Pera Müzesi ‘Ve Şimdi İyi Haberler’ sergisini sanatseverlerle buluşturdu. Müze Genel Müdürü M. Özalp Birol’a göre sergi, izleyicisine hem hafızayı harekete geçiren hem ilham veren bir sanat deneyimi sunuyor.

Hakikat sonrası çağı anlamak için

Nagehan KARA

Günümüzde farklı kitle iletişim araçları vasıtasıyla her an kötü haberler akışına maruz kalabiliyor, bombardımana tutulmuş gibi hissedebiliyoruz. Ekolojik bir felakete, belki de altıncı büyük kitlesel yok oluşa sürüklenen bir gezegende, pandemi, ekonomik kriz, yanı başımızda devam eden savaş, kadın cinayetleri, kültür-sanat alanındaki sorunlarla ilgili birçok habere tanık oluyor, bazen umutsuzluğa kapılsak da bu haberler sayesinde çözüm için bir şeyler yapmamız gerektiğini fark ediyoruz. Dayanışma ve iyi haberlere daha çok ihtiyaç duyduğumuz bu tuhaf zamanlarda, Pera Müzesi, Annette ve Peter Nobel’in Press Art (Basın Sanatı) adlı koleksiyonundan özel seçkiyle hazırlanan Ve Şimdi İyi Haberler sergisini sanatseverlerle buluşturdu.

Hukuk alanında çalışan ve medya kanunu konusunda eğitimler veren hukuk insanı, koleksiyoner Peter Nobel’e göre “Basın Sanatı insanı düşünmeye sevk eder”. Serginin küratörlüğünü üstlenen Christoph Doswald ise koleksiyon kapsamında basılı metin ve görselle ilişkisi olan sanat eserlerinin sergilendiğini belirtiyor. Günlük bir tüketim nesnesi olarak da görülebilen, okunmasının ardından atık haline dönüşen gazete kağıtlarının kullanıldığı Kübist kolajlardan, asamblajlara, Andy Warhol’un serigrafik baskılarına kadar farklı teknikte eserlerin yer aldığı, kürasyon ekibinden Hanspeter Portmann’ın deyimiyle ‘Ansiklopedik bir koleksiyon’la karşı karşıyayız. Farklı sanat akımlarından örneklerle koleksiyon kendi içinde birçok mini koleksiyon barındırıyor. Diğer yandan müzenin 3., 4. ve 5. katlarına yayılan sergiyi gezerken bunun bir yansıması olarak ‘sergi içinde sergi’ geziyor gibi hissediyor izleyici.

5. katta izleyiciyi karşılayan ilk eser ‘Burada Görülecek Bir Şey Yok’. Boş, beyaz bir tuvalin (ya da boş beyaz bir sayfanın) alt kısmındaki “there’s nothing to see here” yazısı. Doswald, beyaz, boş kağıdın sanatın olduğu gibi gazetenin de maddesel ve düşünsel başlangıç noktasını oluşturduğunu ve düşünmeye davet ettiğini belirtiyor. Sergi için düşünsel bir başlangıç yaratırken tuval üzerindeki boşluk nedeniyle izleyicide bıraktığı hisle 15. İstanbul Bienali’nde sergilenmesinden sonra müzenin kalıcı koleksiyonuna dâhil edilen 2. kattaki Alejandro Almanza Pereda’nın ‘Boşluk Korkusu’ (Horror vacui) eseriyle de ilişkileniyor.

Sergi, kitleselleşen iletişim araçları ile sanat arasındaki ilişkiyi odağına alıyor. 20. yüzyıl başından günümüze, Rus Avangard’ından güncel sanata uzanan eserlerden örnekler görüyoruz sergide. Seçkide 164 sanatçının 300’ü aşkın eseri var. Alberto Giacometti, Aleksandr Rodchenko, Andy Warhol, Andreas Gursky, Jenny Holzer, Bedri Baykam, Barbara Kruger, Christo, David Hockney, Dennis Hopper, Elmgreen & Dragset, Fernand Légér, Georges Braque, Henri Cartier-Bresson, Joseph Beuys, Özlem Günyol & Mustafa Kunt, Le Corbusier, Malevich, Man Ray, Mayakovski gibi isimler sergide eserleri olan sanatçılar arasından sadece birkaçı.

Pera Müzesi Genel Müdürü M. Özalp Birol’un belirttiği gibi son 20 yılda yaşanan dönüşümü ve içinde yaşadığımız “post-truth” (hakikat sonrası) çağı anlamak isteyen sanat izleyicisine “hem hafızayı harekete geçiren hem ilham veren bir sanat deneyimi sunuyor”.

Sergiye ayrıca öğrenme ve film programları eşlik ediyor. Sergi kataloğunun yanında sergiye özel bir de gazete hazırlandı. Sergiyle aynı adı taşıyan gazetede Ahu Antmen, Sürayya Evren, Esra Özdoğan, Ece Temelkuran, Evren Savcı ve Erkan Saka’nın yazıları yer alıyor.

Sergi 7 Ağustos’a kadar Pera Müzesi’nde ziyaret edilebilir.