BirGün editörleri teşekkür etsin! Sayemde gazete okurları Enes Batur’dan haberdar olacak. Benim de Ertuğrul Özkök’e bir teşekkür borcum var. Son zamanlarda adı kulağıma çalınan Enes Batur’dan beni de Özkök haberdar etti.

O’nun yazısındaki ifadelerle takdim edeyim. “Enes Batur bir youtuber” imiş. YouTube’de açtığı kanalın 6 milyonu aşkın takipçisi varmış. Bir asker çocuğu olarak hayallerinin peşinde koşup dünya çapında bir başarı yakalamış. Yani çocuk bir DÜNYA FENOMENİ sayılıyormuş.

İşte bu çocuk iki tekerlekli bir ginger üzerinde “sema gösterisini” hatırlatan bir fotoğraf ile Türkiye’nin gündemine oturmuş! Zira -Özkök adını yazmamış- bir TV kanalı almış bu görüntüyü, “Mevlânâ ile dalga geçiyor” diye yayın yapmış.

“Bir kısım” sosyal medya da lince katılınca iş büyümüş. O kadar ki, Ertuğrul Özkök meseleyi köşesine taşımak gereğini duymuş. Enes Batur’un babası da açıklama yapmak zorunda kalmış:

“Ben ülkem, dinim, vatanım için 25 yıldır bu ülkenin her tarafında, sahada görev yaptım. Ne yaptı benim oğlum size!”

Yazıdan “özel harekât emeklisi” olduğunu öğrendiğimiz baba, “dini” için ne görev yaptı? Doğrusu merak ettim.

Mevlânâ hakkında şaka, espri, parodi yapılamaz mı? Bunu da merak ettim.

Her ikisinin de yanıtını biliyorum elbette. Hepimiz biliyoruz.

Ne de olsa, Mevlânâ’ya “Mehdi”, içerdeki - dışardaki her türlü aksiyona “cihat” muamelesi yapan bir zihniyet iş başında.

•••

Ertuğrul Özkök’ün köşe arkadaşı Abdülkadir Selvi de, o zihniyetin son “hazırlıklarını” tatlı tatlı anlatıyor! “Ankara’dan kulis notları” adı altında “iktidarı ve projelerini sevdirme / içe sindirme” misyonunu yürütüyor.

Abdülkadir Bey, gündeme hangi gözlükle, nereden bakıyor, bilmiyorum. Örneğin, son yazılarından birinde, Erdoğan’ın AKP Grup toplantısında Ahmet Davutoğlu’nu yanına oturtmasını şöyle yorumluyor: “Liderlik bu işte.”

Gerçekten mi! Nasıl da fark edememişim! Ben, iktidarın yüzde 51 sıkıntısından üç beş oya bile ihtiyacı olduğunu.. Bu yüzden kısa süre önce yerin dibine soktukları Davutoğlu’nu “kuyudan çıkarttıklarını” zannediyordum. Yanılmışım. Tüh!

Bir “tüh” de ÖSO için! O konuda da yalan yanlış şeyler düşünüyor-muşuz! ÖSO’nun “El Kaide’nin çocuğu, IŞİD’in kardeşi” olduğunu zannediyormuşuz!

Erk Acarer’in yazıları ve BirGün’ün haberlerine kanarsak böyle olur işte!

Neyse ki -yine- Abdülkadir Selvi ve bilumum yandaşlar bizi aydınlatıyor:

“TSK Afrin’de başarılı bir operasyon yürütürken ÖSO’yu El Kaide ile eş tutan çıkışlar kime yarar? Elbette Türkiye’nin başına çorap örmeye çalışan ABD’ye.. Dolayısıyla, bu çıkışlar / eleştiriler ne anlama gelir? Elbette vatan hainliğine..”

•••

Gördüğünüz gibi, gündemi takip etmek son derece kolay.

Enes Batur ve başarılarından haberdar olacaksınız. Yetmez! Meğer çocuğun filmi varmış. Koşa koşa gidip izleyeceksiniz. Hatta, sevgilisinin kim olduğuna dair “haberleri” okuyup yakınlarınızla paylaşacaksınız.

Diğer mevzuya gelince; ÖSO ve bileşenleri hakkında hiçbir fikriniz olmasa da Afrin operasyonunu destekleyeceksiniz. Zaten ÖSO’da kimlerin neden savaştığını daha baştan hiiiç merak etmeyeceksiniz. Sormayacaksınız. Kaldı ki, savaşa karşı çıkmanın vatan hainliği ile eşanlamlı olduğunu fark edeceksiniz. Medya kalemşorlarının “siyasi deha” nitelemesini yakıştırdığı “Reis”i alkışlayacaksınız. Ve söyleye söyleye dilimizde tüy bitti: Hiçbirini yapamazsanız, hiç değilse SU-SA-CAK-SINIZ!

•••

Söylemeye gerek var mı, bilmem. Bazı mevzulara katiyen takılmayacaksınız:

* Ahmet Şık, “sosyal medya paylaşımları” yüzünden yargılandığı davaya sağlık sorunları yüzünden katılamamış.

* Görenler anlatıyor. Şahin Alpay da yine sağlık sorunları yüzünden artık yürümekte zorluk çekiyormuş. Kulakları da duymuyormuş.

* O ve Mehmet Altan, Anayasa Mahkemesi kararına rağmen HÂLÂ içerdeymiş.

* Enis Berberoğlu hakkındaki “hüküm bozma” kararı da HÂLÂ uygulanmıyormuş.

* Yakındı geçmiş acıları hatırlatması mümkün “tek tip” uygulaması başlayabilirmiş. Nitekim, tek tip tulumları Silivri’ye ulaşmış.

* FETÖ yanlısı olmayan, ancak son zamanlarda FETÖ davalarını eleştirme “cüreti” gösteren FURKAN Vakfı’na operasyon ile “yanımızda olmayan karşımızdadır ve düşmanımızdır” mesajı verilmiş.

Size ne kardeşim! Merak etmeyin. Sormayın, soruşturmayın. Okumayın, okutmayın. Bak ne güzel, Enes Batur gibi YouTube’da komiklik yapın.

Haa! İlle de “akıntıya karşı yüzerim” diyorsanız... Merak etmeden, burnunuzu “sizi ilgilendirmeyen” işlere sokmadan duramıyorsanız.. Erk Acarer’in BirGün’deki 27 Ocak 2018 tarihli yazısını okuyun.