Google Play Store
App Store

Suriye gelişmeleri, “çözüm” ve muhalefete saldırmak dışında elinde argüman kalmayan Saray, halkın güvenini büsbütün yitirdi. Bupar’ın araştırmasına göre eğitimden sağlığa dek her alanda çöküş var.

Güven kaybı tam gaz
Fotoğraf: ANKA

Politika Servisi

Ülkeyi krizlere sürükleyen, halkı açlığa, sefalete hapseden Saray rejimi, tüm kurumların içini boşaltırken yurttaşın güvenini de neredeyse tamamen yitirdi. Eğitimden sağlığa, yargıdan Diyanet’e, siyasetten ekonomiye dek her alanda çakılan iktidarın Suriye gelişmelerinden, muhalefetin elindeki belediyelere çökme hamlesinden ve “çözüm” tartışmalarından başka sığınacağı liman kalmadı. Neredeyse tüm kamuoyu yoklamalarında halkın en büyük sorunu açık ara farkla “ekonomi” oldu. Son olarak Bupar’ın yaptığı kamuoyu yoklamasının sonuçları da halkın gerçek gündemini ve Saray rejiminin ülkeyi sürüklediği çıkmazları gözler önüne serdi.

12 bölge ve 26 alt bölgede 2 bin 420 denekle yüz yüze görüşülerek yapılan araştırmaya katılanların neredeyse yarısı 2024’te “gelirim giderimi karşılayamadı, borçlandım” dedi. Yüzde 33,5’i ise “gelirim giderimi ancak karşıladı” yanıtını verdi. “Ekonomik durumunuz 2025’te nasıl olacak” sorusuna verilen yanıtlar ise karamsarlığın daha da arttığını gösterdi. Yüzde 52’lik kesim “daha kötü olur” derken yüzde 25’lik kesim bir değişim olmayacağını ifade etti.

KURUMLARIN İTİBARI YERLERDE GEZİYOR

Araştırmada kurumlara olan güvensizlik ise dikkat çekti. “Sağlık sistemine güveniyor musunuz” sorusuna “Evet” diyenler 36,4; “Hayır” yanıtını verenler ise 61,6 oldu. “Adalet sistemine güveniyor musunuz” sorusuna verilen “Evet” yanıtı yüzde 20,9; “Hayır” yanıtı ise yüzde 76,3 olarak gerçekleşti. “Eğitim sistemine güveniyor musunuz” sorusuna “Evet” diyenler yüzde 26; “Hayır” Diyenler ise yüzde “70,9” oranına ulaştı. Skandallarla gündeme gelen Diyanet’e güven oranı yüzde 23,2; güvensizlik oranı ise yüzde 70 oldu. “Siyasetçilere güveniyor musunuz” sorusunun da yanıtları dikkat çekti. Katılımcıların siyasetçilere güvenme oranı yalnızca yüzde 15 olurken, güvenmediğini belirtenlerin oranı ise yüzde 80’e dayandı.

Katılımcılara yöneltilen “2025’te Erken seçim olmalı mı” sorusuna ise yüzde 60’a yakın bir kesim evet yanıtını yüzde 40’ın altında bir kesim ise hayır cevabını verdi. Erdoğan’a bir kez daha başkanlık yolunu açacak yeni Anayasa tartışmaları devam ederken “Erdoğan’ın yeniden aday olması için iki dönem kuralı değişmeli mi” sorusuna verilen yanıtlar da dikkat çekti. Yüzde 65’lik bir oran bu soruya hayır yanıtını verirken evet diyenler yüzde 24,5’ta kaldı.

ERDOĞAN’IN SEÇİLMESİ İÇİN BİR MESAJ ALGISI

Araştırma güncel politik gelişmeler hakkında da önemli veriler sundu. “Sizce Devlet Bahçeli Öcalan’a neden çağrı yaptı” sorusuna verilen yanıtlara göre halkın neredeyse yarısı bu çağrıyı  “Erdoğan’ın tekrar seçilmesi için DEM seçmenine mesaj” olarak okuyor.

Araştırmada ayrıca kayyum siyasetine yönelik tepkiler de açığa çıktı. CHP’li Esenyurt Belediye Başkanlığı’na Kayyum atanmasını doğru buluyor musunuz? Sorusuna katılımcıların yüzde 50’ye yakını hayır yanıtını verirken evet diyenler yüzde 30’da kaldı. DEM’li Mardin, Batman, Tunceli, Halfeti, Bahçesaray Belediye Başkanlıklarına Kayyum atanmasını doğru buluyor musunuz? Sorusuna hayır diyenlerin oranı yüzde 43 evet diyenlerin oranı ise yüzde 34 olarak gerçekleşti.

∗∗

İKTİDAR İÇİN KORKUNÇ TABLO

∗∗∗

LAİKLİK VE DEMOKRASİ VURGUSU

Bupar’ın araştırmasında dikkat çeken konulardan biri de laiklik ve demokrasi oldu. Katılımcılara yöneltilen “Ülke için laiklik ilkesi gerekli midir” sorusuna katılımcıların yüzde 75’i evet yanıtını verirken hayır yanıtını verenlerin oranı ise sadece yüzde 15’te kaldı. Demokrasi ülkemiz için gerekli midir? Sorusuna evet diyenlerin oranı yüzde 87,4 oldu. Hayır diyenler ise yüzde 7,8’de kaldı.

∗∗

ASIL KAYGI HALA EKONOMİ

Bupar Direktörü Onur Alp Yılmaz araştırmaya ilişkin şu değerlendirmeyi yapıyor: “İktidar, Suriye konusunda oy oranının üstünde bir destek sağlamayı başarsa da bu alanda yaşanan gelişmeler toplumun ekonomik kaygılarını geri plana itmekte başarılı olamamış gibi görünüyor. Nitekim seçmenler hâlâ ülkenin en önemli sorunu sorulduğunda ekonomiyle ilgili başlıkları öne çıkartıyorlar. Ancak şu açık ki, Suriye’de yaşanan gelişmeler iktidarın ‘yönetebilirlik’ algısını muhalefete kıyasla güçlendirdi. Bu durum se CHP’nin önde gittiği senaryoyu kırılganlaştırıyor. İktidarın seçim öncesinde kamu harcamalarını arttırıp maaşları yükselteceği düşünülürse bu kırılganlık daha net anlaşılabilir. İktidar, CHP’nin belediyeler üzerinden tesis ettiği “yönetebilir” algısını yıkıp, bunu Erdoğan’ın şahsında tecessüm eden “Suriye Fatihi”, “İslam kardeşliğinin ve İslam dünyasının lider” ve “Üçüncü Dünya Savaşı kapıdayken liderlerarası diplomasiyi gerçekleştirebilecek tek lider” gibi güvenlik kaygıları ve “Sünni dünyanın liderliği” ile ikame ederek Erdoğan’ın yeni dönemine rıza üretmeye çalışacak. İçerde başlatılan “siyasal Alevicilik” tartışmaları da Kılıçdaroğlu’nun Esad yönetimi üzerinden hedef alınması da öne çıkartılmaya çalışılan bu kimlik çatışmasından bağımsız değil.