Güven erozyonu doları patlattı
Merkez’deki değişikliğin ardından dolar kuru yeniden 8 liranın üstüne çıktı. Doç. Dr. Çifter, “Döviz satarak piyasaya müdahale edileceği kaygısı var” derken İktisatçı Sönmez, güven erozyonu olarak yorumladı.
Havva Gümüşkaya
Merkez Bankası’nda yaşanan başkan değişikliği piyasalarda deprem etkisi yarattı. Cuma gecesi Naci Ağbal’ın yerine eski AKP Milletvekili ve Yeni Şafak yazarı Şahap Kavcıoğlu’nun atamasıyla Merkez’de son 20 ay içerisinde üçüncü başkan değişikliği yaşanmış oldu. Değişikliğin yarattığı tedirginlik ise ilk işlem gününde dolar kurunun artmasıyla kendini gösterdi.
Son Para Politikası Kurulu toplantısında politika faizinin 200 baz puan artırılarak yüzde 19’a çıkarılmasının ardından yapılan bu değişiklik Ağbal’ın izlediği ortodoks politikaların terk edileceği düşüncesine yol açtı. Öte yandan Kavcıoğlu’nun eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’a yakın bir isim olması da kasım öncesi uygulanan düşük faiz uygulamasına dönüş yapılacağı beklentisini güçlendirdi. Kavcıoğlu’nun Yeni Şafak’taki yazılarından yüksek faizin enflasyonun sonucu değil de nedeni olduğunu düşündüğü biliniyor. Buna karşın yeni başkan Kavcıoğlu, Pazar günü koltuğuna oturur oturmaz piyasalardaki bu tedirginliğin önüne geçmek adına bir açıklama yayımladı.
Faizlerle ilgili olağanüstü bir karar alınmayacağının sinyalini veren Kavcıoğlu’nun açıklaması etkili olmadı. Zira pazar gecesi Asya piyasalarının açılmasıyla Türk Lirası’nda ciddi değer kayıpları yaşanmaya başladı. Dolar kuru yüzde 15’i aşan yükselişlerle 8,47 seviyelerini gördü. Benzer hareketlerin yaşandığı avro/TL de 10 liranın üzerine çıktı. Durumdan Borsa İstanbul da nasibini aldı. Yüzde 6,65 düşüşle açılan borsada, iki kez üst üste devre kesici uygulaması çalıştı. İkinci kez verilen yarım saatlik aranın ardından üçüncü başlangıcın ardından BİST 100’de kayıplar yüzde 9’un üzerine çıktı. Sabah saatlerinde kurdaki yükselişle birlikte Hazine Bakanı Elvan bir açıklama yayımlayarak “Serbest piyasa mekanizmasından herhangi bir taviz kesinlikle söz konusu olmayacak” dedi. Bu açıklamanın ardından kur 7,93 seviyelerine geriledi. Ağbal’ın gidişinin ardından ilk kez yorum yapan AKP’li Nurettin Canikli de “Optimal pozitif reel faiz seviyesini belirlemede para politikası araçlarını rasyonel kullanmayan merkez bankası başkanını değiştirmek piyasalara meydan okumak değil” dedi. Ağbal’ın TCBM Başkanlığı’na atanması ve kısa bir süre sonra da Albayrak’ın Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan istifa etmesi piyasalar tarafından olumlu karşılanmış boş kalan koltuk bile dolar kurunda gerilemeye neden olmuştu.
TCMB’nin üst üste yaptığı faiz artırımlarıyla daha da şiddetlendi. Ağbal döneminde TCMB gösterge faizi yüzde 10,25’ten yüzde 19 seviyesine kadar yükseltildi.
***
Doç. Dr. Atilla Çifter: Sıcak para akımı kırıldı
"Faiz artırımı gibi konularda fikirleri bilinen bir Merkez Bankası Başkanı atandı. Yeni Merkez Bankası Başkanı’nın ne yapacağını aslında bilmiyoruz. Faizlere gelecek ayki toplantıya kadar değiştirmeyeceğini söyledi. Ama faizin ilerde düşeceğine ilişkin bir beklenti var. Faizden ziyade rezerv eritme politikasına ilişkin bir beklenti var. Yine döviz satarak piyasaya müdahale edileceğine yönelik bir kaygı ve önce bu kaygının giderilmesi gerekir. Merkez Bankası’nın başkanın sürekli değişmesi de güveni zedeleyen bir durum. Kredi genişlemesine devam edilecek mi? Şu an kaygılar zinciriyle karşı karşıyayız. Bunu kıracak açıklamalar ve uygulamalar yapılmalı. Naci Ağbal’ın piyasaya verdiği bir söz vardı. ‘Ben her durumda faizi artıracağım, gerektiği kadar sıkılaştırma yapacağım.’ Böylece 18 milyar dolar civarında bir sıcak para akımı oldu. Aslında bu sıcak para akımı kırıldı. Bugünden bunu söylemek zor ama mevcut durum yüzde 19 faizi yetmeyeceğini gösterecek."
***
İktisatçı Mustafa Sönmez: Faiz artırımının manası kalmadı
"Bu tamamen güven erozyonu. Kendi içinde tutarlı bir başkanı görevden alırsanız olacağı bu. Yaşananlar tek adam rejiminin nasıl bir akıl tutulması yaşandığının bir göstergesi. Bunu yatıştırmak kolay değil. Bakan çıkıp sermaye kontrolü olmayacağına yönelik açıklamalarda bulundu. Ama güven meselesi kolay sağlanmayacak. Olan olmuştur aslında. Her türbülans daha ciddi dalgalar yaratacaktır. Yabancılar açısından zaten dış gelişmelerden dolayı Türkiye gibi ülkelerden uzaklaşma ve kaçma söz konusu. Sonuçları Türkiye toplumuna yaşatılacak. Reform diye boş bir şey açıkladılar bunu ciddiye alan olmadı zaten. Kozmetik bir şey açıkladılar neticede tutmadı. Durum böyle olduğu için zaten faizleri artırdılar. Bu faiz artırımının da bir manası kalmadı artık."