Galatasaray oldukça zorlandığı Konyaspor mücadelesini, tribünlerle bir anlamda küs olan Sinan Gümüş'ün 1 asist ve 1 gollük performansıyla 2-1 kazandı.

Gümüş değerinde 3 puan

Futbolda çözüm bulamadığınız sorunların en ufak bir ihmalde size nasıl büyük problemler olarak geri döneceğini ve koskoca bir devreyi kabusa dönüştüreceğinin göstergesiydi ilk yarıda olanlar. Sarı-kırmızılıların halen çözemediği duran top zaafiyeti 44 dakika boyunca bulması muhtemel pozisyonların ihtimalini zaten azaltmıştı ve buna kendi sahasının son 30 metresine çekilen Konyaspor'u zorlama konusunda çok hünerli olmayan Selçuk ve Donk'un oldukça vasat performansı eklenince iş Feghouli ve Mariano'nun sağ kanattaki ikili oyunlarına kalmıştı. Aslında bu oyunlarda 4-5 kez başarılı oldular, fakat o anlarda da ceza sahasına atılan toplar hep yerden ön direkteki savunma oyuncularına olunca sağ kanat hücumları devre dışı kalmış oldu. Sol kanatta ise Rodrigues'in problemi, Volkan Şen'in gidiş gelişleri sebebiyle ona çok fazla destek veremeyen Nagatomo'ydu. Japon oyuncu o kadar fazla efor sarfetti ki çizgiyi kullanabilmek için, ki bunda Selçuk ve Donk'un ona attığı uzun topların isabetsizliğinin de payı vardı, orta yapma anı geldiğinde hiçbir zaman tam anlamıyla fit değildi. İşin Belhanda tarafı ise sezon başından beri sıkıntılı. Faslı oyuncu bu tür baskı oyunlarının başrolünde değil yardımcı oyuncu rolünde olmak istiyor daha çok. Ne Fatih Terim, ne taraftar ne de takım arkadaşları buna razı değil elbette. Belki ilginç gelecek ama sezon başında ona gösterilen sabrın fazla olmasının sebebi Fernando ve Tolga'nın üst düzey performanslarıydı. Şimdi Tolga ve Selçuk'un önünde defoları daha çok belli oluyor.

İkinci yarıdaki Mariano-Linnes değişikliğini pek doğru bulmadığımı belirteyim. 19 yıldır kazanılamayan bir deplasman maçı için bek hazırlamaktansa Mariano'yu içeride tutup karşısına 3 puan yazılan maçı kazanmaya odaklanabilirdi Fatih Terim. Nitekim Linnes sadece hücumda etkisiz değildi, savunmada da Fofana onu teke tek yakaladığında tehlikeler yarattı. Maçın sonundaki Maicon hamlesi ise Feldkamp zamanlarından beri görmediğimiz fantastik bir hamle. O da böyle Servet'i maçın sonunda ceza sahasına gönderdiği bir maçı onun golüyle kazanmıştı. Futbol ilahları böyle hamleleri ödüllendiriyor sanki. Maçın düğümünü çözen adamın Sinan Gümüş olması hem onun hem de kulüp için önemli bir ayrıntı. Bu maç adeta onun tribünlerle barıştığı andı. Sezon başında topu ayağına aldığında yuhalanan Sinan'dan, çok önemli bir dönemeçte 3 puanı getiren Sinan'a dönüşüm.

Kadıköy'deki maç sıkıntılı geçecek elbet. Duran toplardan bu sezon 18 gol bulan Fenerbahçe'ye karşı duran toplarda her maç sıkıntı yaşayan Galatasaray, psikolojik olarak büyük bir dezavantajı omuzlarında taşıyacak. Tabii önemli iki güvenceleri var. 6 puanlık fark ve 19 yıllık bir seriyi bitirmelerinin rakiplerine sadece bir anlamda havlu attırmayıp aynı zamanda camia olarak sarsılmasını da beraberinde getirecek olması. Gelecek hafta yine düğüm çözecek bir derbi izleyeceğiz.