Mimarlar Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu ve Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi yönetim kurulları İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne çağrıda bulundu. Hatay ve Alsancak gibi alanlarda yerinde dönüşümün kentsel dönüşümü 50 yıl erteleyeceği söylendi.

"Güvenli kentlerin yaratılması için bütünlüklü bir yaklaşım kenara bırakıldı"

Berkay SAĞOL

Mimarlar Odası İzmir Şubesi Temsilcisi İlker Kahraman ve Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Zafer Mutluer, 30 Ekim depreminden sonra afetler karşısında güvenli kentlerin ne kadar önemli olduğunun bir kez daha ortaya çıktığını belirti.

Depremin tek afet olmadığını, dirençli kentler için yangın, sel gibi diğer afetlerin önemli olduğunu, dirençli kentlere ulaşmada planların önemli olduğunu belirten Zafer Mutluer, “Şu anda itfaiye ve ambulansların dahi giremediği Hatay, Karataş, Alsancak; Alaybey gibi mahalleler ile Buca, Balçova, Karabağlar vb. ilçelerdeki pek çok mahallede bu esasların uygulanması durumunda vatandaşlarımızı bir felaketten kurtarırken başka felaketlere karşı hazırlıksız bırakabiliriz” dedi.

GÜVENLİ KENT ÇABASI KENARI BIRAKILDI

Deprem, sel, yangın gibi felaketlerin ilk kez yaşanmadığı ve son da olmayacağını söyleyen Mutluer, “Benzer mağduriyetlerin tekrar yaşanmaması için bilimin ışığında emek veren meslek odalarının bilgi birikimi ve uyarılarının dikkate alınması oldukça önemlidir. Ancak deprem sonrası yapılan değerlendirmeler ve uygulamalar dikkate alındığında, güvenli kentlerin yaratılması çabası için ihtiyaç duyulan bütünlüklü bir yaklaşım bir kenara bırakılmış, onun yerine yapı ölçeğinde yenileme politikalarına odaklanmıştır. Meslek odaları, bu şehirde yaşayan tüm canlıların sağlıklı mekânlarda yaşam hakkını savunmaktadır” diye konuştu.

Mutluer İzmir halkının bütünü açısından yanıtlanmasını bekledikleri sorular sordu. Sorulardan bazıları şu şekilde:

- Yerel yönetimler kentte var olan kamusal alanlar aracılığıyla kamu hizmetlerini sürdürmektedir. Kamusal alanların oluşturulması için planlama oldukça önemli bir araçtır. Bahse konu “Mevcut Plandaki Durumu Korunacak Alanlar (K)” aracılığıyla sosyal ve teknik altyapı alanları iyileştirilmeden parsel bazında dönüşümün öngörülmesi kentin var olan kronik sorunlarını derinleştirmeyecek midir?

- 6306 sayılı Yasa’nın parsel bazında dönüşümü teşvik ederek kentlerimize olan maliyeti ortadayken buna benzer bir mantıkla kentin 30 ilçesini çıkarılan “usul ve esaslar” doğrultusunda dönüşmesini öngörmek oldukça tehlikeli değil midir?

- Bayraklı bölgesinde apartmanlarda yaşayan vatandaşların ekonomik koşulları farklılık göstermektedir. Ödeme problemi yaşayan bir ailenin durumu ne olacaktır? Devletin proje alanlarında yaptığı ihalelere göz atıldığında 80 metrekare bir daire için en az ortalama 450 bin liralık ödeme gerekeceği görülmektedir. Bu rakam tüm kat malikleri için uygun olacak mıdır?

- Elimizde kaç konutun hasarlı olduğu, ailelerin ekonomik durumlarını gösteren bir veri var mıdır? İyi niyetli olarak yapılan bu yaklaşımlar ödeme güçlüğü çekecek büyük bir çoğunluğun bu alandan taşınması ile mi sonuçlanacaktır?

- Deprem gibi bir afet, nasıl olur da kâr elde edebilmek için kullanılmaktadır? Parası olanın evini yenilediği, parası olmayanın ise kendi başına bir çözüm bulmaya itildiği bir çözüm, çözüm olabilir mi? Riskin, toplumun ekonomik olarak daha güçsüz kesimlerine yıkılmış olması kabul edilebilir mi?