Türkiye yani ülkemiz çok ama çok değişik günlerden geçiyor. Eski Türkiye ile şimdi mevcut bulunan Türkiye arasında asırlar kadar fark var. Asırlardır yalnızım, pişmanım alın yazım, bir öfkeye mahkûm ettik her şeyi, bir yemin ettim ki dönemem… Bu hafta 70 yaşına basan değerli sanatçı Kayahan’a ait bu eskimeyen şarkıyı şundan dolayı andım. Kayahan 31 Mart […]

Türkiye yani ülkemiz çok ama çok değişik günlerden geçiyor. Eski Türkiye ile şimdi mevcut bulunan Türkiye arasında asırlar kadar fark var. Asırlardır yalnızım, pişmanım alın yazım, bir öfkeye mahkûm ettik her şeyi, bir yemin ettim ki dönemem…

Bu hafta 70 yaşına basan değerli sanatçı Kayahan’a ait bu eskimeyen şarkıyı şundan dolayı andım. Kayahan 31 Mart 2019 Yerel Seçimlerinin en önde gelen sloganlarının sahibi.

Bizimkisi bir aşk hikayesi, Gönül belediyeciliği, orası sevdam, burası aşkım… Sevgililer gününe mi gidiyoruz? Sandıklara oy atmaya mı?

Öte yanda da yüksek ateş gücüne sahip, tahrip etkisi müthiş bir propaganda kampanyası devam ediyor.

-Bu şehre aşığım ben, benim aşkım, aşkitom…

-Biz de bu şehri seviyoruz.

-İşte hainler!.. Pislikler! İnsan biraz seviyeli olur, bu şerefsizler, namussuzlarda hiç terbiye yok.

Türkiye çok gelişti. Artık düşmanlar top atsa katiyen yıkılmaz. Zaten atıyorlar. Ve yıkamıyorlar.

Ekonomiyi vurmak istediler. Dolarlar, Marklar -pardon Mark yok artık- yürolar ellerinde patladı. Yüroculara “yürü anca gidersin” dedik. Gitmediler.

İçerde ekonomiyi vuramayınca meyve-sebze lobisini devreye soktular. Patlıcan, domates ve hıyar baronları halkımıza pahalı mallar yedirmek istediler. Halkımız yemedi. Aç kalırım daha iyi dedi. Aç kalmak hem daha masrafsız, hem de daha yerli ve milli bir tavır olarak öne çıktı.

Bir başka yeni Türkiye refleksi olarak turizm mevsimini başında yapılan açıklamalar oldu. Hiç işleri bakanı Almanya’dan gelecek turistlere güvenlik dolu mesajlar verdi:

-Tutuklayabiliriz!..

Ama öyle her Alman için geçerli değil bu hizmet. Almanya’da Türkiye aleyhinde kanaat oluşturucu eylemlerin kıyısından köşesinden destekleyici hareketlerde bulunanlar tutuklanabilecek. Memleket sevgisiyle dolu açıklamayı bile çarpıttılar. Yaz tatili içi günde 800 ile 1000 rezervasyon yapılırken bu sayı 300’e kadar düştü. Turizmciler demeç sahibini suçladılar.

Hiç suçlamayın. Türkiye’ye getireceğiniz turistler gitsinler bizim büyükelçiliklerden temiz kağıdı alıversinler.

Değişen Türkiye’ye bir başka örnek de Yeni Zelanda’daki 16 Mart 2019 tarihinde Cuma namazındaki 50 Müslümanın katledilmesinde ortaya çıktı. Dünyada o kadar Müslüman ülke varken Yeni Zelandalı yöneticiler sadece Türkiye’yi muhatap aldılar. Çünkü en farklı tepkiyi Türkiye gösterdi:

-Yüz yıl önce dedelerinizi tabutta yolladığımız gibi sizi de tabuta koyar öyle yollarız!..

Tabii olay uzakta meydana geldiği için bazı detaylar gözden kaçtı. Bütün Yeni Zelandalılar katliamı destekliyorlarmış gibi düşünüldü.

Haliyle o cenahta bir telaş baş gösterdi. Çünkü her yıl 25 Nisan’da yapılan “Anzak Günü” anması için Yeni Zelanda, Avustralya ve İngiltere’den yüzlerce yabancı Çanakkale’ye gelecek.

En yetkili ağızlar “gelenleri tabuta koyarız” deyince biraz korktular. Oysa o sözler yüzyıl önceki Birinci Dünya Savaşı için söylenmişti. İşgalcileri hedef alıyordu. Turist olarak gelenlere bir şey yapılmayacaktı. Sadece dövizleri alınacak cevizleri -yani hizmet- verilecekti.

Türkiye artık farklı bir yerde. Güzel günlere geldik!