Hak, hukuk ve adalet; her biri derin anlamla yüklü bu kavramlar, felsefi ve hukuki olarak ayrılmaz üçlü oluşturur. Bunların içeriğini yansıtan değerler uğruna “eylem ve fikri tartışma”nın üçüncü ayağı olan mevzuat, TBMM gündeminde.

EYLEM: UZUN YÜRÜYÜŞ

CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu’nun 15 Haziran’da Ankara’da başlattığı ve 7 Temmuz’ 2017’de İstanbul Maltepe büyük buluşması ile noktalanan yüzbinlerin yürüyüşünün itici gücü, milletvekili E. Berberoğlu hakkında verilen Anayasa ve hukuk dışı yargı kararı idi.

440 km.lik yürüyüş, dünya hukuk ve siyaset tarihindeki özgün ve önemli yerini almış bulunuyor.

FİKRİ TARTIŞMA: ADALET KURULTAYI

Çanakkale Adalet Kurultayı (26-31 Ağustos), uzun yürüyüş eyleminin sloganı olan “hak, hukuk, adalet” üçlüsüne, çok boyutlu ve derinliğine tartışma zemini yarattı. Yürürlükteki hukuk sistemi, mahkemede, yaşamda, seçimde, inançta, geçimde, eğitimde, devlette ve medyada adalet olmak üzere, adaletin altı düzleme olarak ele alındı.

HUKUKİLEŞME

Hukuk kurallarının oluşumunda, fikri temeller kadar toplumsal mücadelelerin payı belirleyici. TBMM’nin 27. Yasama Dönemi üçüncü yılı, “hak, hukuk, adalet” taleplerini mevzuata geçirmenin test edileceği bir dönem olacak aynı zamanda.

CHP, TBMM’de temsil edilen 2. parti olarak şimdi bunu yapmaya çalışıyor.

Önce, 1. partinin teklifine değinmek, konu bütünlüğü açısından yararlı olur.

TORBADAN ADALET ÇIKAR MI?

Yargı Reformu Strateji Belgesi’nden hareketle “Saray-Adalet Bakanlığı-Ak parti” üçlüsünce hazırlanan ve yıldırım hızıyla komisyondan geçirilen, aynı hızla bu gece genel kurulda kabul edilmesi öngörülen “torba yasa”, adil yargılanma hakkı güvencesi olabilir mi?

Şu üç konu, adil yargılanma hakkının asgari gerekleri arasında yer alıyor: Düşünce ve ifade özgürlüğü, OHAL önlemleri ve Anayasa.

-“Düşünce suçu” kurgusunu önleyici düzenlemeler yok.

-OHAL önlemleri: Anayasa ve hukuk dışı OHAL düzenlemeleri inkâr edildiği gibi; pasaport iadesi konusunda Anayasa’ya açıkça aykırı bir düzenleme yapılıyor.

-Sistematik adil yargı hakkı ihlalleri ile Anayasa arasında bağlantı kurulmuyor. Şöyle: bir yandan, mahkemelerin bağımsızlık güvencesi md.138, yürütme tarafından sürekli ihlal edildikçe; öte yanda, Hâkimler ve Savcılar Kurulu üzerinde parti-devlet başkanı vesayeti sürdükçe, yasalarda yapılacak düzenlemeler göreceli kalır.

KATILIMCI YÖNTEM VE DEMOKRATİK MEŞRUİYET

Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun teklifi, 15 yasada değişiklik öngören bir torba.

Buna karşılık, CHP’nin girişimiyle, TBMM’de temsil edilen 5 parti, 20 demokratik kitle ve sivil toplum örgütü eşliğinde 65 uzman, 228 maddeden oluşan 14 ayrı kanun teklifi hazırladı.

Bu öneri metinlerinin ilki, adil yargılanma hakkı ile sınırlı olarak yapılması gereken anayasa değişikliğine ilişkin. Bunun dışında, 13 ayrı yasa önerisi, özgürlük-eşitlik ekseninde ve haysiyet temelinde yapılması gereken acil düzenlemelere ilişkin.

BEKLENTİ HAKKI

Uzun yürüyüş ile başlayan ve kurultay ile devam eden “hak, hukuk, adalet” arayışının TBMM ayağını inşa konusunda CHP’nin inisyatif alması, tarihsel varlık nedeni ile özdeş. Ama aynı zamanda bunu, diğer siyasal partiler ve ilgili sivil toplum kuruluşları ile işbirliği içinde gerçekleştirmesi, amaç ve demokrasi anlayışının bir gereği.

Kuşkusuz böyle bir çalışma, sadece buna yoğun emekleri ile katkı veren sivil toplum örgütlerinin değil, “hak, hukuk ve adalet” susamış toplumun beklentisi.

Bu hedefte çalışma, günlük politik yarışma ve çekişmeler girdabının ötesine geçmeyi gerekli kılıyor. “Hukukun üstünlüğüne” bağlı kalmak için namus ve şeref üzerine içilen anayasal and, bunun en meşru zemini.