Bu sloganla başlayan “AdaletYürüyüşü” bugün 20. gününde!..

Günlerdir başta Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu elinde “Adalet” pankartıyla, arkasında CHP örgütleri ve Türkiye’de adaletin oluşmasını isteyen on binlerce insan, asfalt üzerinde yürüyor!..

Ankara’dan yola çıkıldığındaki inanç ve inatla sıcak, soğuk, yağmur, çamur demeden İstanbul’a, Maltepe’ye ulaşmaya çalışıyorlar.

Türkiye’nin her yanında Maltepe Mitingine “Adalet” istemeye gelecek milyonlarca yurttaşa ev sahipliği yapmak için kararlı bir şekilde meydanda yerlerini almaya gidiyorlar!..

Başlarına geçen sıcağın, ayakkabılarına yapışan erimiş asfaltın, çoraplarının içinde şişmiş tabanlarının ya da parçalanmış parmaklarının engellemesine kulak asmadan, yurttaşlarımız için aradıkları Adaleti bulmaya çalışıyorlar!..

• • •

Bir yandan sürekli yürüyenler, diğer yandan sağlıkları müsaade ettiğince gelip katılıp gidenler, yürüyüş sonrası bir şenlik anlayışı içinde, uygarca taleplerini dile getiriyorlar. Çağdaş bir ülkenin hakka hukuka saygılı sakinleri olarak, kaybolan adaleti aradıklarını, siyasal yöneticilere duyurmak istiyorlar.

• • •

İlginçtir, 20 gündür iktidar “Adalet” arayışına bir kulp takmak için yoğun uğraş veriyor. Yürüyen insanları terörist ilan edecek kadar alçalabiliyor!..

Başbakan “buyürüyüş provokasyona açıktır” diyor.

Adalet Bakanı yok ettiği “Adalet” için yürüyenleri; “FETÖ’cü ve PKK’lılarla” eşdeğer tutuyor!..

RTE ise; bu yürüyüşü “Kandil ve Pensilvanya yürüyüşü olarak” nitelendiriyor.

Ülkenin yöneticileri, bir çığ gibi büyüyen yürüyüşü engellemek için yaptıkları açıklamalar sonrası meydana gelecek şiddetin failleri olacağının farkında değiller...

Üstelik bu beyanları verenlerden biri olan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, bir zamanlar, Fetullah Gülen’e methiyeler düzen biri.

15 Temmuz FETÖ Darbesi’nin 1 numarası olan Adil Öksüz’ün kaçması konusunda üzerinde şaibeler olan biri. Efkan Ala; “Öksüz’ün bırakılmasını Bozdağ’a sorun” diyerek dikkatleri üzerine çekiyor. Bozdağ’da çelişkili beyanlarla bu hayati konuyu adeta gözlerden kaçırmaya çalışıyor.

• • •

Verilen bu beyanatlara rağmen insanlar korkmadan, yılmadan ve büyük bir vakurla yürüyüşe katılıyor.

Yol boyunca yapılan tahriklere sadece alkışlarla karşılık verdikçe, daha önce sanatçı, aydın, yazar, çizer, akademisyen, işçi, çiftçi, şehit babası ve de haksızlığa uğramış gencin annesi gibi yürüyüş koluna AKP’liler de katılıyor!..

• • •

Adalet istiyoruz!..

Çünkü bu ülkede yaşayan insanların büyük çoğunluğu artık, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin hukukun üstünlüğüne inanmadığı biliyor.

Hukuk devleti olmaktan çıktığının farkında.

O nedenle adil yargılama yapılmıyor.

Savcı ve hâkimler tarafsız ve bağımsız değil. Aksine bir kişiye bağlı…

Mahkemelerde oluşturulmayan “Adalet” toplumsal barışı yok ediyor!..

Barışın olmadığı yerde şiddet vardır!!..

Adaletin insan onuru için en büyük değer olduğunu unutursak, hele hele, şiddetin oluşmasına müsaade eden bir yönetimi sürdürürsek, orada yaşam olmaz!..

Adalet insan yaşamı için bu kadar hayati önem taşır!..

• • •

Adalet, ahlak ve hukukun gelişmesinde ve insanların moral ve kültür açılarından yükselmesinde öncülük etmiş olan en hayati ilkelerden biridir.

Adalet, hakkın gözetilmesi ve yerine getirilmesi anlamına gelir.

Haklı ile haksızın ayırt edilmesi Adaletle sağlanır.

• • •

Adalet, antik çağdan bu yana toplumların barış ve refah adına aradıkları bir değerdir!..

Yunanlı düşünür Platon; “adaleti,en yüce erdemlerden biri, insanın ve devletin temel davranış kuralı” olarak belirler...

Aristo’ya göre; Adaletin hareket noktasını ise eşitlik kavramı oluşturur.

Ancak Aristo; “herkese eşit davranmak adalet için yeterli değildir.

Bir hukuk düzenigüçsüzleri koruduğu ölçüde adaletli olabilir” der.

• • •

Kutsal kitapların hepsinde adalete ve adil olmaya ilişkin bölümler bulunur.

İslam’da adalet; “hukuk önünde herkese eşit davranmak, kültür, bilgi ve mevki farkları nedeniyle insanları ayırmamaktır.”

İslam dininde, zayıf, kuvvetliye karşı korunmuştur!..

Hz. Muhammed; “Bir saat adalet, yetmiş yıllık nafile ibadetten hayırlıdır” demiştir.

• • •

Görüldüğü gibi “Adalet”, insanlıkla birlikte en fazla aranan ve üzerinde en fazla tartışılan konu olmuştur.

Dünya Adaletin etrafında dönmektedir!..

• • •

Oysa bu gün Türkiye’de Adalet ortadan kaybolmuştur!..

Son 10 yıl içinde önce; 2010 Anayasa referandumuyla Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu FETÖ’ye verilerek hukuk ve Adalet, kumpas oyunlarına alet edilmiştir!..

16 Nisan 2017 referandumuyla ise; HSK (Hakimler Savcılar Kurulu), yani hukuk, Adalet ve yargı; bir kişiye teslim edilmiştir!..

• • •

Sonuç; Türkiye sadece adil yargılamada değil, ekonomik, sosyal ve siyasal Adaletini de kaybetmiştir.

»Hukukun üstünlüğü sıralamasında 113 ülke arasında 40 ülkenin daha arkasına düşerek 99. sıraya gerilemiştir...

»Ülkede 780 bin kişi GSMH’nın yüzde 54 alırken, geri kalan 77 milyon kişi ise yüzde 48’ni bölüşmektedir.. Adil Paylaşım ortadan kalkmıştır!!.

»Yolsuzluk algısında 176 ülke arasında 11 basamak daha gerileyerek 75. sıraya düşmüştür...

»Ekonomik özgürlük endeksinde 178 ülke arasında 15 ülkenin arkasından 79. sıradadır…

»Son bir yılda TL Yüzde 28 değer kaybetti. Türkiye 311 milyar TL daha fakirleşti.

»İşsizlik yüzde 22’lere ulaştı. Genç işsiz sayısı giderek artıyor…

»OHAL nedeniyle Türkiye’de kimsenin can ve mal güvencesi yok!

Benzeri verileri uzatmak mümkün…

• • •

Ülkede yaşam giderek zorlaşıyor…

Adaleti bulmak da bir o kadar zorunlu hale geliyor!..

ADALET YÜRÜYÜŞÜ’ne herkesin bir yerinden katılması demokrasi, hak, hukuk ve en önemlisi onurlu bir yaşam için önem taşıyor!...

CHP PM üyesi Yaşar Seyman; Bu yürüyüşü sadece ADALET arayışı olarak görmüyor. Yurttaşların haksızlıklara karşı direnme hakkını kullanmak olarak değerlendiriyor demişti. Doğru!..

Halk sokaklara, meydanlara indikçe, köylerde mahallelerde gerçekleri aradıkça, haksızlıklara karşı direndikçedemokrasi, hak, özgürlük, eşitlik ve de Adalet yeniden ülkemizde var olacaktır!.

Barış ve yaşam geri gelecektir!..