Bale sanatçısı, koreograf Mercan Selçuk, babası Timur Selçuk’un unutulmaz eserlerini Mercan Selçuk Dans Topluluğu ile “Babamın Şarkıları” projesiyle sahneye taşıyor. Selçuk, “Güneşin sofrasında buluşuyoruz” diyor.

Güneşin sofrası dansla buluşuyor

Işıl ÇALIŞKAN

Üç nesil sanatla iç içe… Bale Sanatçısı, Koreograf Mercan Selçuk’un, Timur Selçuk’un unutulmaz şarkılarını klasik bale ve modern dans sanatıyla yorumladığı ‘‘Babamın Şarkıları’’, Münir Nurettin Selçuk’tan bugüne 3 nesildir süren sanat yolculuğunun bir izdüşümü olarak sahneye yansıyor. Timur Selçuk’un ‘‘İspanyol Meyhanesi’’, ‘‘Beyaz Güvercin’’, ‘‘Ayrılanlar İçin’’, ‘‘Ekonomi Bilmecesi’’ gibi hafızalarda iz bırakan şarkıları, ustanın kızı Mercan Selçuk’un klasik bale ve modern dans koreografileri ile ruh buluyor. Koreografiler Mercan Selçuk Dans Topluluğu dansçılarının performansları ile sahnelenen “Babamın Şarkıları” 18 Ocak Salı saat 20.30’da Zorlu PSM’de sanatseverlerle buluşacak. Mercan Selçuk ile sanatını, babasını ve şarkılarını konuştuk.

Üç nesildir sanatla iç içe… Nasıl bir çocukluk geçirdiniz?
Sanat bizim evin suyu, güneşi gibiydi. O kadar hayatımızın içinde, o kadar her anımız sanatla doluydu ki... Bütün anılar, hikâyeler de sanatla dolu. Biz bunun içine doğduğumuz için hem ayrıcalığını fark ettik hem de hayatımızın normal akışıydı, üç nesil sanatla olmak…

Babamın Şarkıları projesi nasıl doğmuştu?
Babamın Şarkıları projesi bu dans topluluğunu oluşturmamızdan bu yana gönlümde, hayalimde olan bir şeydi. Babam da babasının şarkılarını çok sesli bir şekilde ‘‘Babamın Şarkıları’’ olarak icra etti. Dolayısıyla farklı bir sanat dalı olmasına rağmen; klasik bale ve modern dans olmasına rağmen bu Babamın Şarkıları geleneğini sürdürmek arzusundaydım zaten. Ancak biraz pişmem; hem koreograf hem de eğitmen olarak pişmem, cesaret bulmam gerekiyordu. Babam da çok destekledi. Pandemi öncesi onun da desteği ve varlığıyla, bu hayali ilk prömiyerimizle gerçekleştirdik.

TİMUR SELÇUK ÇOK RENKLİ BİR YELPAZE

Timur Selçuk şarkıları nasıl bir seçkiyle bu gösteride buluştu?

Timur Selçuk tabii ki çok renkli bir yelpaze. Devrimci şarkılardan aşk şarkılarına oyun müziklerinden tiyatro müziklerine kadar çok geniş bir yelpaze. Bu yelpazeden tabii ki olmazsa olmazları; İspanyol Meyhanesi, Sen Nerdesin, Beyaz Güvercin gibi… Seçip aynı zamanda klasik bale ve modern dansla en iyi buluşabilecek, kendimce koreografi açısından bana yardımcı olabilecek parçaları seçmeye çalıştım. Klasik bir parçaya enstrümantal bir parçaya koreografi yapmanın ötesinde gerçekten zordu bu şarkılara koreoragrafi yapmak, benim için bir master oldu bu parçalar. Parçaların aranjeleri o kadar güçlü ki, fonda kalmamak için büyük çaba gösterdik. Dolayısıyla hem koreografi ile kolay buluşabilecek, klasik bale ile buluşabilecek parçaları hem de Timur Selçuk’un o renkli yelpazesini yansıtabilecek parçaları seçtik. Babamla birlikte seçtik zaten bu parçaları.

Herkesin hayran olduğu Timur Selçuk’un şarkılarıyla büyümüş biri olarak o şarkıların sizdeki hissini merak ettim… Babanızın Timur Selçuk olduğunu ne zaman fark etmiştiniz?
Farkındalığın başladığı yaşlardan itibaren. 1983 doğumluyum. Yuvaya gitmeye ve sosyalleşeme başladığımdan itibaren farkındayım. Öğretmenler, arkadaşlar da hissettiriyordu. Müthiş bir keyif de almaya başladım aynı zamanda. O şarkıları sevmem, babamın Timur Selçuk olmasından değil. O şarkıları gerçekten sevdim, hayranlık besledim. O şarkılarla hayatımın fon müziğini oluşturdum. Ve bana hitap etti. Babanız Timur Selçuk olur ama o müzik size hitap etmeyebilirdi. Ben bir Timur Selçuk hayranıyım aynı zamanda. Babam olmasaydı da Timur Selçuk hayranı olurdum. Bilmediğim şarkısı yoktur, bütün bu şarkıların çok özel bir yeri var benim için de; birçok insanda olduğu gibi.

Babanız gösteriyi nasıl bulmuştu?
Babam gösteriyi beğendi. Tabii bizler şöyle şeyler yapmayız zaten ailede. Şahanesin, şuursuz bir övgü olmadı zaten. Hep destekleyici hep daha iyiden yana hep eleştiriyi de tatlı tatlı yaparak. Acaba şuralara da şunları mı eklesek şeklinde yaklaşılır. Genel çatı olarak çok beğenmişti.

GÜNEŞ AZALDI AY IŞIĞIYLAYIZ

Timur Selçuk olmasaydı dünyada ne eksik olurdu sizce?
Bir kere o dönem insanlarının üretimi, yaratıcılığı, mücadeleciliği, dik duruşu... Bunlar öğreti olarak genetik olarak bütün dünyada eksik olurdu. Zaten dünyayı anlamlı kılan bütün sanat eserlerinin de hep bu dönemlerde çok daha iyisinin yapıldığını görüyoruz. Hâlâ o dönemlerden beslenerek, bizler aydınlatmaya çalışıyoruz yolumuzu. Onlar olmasaydı çok büyük eksiklikler olurdu diye düşünüyorum. Zaten çok büyük eksiklikler başladı; o insanlar yavaş yavaş bedenlerini terk ettiler, maddi dünyayı terk ettiler. Güneş azaldı ay ışığıyla bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Zaten olmayışlarıyla büyük bir eksiklik yaşıyoruz, aslında dönem bize sorunun cevabını veriyor.

Timur Selçuk şarkılarını klasik bale ve modern dans sanatıyla buluştururken hassasiyetleriniz nelerdi?
Parçanın aranjesine, melodisine ve sözlerine bağlı kalabilmek. Ama aynı zamanda o kadar güçlü ki aranjeler yorum çok güçlü. Klip gibi klipte dansçı dans eder gibi kalmayıp parçayla bütünleşmek hassasiyetimiz var. Bir kere gençlerle yapıldı bu koreografiler; en fazla İspanyol Meyhanesi Ayrılanlar İçin Sen Nerdesin’i bilen bir toplulukla yola çıktım. Şarkıları bilmedikleri için zordu başlarda. Ama sonra sonra parçaların içine girdiler, ezberlediler. Şimdi topluluğumuzda yer alan 10’lu yaşlarındaki çocuklarımız bile bilBabamın Şarkılarıiyor ve dinliyor bu şarkıları, Timur Selçuk şarkılarını. Dolayısıyla şimdiki temsillerimiz esas gösteriyor parçalarla koreogreafinin doğru buluşmasını. Dansçının fonda kalmaması için çok çabaladım. Şimdi şimdi içimize daha çok sinmeye başladı.

Bir dans topluluğu ile sahnede olmanın sorumluluğu fazla olsa gerek. Bu tecrübeyi nasıl anlatırsınız?
Bizim dans topluluğumuzun yaş aralığı biraz fazla. 10 yaşından kendimi de dâhil edersem 38 yaşına kadar aralığı var. Çok keyifli, manevi bir haz olmasa maddi getirisi olan bir şey değil sonuçta. Manevi haz için, insanların gönül telini titretmek için, öğretmek, aydınlatmak için aynı zamanda kendimize de devam gücü sağlamak, umut etmeye devam etmek için yapıyoruz biz sanatçılar bunu... Üretip paylaşmak bize güç veriyor. Tabii ki sorumlulukları var. Hep bir yerden ışığa, umuda tutunuyoruz. Birbirimize tutunuyoruz. Hele bu dönemde sahnelerde olmak çok zor, perde açmak gerçekten çok zor. Maddi anlamda zor manevi anlamda başka türlü zor. Zorluklara rağmen Yaradan da dostlar da dansçılar da el ele dostların arasında, güneşin sofrasında buluşuyoruz.