Bir ilkokul öğrencisine sorulan bir soruya verdiği yanıt epey zamandır Sosyal Medyada dolaşıyor. “15 Temmuz ne bayramı?“ Yanıt; “Atatürk bize böyle bir bayram bırakmadı.” Evet, 15 Temmuz hain FETÖ’nun vahşi bir kalkışmasıydı. Yurttaşlarımızın kan dökerek durdurduğu bir darbe girişimiydi! Gece yarısı, henüz hükümetin bireylerinin saklandıkları yerden çıkmadıkları saatlerde TBMM’ye giderken, Genel Kurmay’ın önünde ateş altında […]

Bir ilkokul öğrencisine sorulan bir soruya verdiği yanıt epey zamandır Sosyal Medyada dolaşıyor. “15 Temmuz ne bayramı?“ Yanıt; “Atatürk bize böyle bir bayram bırakmadı.”

Evet, 15 Temmuz hain FETÖ’nun vahşi bir kalkışmasıydı. Yurttaşlarımızın kan dökerek durdurduğu bir darbe girişimiydi! Gece yarısı, henüz hükümetin bireylerinin saklandıkları yerden çıkmadıkları saatlerde TBMM’ye giderken, Genel Kurmay’ın önünde ateş altında kalan ve o vahşeti yaşayan bir kişi olarak, bu konuda hamasi nutuk atanlardan daha fazla söz hakkına sahibim…

Önümde vurulan ve daha sonra ayağı kesilen yurttaşımızı hastaneye taşırken Meclis’in bombalandığını görmenin duygusallığını hâlâ yaşıyorum…

 Bu nedenle o günün ilgililerine birkaç sözüm var. O yaşı küçük, ama düşüncesi ve vatan sevgisi büyük olan öğrencimizin söylediği gibi Atatürk bize böyle bir bayram bırakmadı. Ancak dünyada saygıyla anılan laik demokratik Türkiye Cumhuriyeti’ni emperyalistlerle savaşarak kurdu!

Çağdaş hukuk ve güçlü sosyal devleti oluşturdu! Ancak Hak ve özgürlüklere sahip çıkarak eşitliğin kurulacağını, eşit yurttaş olmadan barışın gerçekleşemeyeceğini bize gösterdi.

Bu ilkelerden uzaklaştırmak için müthiş çaba gösteren ve ülkeyi daha geriye götürmek için Cumhuriyet’in kurucularına “ayyaş” bile diyerek tüm değerlerimizi yok etmeye çalışan bir anlayış iş başında…İnsanların inancını kullanan, emek sömürüsünü yükselten bir yönetim var. Milli ve yerlilikten bahseden tüm ekonomiyi dışa bağlayan bir yönetim… Doğu Akdeniz enerji sahaları ve adalarını rahatlıkla Yunanistan’a bırakan, ABD’nin isteği, AB’nin zorlamasıyla kararlar alan bir iktidar!

Ülke çıkarından önce işbirliği yapılanları geleceğini önemseyen, yürütme, yargı ve yasamanın bir kişinin elinde olduğu bir sistem kuruldu… Yargı bağımlı. Meclis işlevsiz. Ve tek kişilik hükümet! Böyle bir yapı gücünü, meşruiyeti tartışılan referandumda kullanılan mühürsüz oylardan alıyor!

Hain FETÖ darbe girişimi rejimi değiştiren fırsata dönüştürülmüştür.

Nitekim bu girişim “Allah’ın Lütfu” olarak değerlendirilmişti…

Yapısal devlet değişimi hedefi için iç ve dış güçlerle işbirliği içinde Türkiye’ye kumpaslar kurarak gelinen 15 Temmuz gecesi, bugün maalesef bayram olarak nitelendiriliyor…

O gece kaçacak yer arayanlar bu günün kahramanı oldular. Bu kadro hırsla yeni bir dönem yaratma çabası içinde çırpınıyor! Ülke, ilke ve insan sevgisi tartışılan geri kalmış bir muhalefetin goygoyculuğunda ağır bedeller ödeyerek dengesiz bir yapı kuruluyor. 

Peki; Hainlerin kan döktüğü 15 temmuz gecesine nasıl gelindi? FETÖ’nun savcısını, yargıcını, polisini, bürokratını devlete kim yerleştirdi?.. 160 Amiral ve Generali kim atadı? FETÖ’yü tavafı, fotoları, belgeleri, verdikleri, birlikte kurdukları kumpasları, duydukları hasretleri bilinen tek bir siyasetçi neden bu güne kadar yakalanmadı?..

Ve asıl soru şu ; TBMM’de kurulan FETÖ araştırma komisyonu raporu neden hala yayınlanmadı?!

Komisyon üyesi CHP İstanbul Milletvekilli Sezgin Tanrıkulu diyor ki; “İktidar, darbenin arkasındaki güçlerle olan ilişkisinin öğrenilmesini istemiyor!!”

Darbe haberini eniştenin verdiği bir devlet idaresinin yönetim zafiyeti, 250 şehit vermemize neden olmuştur. Acı olan; ağır kaybın hesabı verilmediği gibi darbeyi getiren süreçte hatası olanların hala iş başında bulunmalarıdır!

Vahşi bir darbe girişimine kalkışan  FETÖ’culara halkın canıyla, kanıyla karşı koymasını kendilerine bayram edenler bilmeli ki, o  ilkokul öğrencisi bile bu bayramla ilgili ikna olmuş değil!..

FETÖ’nün Laik demokratik Türkiye Cumhuriyetinin ilke ve değerlerini birlikte silmeye çalıştığı  tüm  siyasiler yargı önüne çıkarılmadan 15 Temmuz vicdanlarda Türkiye için bayram olamayacaktır!..