Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, BirGün yazarı Timur Soykan'ın ortaya çıkardığı 6 yaşındaki H.K.G.'nin istismar edilmesi skandalının ardından başlayan tartışmalara ilişkin konuştu. Uysal, tarikatların kapatılmasının çözüm olmayacağını öne sürerek "Kapatmakla çözüm bulamazsınız. Bütün bu alanlar çok yüzde yüz kontrol altına alabileceğiniz bir alan değil" dedi.

Gültekin Uysal: Tarikatları kapatmakla çözüm bulamazsınız

Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, tv100'de yayınlanan Yüzler Kulübü programında gündemi değerlendirdi.

Uysal, BirGün yazarı Timur Soykan'ın İsmailağa Cemaati'ne ait Hiranur Vakfı'nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel'in 6 yaşındaki H.K.G.'yi Kadir İstekli ile 'evlendirmesi' ve H.K.G.'nin uzun yıllar istismara maruz bırakıldığı skandalını ortaya çıkarmasının ardından başlayan 'tarikat' tartışmalarına değindi.

“İktidara geldiğinizde tarikatlara bakış açınız nasıl olacak?” sorusuna Gültekin Uysal, “Bizim çizgimiz açık ve şeffaf. Bu dini örgütlü alanda maalesef bu tür suistimaller yeni değil. Pek çok vaka yaşadık. Bu milletin çocukları çalındı. Buna münferit bir hadise olarak bakamayız. Böyle bir sonuç üretecek mekanizmaya devlet olarak siz sessiz kalabilir misiniz? Buna bir refleks üretmeniz lazım. Cemaatler, tarikatlar, dini örgütlenmeler elbette temel perspektifimizde bu tür suistimallere karşı süratle net çizgilerin çizilmesi gerektiği kanaatindeyiz. En nihayetinde gördük ki devleti ele geçirmek gibi bir hedefe yönelen örgütlenme düzeylerine gelmişler” ifadeleriyle yanıt verdi.

Tarikatların kapatılmasının çözüm olmayacağını iddia eden Uysal, "Kapatmakla çözüm bulamazsınız. Bütün bu alanlar çok yüzde yüz kontrol altına alabileceğiniz bir alan değil. Dini eğitimden başlayarak Türkiye’de değiştirmek, dönüştürmek mecburiyetindeyiz" dedi.

"ADAY ADAYI BAŞVURULARINI DA ALIYORUZ"

Altılı Masa'nın cumhurbaşkanı adayına yönelik de konuşan Uysal, "Türkiye pek çok riski depo etmiş vaziyette. Ben geç kalındığı kanaatinde değilim. Adayın öyle göktaşı gibi gökten düşecek hali yok. Bir geçmişte olduğu gibi iddiasız bir aday değil, siyasi alanda icracı iddiası olan politik figürlerden oluşacak. Aday adayı başvurularını da alıyoruz. Ana muhalefetin lider bir partinin genel başkanının cumhurbaşkanı adayı olmasından daha tabii ne olabilir ki. İsmini de ifade ettiğiniz Sayın Ekrem İmamoğlu ve Sayın Mansur Yavaş da olmak üzere özellikle 2019 yerel seçimleriyle beraber Sayın Erdoğan’ın siyasi serüvenine baktığımızda İBB Başkanlığı’ndan başlayarak Türk siyasetinde böyle bir beklenti de oluştu. Ben bunları tabii karşılıyorum. Her siyasi partinin kendi cephesinden tüm ölçütleri kullanarak; bütün bu süreci yönetecek politik bir figürdür. O açıdan bahsettiğiniz isimlere karşı peşin peşin bir yargım açıkçası yok" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin toplumsal desteğinin yüzde 35 olduğunu söyleyen Uysal, Altılı masa etrafında bir araya gelmiş siyasi partilerin bu süreç yönetiminde ortak iradeyle beraber göstereceği adayların kazanacağı kanaatindeyim" ifadelerini kullandı.

Uysal şunları söyledi:

"BİR SİSTEM DEĞİŞİKLİĞİNİ TAAHHÜT EDİYORUZ"

"Biz bir siyasi parti ile rekabet etmiyoruz. İstanbul seçimlerinde de gördük; 6 Mayıs 2019'da seçimlerin yenilenmesi kararı Türk demokrasisi için en büyük kırılmadır.

Erdoğan’ın bugün şöyle bir ruh hali var… Vatandaşa da kızar hale geldi. Zaman zaman görüyoruz. Nankörler diye birtakım toplumsal kitleleri itham eder hale gelmiş. ‘Beni yüzde 50’ye alıştırdınız. Bugün niye vermiyorsunuz?’ diye. Böyle bir hal içerisinde. Bugün bu endişeleri seçim güvenliğiyle ilgili yaşıyoruz.

Bugün bir aday kıtlığı yok, bilâkis aday bolluğu var.

Her siyasi partinin vazifesi bir sonraki seçimin hazırlığını yapmaktır. Bugün İYİ Parti de, Cumhuriyet Halk Partisi de diğer siyasi partiler de nasıl 2018’de bizim tek hedefimiz Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanmak değil, Anayasal düzenlemeyi icap ettiren, bir sistem değişikliğini milletimize taahhüt ediyoruz.

Sayın Erdoğan sadece kendine oy verenlerin değil 85 milyonun Cumhurbaşkanı olabilseydi Türkiye böyle olmazdı.