Manisa’nın Salihli ilçesi, Karaağaç köyü, Gümüş Çayı üzerinde, 6 yıl önce alınan ve yasal geçerlilik süresi sona eren “ÇED Gerekli Değildir” kararına dayanarak hukuksuz bir şekilde HES inşaatına başlandı. Salihli’de Hacıbektaşlı ve Çapaklı köylülerinden sonra Karaağaç köylüleri de topraklarını korumak için ayakta.

Gümüş Çayı’na 6 yıl sonra kazma vuruldu, köylüler ayakta

AYCAN KARADAĞ

Gökova Enerji Üretimi İnşaat Limited Şirketi, 2014’te aldığı ve yasal süresi geçen “ÇED Gerekli Değildir” kararına dayanarak, Gümüş Çayı üzerinde (Hidroelektrik Enerji Santralı) HES inşaatına başladı.

Bunun üzerine Salihli Çevre Derneği, sosyal medyada #GümüşÇayınaHESYapma ve #GümüşÇayınaDokunma etiketleriyle kampanya başlattı. Yöre halkı Karaağaç Köyü’nde eylem yaparak inşaata tepki gösterdi.

Köylülerin eylemine CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, SOL Parti Manisa İl ve Salihli İlçe Örgütü, CHP ve İYİ Parti Salihli İlçe Örgütleri ile Salihli Çevre Derneği de katıldı.

Karaağaçlıların içme suyuna ulaşmada sıkıntı yaşadığını söyleyen CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, “Burada 2012 yılında lisans alınmış, 2014 yılında da ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararı alınmış. O günden bugüne 6 yılı geçen bir süre var. O günden sonra burada bir tane çivi çakılmamış. Yönetmelikte ‘ÇED Gerekli Değildir kararından sonra 5 yıl içinde yatırım yapılması gereklidir’ deniyor. Oysa buradaki süre geçmiş durumda. Her şeyi bir tarafa bırakıp, burada her şeyin hukuka uygun olduğunu kabul edelim. Bizim asıl sorgulamamız gereken şey, burada HES yapılsın mı? Yapılmasın mı? Köylü diyor ki burada HES yapılmasın. Çünkü bu köylü için su hayattır. Burası cennetten bir köşe ancak tarım arazisi az. Köylüler buldukları her düzlüğe zeytin dikmişler. Az su kaynaklarıyla burada tarım yapmaya çalışıyorlar. Buradaki Gümüş Çayı’nın suyuyla hayvancılık yapmaya çalışıyorlar. Burada HES yapılacak ama işin trajikomik yanı bu köyde susuzluk var. Bu köydeki insanlar içme suyuna ulaşmakta zorluk çekiyorlar” dedi.

"TOPRAKLAR SERMAYEYE PEŞKEŞ ÇEKİLİYOR"

gumus-cayi-na-6-yil-sonra-kazma-vuruldu-koyluler-ayakta-813072-1.

Gümüş Çayı’na HES yapılmasının Salihli’nin susuzluğa mahkûm edilmesi anlamına geldiğini belirten Salihli Çevre Derneği Başkanı Av. Seçil Ege Değerli de, “Gümüş Çayı Salihli’nin hem sulama sularına hem de tarımsal sulamasına katkı sağlayan, Salihli’nin geçmişten beri hem coğrafi yapısında yer edinmiş bir varlığımız. Ülkemizin ve bölgemizin son zamanlarda hızla kuraklığa doğru ilerlediği, susuzluk probleminin artık küresel bir sorun haline geldiğini hepimiz biliyoruz. Gediz Ovası’nı besleyen bu çayların, Gediz Nehri’ni besleyen bu çayların, üzerine yapılacak her bir santral Salihli’nin susuzluğa mahkûm edilmesidir. Gediz Ovası’nın susuzluğa mahkûm edilmesidir. Ülkemize yapılacak en büyük ihanetlerden bir tanesi bu doğal varlıkların yok edilmesi olacaktır. Biz Salihli halkı olarak sadece Karaağaç’ın bir sorunu olmadığını, bu bölgede yaşayan her insanın, her canlının sorunu olduğunu biliyoruz” diye konuştu.

SOL Parti Manisa İl Başkanı Nadir Güven ise, “Göz göre, herkesin gözlerinin içine bakarak bir oyun oynanıyor. Tarım havzası olan koskoca Ege Bölgesi, Salihli’den başlanarak parça parça enerji havzası haline dönüştürülüyor. Bir taraftan tarım bitirilirken, diğer taraftan sermayeye yeni yatırım alanları açılıyor. İnsanların emeği, toprağı ve suyu sermayeye peşkeş çekiliyor” ifadelerini kullandı.

"RANT UĞRUNA SUYUMUZU YOK EDİYORLAR"

Köylülerden Hüseyin Sel de duruma tepki göstererek, “Burada 80-90 tane zeytin ağacı var. Bizim burada hak talep edecek yerimiz kalmadı. Burayı komple aldılar. Herkesin pisliğini alıp gelip buraya döküyorlar. Bizleri tehdit ediyorlar. Zeytinlerimize zarar gelmesin diye mücadele ediyoruz ama nafile bizlere cevap olarak o zaman yerinizi bize verin diyorlar. Tarım alanlarının tamamı taş doldu artık burası tarım alanı değil taşlık bir alan. Tarım yaptığım alanı elimizden zorla almaya çalışıyorlar” dedi.
Köyde hayvancılık yaptığını ve köyün suyunun zaten yetersiz olduğunu söyleyen İbrahim Uzun ise, “Bu köyde yaşıyorum bir hayvan çiftliğim var hayvancılık yapıyorum. Bu köyün suyu zaten yetersiz. Biz buradaki damarlardan hayvanlarımızın su ihtiyaçlarını karşılıyoruz bir de burada bağım ve zeytin ağaçlarım var, tarım yapıyorum. Biz köylü olarak yukarıya para verip su çaktırdık. Yıllardır içme suyu için uğraşıyoruz bir de bu çaya HES yapılmak isteniyor zaten yetersiz olan suyumuzu elimizden almaya çalışıyorlar. Buradaki ekosistemi yaşamı yok etmek için uğraşıyorlar. Hayvana, insana, tarıma su yokken yapılmak istenen bu çalışma bizleri susuzluğa itiyor. Karadeniz’i bitirdiler sıra bizim köyümüzde suyumuza geldi. İki dere gördüklerinde ranta açıyorlar. Memlekette satılmadık yer bırakmadılar. Enerji adı altında rant uğruna suyumuzu, toprağımızı yok ediyorlar” diye konuştu.

"HER ŞEYİMİZİ KATARLILARA SATIYORLAR"

gumus-cayi-na-6-yil-sonra-kazma-vuruldu-koyluler-ayakta-813073-1.

Yaşamak için direneceklerini ve mücadele edeceklerini söyleyen Osman Orhanbay da, “Köyümüzün suyuna el koyuyorlar zaten burada kısıtlı miktarda su bulunuyor. Kanunları dayanak gösterip suyumuzu elimizden alıyorlar. 15 gün önce burada bir çalışma başladı. Yasal olduğunu söylüyorlar ama değil eski bir karar. Burada zaten suya ulaşmakta sıkıntı çekiyoruz suyumuz az ne hayvana ne tarıma ne de bizlere yetiyor. Suya ulaşmak için köylü olarak bir araya gelip su çaktırdık ama sonuç ortada. Biz buradaki doğayı korumak istiyoruz. Hukuksal süreci başlattık ve takipçisi olacağız. Suyumuzu toprağımızı vermeye niyetimiz yok” ifadelerine yer verdi.

Köylüyü, tarımı, hayvanı ortadan kaldırmak hangi kanunda var diyerek tepki gösteren Süleyman Kılıç ise şunları söyledi: “Burada HES’in olacağını 15 gün önce kaymakam gelince fark ettik. Devlet onayı vermiş köylünün haberi yok. Bizlere kimsenin yapacağı bir şey yok yaramazlık yapmayın direnmeyin denildi. Suyumuzu toprağımızı bırakmaya niyetimiz yok. Çare arıyoruz. Kendimiz için değil bizden sonra gelecek nesil için direnip mücadele ediyoruz. Bu dereden tarım alanımızı suluyoruz hayvanlarımızın su ihtiyaçlarını karşılıyoruz kendi yaşamımızın başlıca kaynaklarından biri bu dere. Şimdi burada HES yapılmak isteniyor doğamıza suyumuza saldırıyorlar. Kimse köylüyü buradaki yaşamı canlıları düşünmüyor. Memleketi Katarlılara sattıkları yetmedi suyumuzu da elimizden almak için bizleri tehdit ediyorlar. Her şeyi Katarlılara satıyorlar. Yasal dayanakları bahane ediyorlar ama hangi kanunda var rant uğruna yaşamı yok etmek. Hangi kanun da var köylüyü, hayvanı, tarımı ortadan kaldırmak, bitirmek. Öfkeliyiz.”

Köylülerden Recep Yiyen ise şunları kaydetti: “Bu köyde yaşıyorum ve HES’e karşıyım. Suyumuzu elimizden aldılar her şeyi elimizden alıyorlar. Bu köyün işi bitti bize açık açık buradan gidin demeye getiriyorlar. Nereye gidelim nerede yaşalım. Arazilerimizde bir şey kalmadı. “