ve yaklaşan Beşiktaş ile Başakşehir maçları. Sezon 2019 yılına girildiğinde resmen olmasa da ligde şampiyonluk şansı göz önüne alındığında fiilen bitmiş olabilir ve görüntü bu ihtimalin gerçekleşmesini önleyecek bir başkaldırının da olmayacağını bize net olarak gösteriyor. Mevcut mali tabloda kulübün transfer konusunda büyük ölçüde elinin kolunun bağlı olacağını da göz önüne alırsak yıllardır süregelen kötü kadro planlamaları ve yanlış transferleri geri döndürmek için orta vadeli bir planı hayata geçirme konusunda başlangıç fırsatı olabilir.

*Tahmin et kim elenecek