Bir kenti güzel yapan nedir? Doğası, tarihi, kültürü mü?

Peki, İzmir depremi ardından, din adına, tiksindiğim için burada aktaramadığım, iğrenç sosyal medya mesajları paylaşanların yaşadığı yere, doğa harikası da olsa, güzel denilebilir mi?

Bir kenti güzel yapan illa da insanlarıdır; insanlarının güzelliği ve iyiliği!

İyi insan olmak diye ideolojiler üstü bir şey olduğuna her zaman inandım. O mesajların, atanların mahallesindeki iyi insanlar arasında da tiksinti yarattığına ve oradan da elini uzatıp İzmir’in güzelliğine tutunanlar olduğuna eminim.

İzmir’de, depremin enkazından, harika dayanışma hikâyeleri de çıkıyor.

İktidar, herkesin katkısının bir araya getirilmesi gereken böylesi bir felaket karşısında bile, İzmir’in mimarını, mühendisini, tabibini dışlayıp, işin merkezinde tutulması gereken belediye başkanını da bakanlarıyla yaptığı basın toplantılarının bir kenarına lütfen iliştiren bir “kriz yönetimi” sergiledi!

O basın toplantılarını canlı yayınlayan iktidarın sesi kanallar, belediye başkanı Tunç Soyer konuşmaya başladığında, yalnızca iktidara teşekkürünü verip ardından yayını kestiler.

Buna karşın belediye, tüm sivil toplum örgütlerini, odaları, taşın altına elini koyabilecek herkesi Soyer başkanlığındaki toplantılarda bir araya getirerek etkin bir “kriz yönetişimi” ortaya koydu.

Başkan Soyer, o anlayışın sonucunu; “13 gün sonra ağır ve orta hasarlı evlerde yaşayan herkesin sorunu geçici olarak çözüldü” diye aktardı.

Geçici çözüm; depremde evleri oturulamayacak hale gelenlerin kış sonuna kadar başlarını sokabilecekleri bir konuta kavuşturulmaları.

Bunun nasıl olduğunu anlamak, bizzat deneyimlemek ve dayanışmanın güzelliğinden payınıza düşeni almak isterseniz, https://www.izmir.bel.tr sitesine girebilirsiniz. İzmir’den çok uzakta bile olsanız, iyiliğe ortak olma şansınız var!

Sitede “Geçmiş olsun İzmir” anonsu karşılıyor sizi, hemen yanında “Elimi Tutar Mısın?” sorusu. Sayfa kayıyor ve “Bir Kira Bir Yuva” kampanyasını görüyorsunuz. Artık, ben de varım, “Biz varız” diyebilir; acıyı paylaşıp azaltan, sevgiyi ve mutluluğu paylaşıp çoğaltanlardan biri olabilirsiniz.

O sayfa, eve ihtiyacı olanlarla kira desteği vermek ya da boş evini kullandırmak isteyenleri buluşturuyor.

Perşembe günü saat 11.43’te girdiğim sayfada ev ihtiyacı olanların sayısı üç bin 507 iken, Cuma sabah 11.43’te bu sayı üç bin 778’e çıkmış; kira yardımı yapan üç bin 784 kişi ise üç bin 935 olmuştu. Belediye’nin eli hiç değmeden, katkıda bulunanlardan ihtiyacı olanlara gidecek paranın miktarı da 34 milyon 315 TL’den 35 milyon 430 TL’ye yükselmişti. İyilik büyüyordu!

İzmir Belediyesi, toplanan miktara 35 milyon katarak ve Hilton gibi bir oteli de yurttaşların kullanımına açarak geçici çözümlerin kapsamını genişletmekle kalmıyor, yine bir “yönetişim” anlayışıyla kalıcı çözümler üretmeye, her bir İzmirlinin güvenle yaşayacağı bir kent yaratmaya çabalıyor.

Dünyanın neresinde olursanız olun, bilgisayardan birkaç tıkla İzmir’in güzelliğinin parçası olmak, başların sokulduğu evlere eşya yardımı yapmak, katkınızla insanların kışı soğukta geçirmeyeceğini bilerek içinizi ısıtmak mümkün.

Eller dünyanın her yerinden uzanarak İzmir’i güzelleştiriyor. Kimi kullanmadığı evini, kimi kullanılacak evin kirasını, kimi evler için gerekli eşyaları gönderiyor. Küçük evinin bir odasını teklif ederek gönlünü açanlar var. Yardım paketlerinden göz yaşartıcı notlar çıkıyor. 87 yaşında bir iyi insan; “Ben internet kullanmayı bilmem, gelin ne lazımsa alın!” diye arıyor.

Enkazdan dünyanın dört bir yanındaki iyi insanlar da çıkıyor. Güzel İzmir, kendisine dokunanları da güzelleştirerek güzelleşiyor!