Türkiye’nin kırmızı listede aradığı teröristlerden biri olan ve 2002 yılından beri emniyetin takip ettiği IŞİD’in sınır emiri İlhami Balı’nın, Ankara’da açılan IŞİD davasında ortaya dökülen telefon dinleme tutanaklarına göre, Türkiye-Suriye sınırından militan ve malzeme sokmakta zorlanmadığı gibi, Türkiye’deki adamlarını da maaşa bağladığı ortaya çıkmıştı. Türkiye üzerinden IŞİD’e katılmak isteyenler Gaziantep’e geliyor, Balı ve adamlarının yardımıyla Suriye’ye geçiriliyordu. Kaydedilen bir konuşmada Balı’nın adamı kendisine, sınırdan 1572 kişinin giriş çıkış yaptığını rapor ediyordu. 2013’ten beri telefonları dinlenen ve e-postaları takibe alınan İlhami Balı bütün bu militan, silah ve malzeme trafiğini emniyet ve istihbaratın kulağı telefonuna dayalıyken yapmıştı.

• • •

Balı’nın adı Diyarbakır, Suruç, Ankara ve İstiklal Caddesi’nde meydana gelen saldırılarla ilgili yürütülen soruşturmalarda emri veren kişi olarak geçiyor. 2002’den beri devlet tarafından takip edilip, 2013’ten beri telefonları dinlendiğine göre, 2015 ve 2016’da gerçekleştirilen bu dört saldırıyla ilgili yapılan konuşmalara kulak kabartmış olan emniyet, Ankara ve İstiklal Caddesi’nde gerçekleşen saldırı öncesinde personelini uyarmakla yetinmiş. 14 yıldır takip edilen, IŞİD militanlarına talimatlar verdiği telefonu 3 yıldır dinlenen İlhami Balı, Gaziantep’teki hücre evlerinde ele geçirilen verilere göre, toplantılara katılmış, evlerin finansı ve koordinesinde görev almış. Diyarbakır’da Orhan Gönder, Suruç’ta Abdurrahman Alagöz, Ankara’da Yunus Emre Alagöz ve Ebu Usema, İstiklal Caddesi’nde Mehmet Öztürk saldırılara, Balı’nın kontrolündeki bu hücrelerde hazırlanmış.

• • •

43 kişinin öldüğü 238 kişinin yaralandığı Atatürk Havalimanı saldırısıyla ilgili olarak şüpheler yine aynı isim üzerinde buluştu. Türkiye-Suriye arasında mekik dokumuş, militan toplamış, emir vermiş, gözaltına alınan IŞİD’lilerin bırakılmasını talep edebilecek kadar rahat, yıllardır ‘gözaltında’ olmasına rağmen 4 saldırının planını yapıp emrini verebilmiş ve en çok arananlar listesinde başı çeken İlhami Balı... El Kaide üyeliğinden 3 yıl hapis yattıktan sonra Suriye’de El Nusra’ya, ardından da IŞİD’e katılan Balı, bir gazeteci, bir yazar, avukat ya da insan hakları savunucusu olmadığından yargının güçlü pençesinden kurtulmuş. Ankara katliamından sonra Gaziantep’teki IŞİD yapılanmasını araştırmak için bölgeye giden gazeteci Güngör Karakuş’ın, teknik takip belgelerinden elde ettiği cep numarasını aramasıyla, devletin ulaşamadığı Balı kapsama alanından ses vermiş. –Alo İlhami Balı? –Kim arıyor? –Bu numara size mi ait? – Size bu soruyu sorma hakkını kim veriyor? Beni bulmak isteyen buraya gelir, adresim de yerim de belli. –Dinlendiğinizi biliyor musunuz? –Benim Allah’tan başka kimseden korkum yok. Kırmızı listeyle aranan Balı’nın çekineceği bir şey varmış gibi görünmüyor.

• • •

Havalimanı saldırısı sonrası IŞİD faaliyet alanlarını gösteren bir grafik yayınladı. Buna göre Türkiye, örgütün ‘uyuyan hücrelerinin’ bulunduğu ülkeler arasında. Balı örneğinden de yola çıkarak, IŞİD’in Türkiye’de örgütlenmek konusunda zorlanmadığı görülüyor. Öldürürken ölmek konusunda hiçbir çekincesi olmayan, masum insanların katledilmesini cennete giriş garantisi sayan bir zihniyet karşısında, onlara plan yapıp harekete geçme fırsatı sunduktan sonra, alınabilecek önlemler hep yetersiz kalacak. Teröristler tarafından yaratılmak istenen facianın büyüklüğü ancak dikkatli bir polisin oyunu bozmasıyla, ağır silahlara karşı tek tabancasıyla çatışmaya giren polislerin kişisel gayretleriyle önlenebilecek. Son bir yıldır, her ay istikrarlı bir şekilde halkı bombalı saldırılarla hedef alınan Türkiye’de, 14 yıldır izlenen İlhami Balı’nın, nasıl olup da Suriye-Türkiye sınırını kevgire çevirip militan devşirmesine, plan yapıp saldırı emri vermesine seyirci kalındığını, son 14 yılın hükümeti AKP hepimize açıklamalı.

• • •

14 yıl, 10 şehir, 27 bombalı saldırı, 457 ölüm ve 0 istifa. Tıpkı Suruç Ankara ve Diyarbakır saldırılılarında olduğu gibi, Atatürk Havalimanı’ndaki canlı bomba saldırılarının ardından muhalefetin verdiği araştırma komisyonu önergesi de AKP tarafından reddedildi. Hal böyleyken Türkiye’nin terörle mücadeledeki kararlılığının nasıl sürdürüleceğini merak edenlerin kaygılı gönlünü ise Erdoğan yatıştırdı. “Saldırıyı düzenleyenler cehennemde yerlerini hazırlamışlardır.” Peki. Bir de Türkiye halkının an itibariyle yaşadığı cehennem var ki, durum her geçen gün daha da kötüleşiyor ve en ufak bir itiraz hükümet tarafından yayın yasağı ve hakaretlerle karşılık buluyor. AKP’li Tayyar işi “Eleştirenler umarım böyle bir patlamada can verirler” temennisine kadar vardırdı.

AKP’de akıllar zincirlerinden boşanadursun, dün Gaziantep’te tutuklanan IŞİD militanı bomba yüklü araçların garajlarda bekletildiğini, maket uçakla TSK’yi izlediklerini söyleyerek sarsıcı itiraflarda bulundu. Türkiye’nin IŞİD için nasıl geçiş güzergâhı ve yuvalanma merkezi haline geldiğinin ciddiyetle tartışılması ve iktidarın da ortaya karışık terör örgütleri bulanıklığından kurtulup tavrını net bir şekilde koyması gerekir; çünkü bu ‘öfkeli çocuklar’ artık sadece sosyalistleri ve Kürtleri öldürmüyor.