2020’de nüfus artış hızı, son 13 yılın en düşük seviyesi olan binde 5,5’e geriledi. Nüfus artış hızındaki azalmanın sadece pandemi ile açıklanamayacağını ifade eden CHP’li Açıkel, “Halk, Saray’ın hatalı politikaları nedeniyle gelecek kuramıyor” dedi.

Halk gelecek kuramıyor

BirGün ANKARA

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) "2020 yılı Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi Sonuçları"nı yayımladı. Buna göre, 2019 yılında binde 13,9 olan nüfus artış hızı ekonomik kriz ve salgın hastalığa karşı mücadele ile geçen 2020’de binde 5,5’e düştü. Bu oran, son 13 yılın en düşük seviyesi oldu.

TÜİK’in açıkladığı verilere göre, Türkiye’de ikamet eden nüfus, 31 Aralık 2020 tarihi itibarıyla bir önceki yıla göre sadece 459 bin 365 kişi artarak 83 milyon 614 bin 362 kişiye ulaştı. TÜİK verileri ayrıca, İstanbul’un nüfusunun bu ölçümün yapıldığı 20 yıl içerisinde ilk kez düştüğünü de ortaya koydu. Geçinemeyen yurttaşların hayat pahalılığı altında ezildiği İstanbul’da nüfus, 56 bin 815 kişi azalarak 15 milyon 462 bin 452 kişiye geriledi.

Türkiye nüfusunun yüzde 18,49’unun ikamet ettiği İstanbul’u, 5 milyon 663 bin 322 kişi ile Ankara, 4 milyon 394 bin 694 kişi ile İzmir, 3 milyon 101 bin 833 kişi ile Bursa ve 2 milyon 548 bin 308 kişi ile Antalya izledi. Bayburt, 81 bin 910 kişi ile en az nüfusa sahip olan il oldu. Bayburt’u, 83 bin 443 kişi ile Tunceli, 96 bin 161 kişi ile Ardahan, 141 bin 702 kişi ile Gümüşhane ve 142 bin 792 kişi ile Kilis takip etti.

SADECE PANDEMİ İLE AÇIKLANAMAZ

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve siyaset bilimci Prof. Dr. Fethi Açıkel, yurttaşların geçinemediğini ve bu yüzden gelecek kuramadıklarını kaydetti. Açıkel, nüfus artış hızındaki azalmanın sadece pandemi ile açıklamayacağını ifade etti.

CHP Bilim Platformu’nun nüfustaki değişimler üzerine yaptığı çalışmalardan da bu sonucun çıktığını anlatan Açıkel, şu ifadeleri kullandı: “Türkiye’de yıllardır üç çocuk yapın çağrısı yapılıyor ancak ekonomik buhran nedeniyle gençler işsiz, mesleksiz ve borçlu bir durumda. Genç işsizliğinin rekor kırdığı, sabit gelirli bir işe girme yaşının otuzlu yaşlara geldiği, ne eğitimde ne istihdamda olan genç yani’ev genci’ sayısındaki rekor artış ve iş anlamında geleceğe dair belirsizliğin hâkim olduğu bir durumda, gençler evlenmek isteseler dahi evlenemiyor. Evlendiklerinde ise dört duvar ve dört kapı, yani bir ev ve araba alabilmek, gençler için uzak bir hayal oluyor. Bununla birlikte, üç çocuk yapın çağrısı yapan Saray Rejimi, adeta kalori hesabı yaparak ancak geçinebilen evli çiftlerin bu çocuklara nasıl bakacağını, masrafları nasıl karşılayacağını düşünmüyor. Türkiye, önemli bir avantajı olan genç nüfus barındırma potansiyelini, Saray yönetiminin hatalı politikaları nedeniyle kaybetmektedir.”