Halk istemiyor Trump zorluyor

ÖMÜR ŞAHİN KEYİF - Washington @omurkeyif

ABD Başkanı Donald Trump, önceki gün, Küba politikalarında geri adım atılacağını açıkladı.

Ancak Trump’ın seyahat ve ticaret politikalarındaki değişikliğe yönelik söylemi, değişikliğin kendisinden çok daha sertti. İki ABD’li analist; Netfa Freeman ve James Early, Trump’ın Küba hamlesini BirGün’e değerlendirdi.

Netfa Freeman, Washington’daki sol görüşlü düşünce kuruluşu Politika Çalışmaları Enstitüsü’nde (IPS) Küba politikalarını analiz ediyor. Freeman aynı zamanda Barış, Adalet ve Onur için Uluslararası Komite’de Küba’ya karşı ABD ablukasının kaldırılması için çalışıyor.

halk-istemiyor-trump-zorluyor-305514-1.

>>Trump ve ona Miami’de eşlik eden isimler konuşmalarında da sık sık Küba’ya ‘özgürlük’ getirmekten, ‘Amerikan özgürlüğü’nden bahsetti. Nedir bu ‘özgürlük’?
NF: Bunlar halk için özgürlük tasavvuruna sahip olmayan kişiler. Bahsettiğimiz kişilerin ülkesi; ABD, dünyanın kişi başına düşen en yüksek hapsedilme oranına sahip. Ve hapistekiler her türlü ürünün ve hizmetin üretilmesi için bedava çalıştırılıyor, emekleri zenginlerin kârı için sömürülüyor. ABD polisi günde üç kişi öldürüyor. Sanayileşmiş ülkeler arasındaki en kötü seçim sistemine sahip ABD’nin sağlık ve eğitim sistemleri halkı finansal iflasa sevk ediyor.

Ancak, Trump ve onun sınıfı kibirle, Küba’yı “insanlarını özgürlükten mahrum etmekle” suçluyor. O Küba ki halkına dünyanın en iyi sağlık sistemini ve tamamen ücretsiz eğitim imkânı sağlıyor… Küba halkı salgın hastalıklara ya da polis cinayetlerine katlanmak zorunda değil. Seçime katılma oranı yüzde 89-95’lerde. Meclis sadece coğrafi bölgelerden değil toplumsal gruplardan da temsilcilere sahip. ABD ve Küba halklarının koşulları arasındaki farkı bilenlerin Trump’ın özgürlükle ne demek istediğini kavraması zor. Trump’ın dediği özgürlük diğer insanları kendi çıkarı için kullanmak ve kâr için gezegeni yağmalama özgürlüğü. Senatör Marco Rubio, Trump’ın yaptığı şeyin “Küba halkına elini uzatmak” olduğu iddia etti. Tüm veriler gösteriyor ki Küba halkı, ABD ablukasının ve Guantanamo’nun yasa dışı işgalinin sona ermesini istiyor.

>>Trump’ın yön değişikliğindeki amacı ne? Bu popülist bir hamle mi?
NF:
Bu politikaları tersine çevirmek kampanya vaatlerinden biriydi. Bunu sadece sözünü tuttuğunu göstermek için bile yapmış olabilir. Halk için iş yaratma ve ülke dışındaki askeri operasyonlara bulaşmama sözlerini tutamıyor; bunlar kapitalist sistemin esası.

Trump’ın Küba karşıtı hamlesi popülist bir hareket olarak görülmemeli çünkü anketlere göre, yaptığı şey ABD kamuoyundaki genel fikrin karşısında. Bu kamuoyuna Cumhuriyetçiler’in çoğunluğu ve Kübalı-Amerikalılar da dahil. Bugün önünde konuştuğu kişiler bir avuç sesi çok çıkan Kongre üyesi ve onların bazı destekçileriydi.

>>Seyahat ve ticaret alanlarındaki politika değişikliği Küba ve Amerika halkları için ne ifade ediyor?
NF:
Politika değişikliğinin 2014’ten beri artan profesyonel ve kültürel değişimin kesintisi anlamına gelmesi hem Küba hem de ABD halkı için üzücü. Bu politikalar ekonomi için önemli yer tutan turizm endüstrisini etkileyecek. ABD’lilerin Küba’da üretilen aşılara potansiyel ulaşımını etkileyecek. İklim değişikliğinin etkileri artarken, Küba’nın felaketlerle mücadele tekniklerinde uzmanlaşmış olması daha da önemli.

Herkes bilmeli ki ABD’deki Küba dayanışma hareketi Trump’ın hamlesiyle engellenemeyecek. Küba’ya seyahat zorlukları on yıllardır devam ediyor. Ulusal Avukatlar Birliği’nin (NLG) Küba Alt Komitesi, seyahat hakkı konusunda uzun süredir devam eden desteğini yineledi ve Küba’ya gitmek isteyen ABD yurttaşlarına yardıma devam sözü verdi.

>>Trump konuşmasında Venezuela’yı da andı…
NF:
Venezuela’ya karşı hamlelerin sadece Trump yönetimiyle ilgili olmadığını anlamamız önemli. O sadece “Rejim değişikliği” için Venezuela’ya karşı 20 yıllık istikrarsızlaştırma kampanyasını devam ettiren son başkan. Ekonomik sabotaj ve finansal manipülasyonun yanı sıra şiddeti gittikçe artan gösteriler yapan sağcı güçlerin desteklenmesi de bu kampanyanın parçaları. Bu, ABD’nin Venezuela’dan önce Küba’ya karşı kullandığı bir oyun. Latin Amerika’da sosyalist hareketlere karşı bu hamleler sürecek. Şu konuda net olmalıyız, başkanlık koltuğunda bir Demokrat’ın ya da Cumhuriyetçi’nin oturması bir değişiklik yaratmayacak.

***

Açıklamayı CIA destekli sürgünlerle yaptı

halk-istemiyor-trump-zorluyor-305515-1.
40 yılı aşkın süredir Küba’yı yakından tanıyan ve Küba’da çok sayıda sosyal araştırmaya katılan James Early de Politika Çalışmaları Enstitüsü analistlerinden biri.

“Sorulması gereken soru şu” diyor Early, “güçlü, dünyanın en büyük ekonomi ve ordusuna sahip ülkesi, demokrasinin deniz feneri denilen 300 milyonluk ülkesi neden Küba’nın 11 milyonluk halkından korkuyor?” Early, söz konusu korkunun kaynağını şu sözlerle anlatıyor: “Seyahat özgürlüğünü kullanan ABD’liler olarak, gittiğimiz yerden, ABD’nin emperyal fikirlerinden farklı fikirlerle geri dönebiliriz. Kübalıların kazanımlarıyla ve bu kazanımların kaynağıyla gurur duyduğunu görebiliriz…”

Early’e göre, açıklamasında, “Küba halkına özgürlük getireceğini” ileri süren Trump aslında bu hamleyle ABD halkının özgürlüğünü kısıtlıyor: “Trump’ın yaptığı; Amerikan halkının insan haklarını kısıtlamak. Bu insan haklarına ve Küba’da devam eden iç demokratik tartışmalara olumlu etki edecek bir şey değil. Bu liberallerin ve ılımlıların kendilerine söyledikleri bir yalan. Sağcılarla ilgilenmiyorum çünkü onlar yaptıkları şey konusunda oldukça netler. Fakat sosyalizm konusunda ne düşünürse düşünsün, sıradan bir Amerikalı’nın kendisine sorması gereken soru, neden kendi insan haklarının kısıtlandığı.”

Açıklamayı neden Miami’de yaptı?
Trump, Küba politikalarıyla ilgili açıklamayı Miami’deki Manuel Artime Tiyatrosu’nda yaptı. Manuel Artime, devrimden sonra Domuzlar Körfezi saldırısında CIA destekli birliğe komutanlık etmiş bir Kübalı. Tiyatroyu ise Trump’ın Küba’ya karşı hamlelerini destekleyen Küba sürgünleri doldurdu. Early’e göre bu kişiler, “Miami halkının küçük bir bölümü. Hatta halk da değil, tarihsel olarak CIA tarafından desteklenen sağcı Kübalı grup… Uçak düşürerek sivillerin ölmesine neden olan kişilerle ilişkisi olan CIA ajanları, gıda yollarını ve hayvanları zehirleyen, otellere bomba koyan kişilerin bir bölümü…

Trump aslında çok küçük bir gruba yaslanıyor. Amerikalılar’ın yaklaşık yüzde 75’i farklı nedenlerle; normal diplomatik ilişkiler, Küba’ya özgürce seyahat ve ticaret hakkından yana görüş bildiriyor.”

Early sözlerini şöyle noktalıyor: “Değişiklikler ufak tefek, Obama ve Raul Castro’nun oluşturduğu politikalar hâlâ yürürlükte. Kübalılar, dayanıklı insanlardır ve kamu görevlileri saygı olmadan ilerleme olmayacağını açıkça ortaya koydu. Şimdi Kübalılar’ın buna karşılık ne yapacağına bakmak gerek.”

***

Ne değişecek?
Küba Devlet Başkanı Raul Castro ve ABD eski Başkanı Barack Obama 2014’te ilişkilerin normalleşmesi için ortak bir süreç başlattıklarını duyurmuştu. Bu politikadan geri dönülmesi ise Trump’ın seçim vaatlerinden biriydi. Ancak Trump’ın önceki gün açıkladığı politika, tamamen geri dönüş anlamına gelmiyor. ABD yurttaşlarının eğitim, sağlık gibi 12 özel koşul altında Küba’ya seyahat imkânı devam edecek; fakat kişilerin şirketlerden bağımsız olarak düzenlediği seyahat organizasyonlarına izin verilmeyecek. ABD yurttaşları Küba’dan ürün getirebilecek. Ancak seyahat edenlerin yaptığı tüm harcamalara dair faturaları yanlarında getirmeleri istenecek, böylece Küba ordusuna ödeme yapılıp yapılmadığının kontrol edileceği ileri sürülüyor. 2015’ten beri Havana ve Washington’da açık olan Büyükelçilikler de kalacak. Obama döneminde kaldırılmayan ABD ablukası ise Trump yönetimi altında da devam ediyor.