Haklara müdahaleye ihlal kararı

Eylem yapma hakkının engellenmesi ve siyasi parti üyelerinin örgütlenme özgürlüğüne yönelik müdahalenin ulaştığı boyut tüm bunları gözler önüne serer nitelikte. Uluslararası ve ulusal mahkemelerinin, toplantı ve gösteri yürüyüşlerine yönelik müdahaleye ilişkin verdiği ihlal kararları, yurttaşlara yönelik baskının kanıtı.

Ülkede eylem yapmak yasaklanır ve ses çıkaranlar gözaltına alınıp cezalandırılırken Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ise bunlara karşı hak ihlali kararları veriyor. AİHM, 4+4+4 mitingine gitmek isterken gözaltına alınan Eğitim Sen üyelerinin yaptığı başvuruda hak ihlaline hükmetti. KESK üyelerinin 4+4+4 Eğitim Yasa Tasarısı ile Kamu Görevlileri Sendikaları Yasa Tasarısı’nın geri çekilmesi talebiyle 28 Mart 2012’de Ankara’da gerçekleştireceği merkezi mitinge Adana’dan katılmak isteyen 22 Eğitim Sen üyesinin yolda gözaltına alınmasına ilişkin AİHM’ye yapılan başvuru sonuçlandı. Mahkeme başvuruda bulunan eğitim emekçilerinin özgürlük ve güvenlik hakkı ile toplanma ve örgütlenme özgürlüklerinin ihlal edildiğine karar verdi.

Mahkeme, gözaltına alınanların kimlik tespitleri yapılmasına rağmen sabah 4.50’ye kadar gözaltında tutulduğuna dikkat çekerek kararında “Kimliklerinin belirlendiği saat 4.50’den sonra gözaltında tutulmalarını gerektirecek hiçbir şey yoktu. Asıl amacın onların gösteriye katılmak için Ankara’ya gitmelerini engellemek olduğunu açıkça ortaya koymuştur” ifadelerine yer verdi.

KÖTÜ MUAMELE YASAK

Anayasa Mahkemesi (AYM) de 2015’te İzmir’de ‘laik, bilimsel ve ana dilde eğitim’ talebiyle düzenlenen eylemde polis müdahalesiyle yaralanan Nuray Zencir için hak ihlali kararı verdi. Alevi örgütleri, Birleşik Haziran Hareketi, Eğitim-Sen’in çağrısıyla 2015’te ‘laik, bilimsel ve ana dilde eğitim’ talepli eylem ve okul boykotu düzenlendi. Eyleme, polis gaz ve tazyikli su ile müdahale etti. En a 40 kişi darbedilerek gözaltına alındı. Müdahaleye maruz kalan Nuray Zencir, 2018’de AYM’ye başvurdu. Yüksek mahkeme, polisin orantısız güç kullanması sonrası insan onuruyla bağdaşmayan muamele yasağının maddi boyutuyla ihlal edildiğini belirtti. Ayrıca etkili soruşturma yapılmayarak da usul boyutu ile ihlal tespiti yapıldı. Bu durumdan polis ve soruşturma yapmayan savcılık makamı sorumlu tutuldu. Zencir’e 90 bin TL manevi tazminat ödenecek.

KARŞI OY

Öte yandan Yüksek Mahkeme başvuruyu toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiği yönünden incelemeye ise gerek görmedi. Mahkeme heyetindeki Engin Yıldırım bu karar için karşı oy kullandı. Yıldırım karşı oyunda, “Şiddet içermeyen bir toplantıya güç kullanarak müdahalede bulunmak, anayasal ve demokratik haklarını kullanırken vatandaşların tereddüt yaşamasına ve caydırıcı etkilere maruz kalmasına neden olacaktır” dedi.

Toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununun uygulanmasına dair yönetmelikte, toplantı yeri ve gösteri yürüyüşü güzergahının belirlenmesinde kriter değiştirildi. Resmi Gazete’de dünkü sayısında yayımlanan ve söz konusu yönetmelikte değişiklik yapan İçişleri Bakanlığı yönetmeliğiyle genişlemeye gidildi. Düzenlemeyle, toplantı yeri ve gösteri yürüyüşü güzergahının belirlenmesinde "vatandaşların günlük yaşamını zorlaştırmama" kriteri, "vatandaşların günlük yaşamını aşırı ve katlanılamaz derecede zorlaştırmama" şeklinde değiştirildi.

SOL PARTİLİYE AJANLIK TEKLİFİ

Bolu’da önceki gün SOL Parti Üyesi bir kişiye, kendisini polis olarak tanıtan kişilerce ajanlık dayatıldı. SOL Parti üyesi genci evinin önünden sivil araçla alan şahıslar, kent içinde dolaştırdı ve ajanlık teklif etti. Bolu SOL Parti İl Örgütü tarafından yapılan açıklamada, örgütlenme hakkının gasp edilmek istendiğine dikkat çekildi: “AKP, bu memleketin özgürlükten, emekten, bağımsızlıktan, laiklikten, bilimden yana olan ilerici-devrimci güçlerini sindirme politikaları elbette şaşırtıcı değildir. Örgütlenme hakkımızın gasp edilmesine, parti üyesi arkadaşlarımızın taciz edilmesine izin vermeyeceğiz! Ezilen halkların sesi olmaya, örgütlenmeye devam edeceğiz!”