Google Play Store
App Store

LeMan’a yönelik saldırı rejimin, gerici yapıları nasıl kullanabildiğini de gösterdi. Toplumsal muhalefetin yükselmesinden rahatsız olan Saray, cihatçılar eliyle sokaklarda büyüyen mücadeleyi sindirmek istiyor.

Halka karşı cihatçı kozu
Fotoğraf: AA

POLİTİKA SERVİSİ

Saray rejimi bir yandan yargı sopasıyla baskıları artırırken diğer yandan ülkeyi gericilik kuşatmasına alarak iktidarda kalmaya çalışıyor. Rejim, karşısına sokaklarda dikilen milyonları da cihatçılarla sindirmek istiyor.

Bunun son örneğini ise LeMan Dergisi’ne yönelik saldırılar oluşturdu. Saldırıya gerekçe yapılan karikatürün yayımlanmasından 6 gün sonra harekete geçen cihatçılar, saldırının organize bir şekilde yapıldığını ortaya koydu.

İBDA-C’ye yakınlığıyla bilinen Büyük Doğu Akıncıları Gençlik Teşkilatı çağrısıyla LeMan dergisi binasına yapılan saldırıda, yankılanan “Yaşasın şeriat” seslerine polisin müdahale etmemesi ve cihatçılara Saray’dan doğrudan yapılan destek açıklamaları ise Saray’ın gericileri, yükselen muhalefet karşısında bir hamle olarak kullanıldığını gösterdi.

Öte yandan toplumun rızasının alamayacağının farkında olan Saray yönetimi, sokakları dolduran, halkı harekete geçiren bir muhalefet hattından rahatsızlığını sık sık dile getiriyor.  Memleketin her alanına yerleştirilen gericileri de kendi varlıkları için kullanmaktan geri durmuyor.

Ortaya atılan ‘din kozu’ ile hegomonya kurmaya çalışan rejime ise yine en büyük karşılığı ise laiklik mücadelesini yükselten, sokakları dolduran milyonlar veriyor.

Son olarak önceki gün LeMan Dergisi’nin 4 çalışanı hakkında tutuklama kararı verilirken dün de Radyo, Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) eliyle kanallara ceza yağdı. Sözcü TV’ye LeMan karikatürü, Tele 1’e ise CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik ifadeleri sebebiyle ceza verildi.

RTÜK’ün CHP’li üyesi Tuncay Keser Kurul’un aldığı kararları kamuoyu ile paylaştı. X hesabından açıklama yapan Keser, Sözcü TV ve TELE1’e verilen cezaların detaylarını paylaştı.

Buna göre Sözcü TV’ye sunuculuğunu Özlem Gürses’in yaptığı Para Politika programında Ekonomist Murat Kubilay’ın “Leman karikatüründe suç yok”, “Türkiye Müslüman bir ülke değildir” ifadeleri, "milli ve manevi değerlere aykırı" bulundu.

Bu gerekçeyle Sözcü TV’ye 5 kez program durdurma, yüzde 5 idari para cezası verildi.

TELE1’e ise Evren Özalkuş ve Merdan Yanardağ’ın "4 Soru 4 Yanıt" isimli program akışı içerisinde CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Saraçhane’de yaptığı konuşmasında geçen, “Cunta Başkanı Erdoğan”, “Cuntaya Karşı Boyun Eğmeyeceğiz”, “Millet iradesine darbede 100. Gün” ifadelerinin ekrana getirilmesi ve Erdoğan’a yönelik eleştirilerde sınırın aşılması iftira sayıldı.

GÖZDAĞI VERİLİYOR

Cezalara ilişkin konuşan Keser, şunları söyledi:

"Siyasi tartışma özgürlüğü çerçevesinde; parti liderlerinin canlı yayınlanan konuşmalarına yönelik yaptırımları haksız/hukuksuz bulan Danıştay kararına rağmen, benzer gerekçelerle yaptırım ısrarı, muhalefetin meydan konuşmalarına sansür baskısıdır, canlı yayın yapan kuruluşlara açık gözdağıdır. Eleştiri hakkını ve siyasi tartışma özgürlüğünü yok sayan yaptırım kararlarına muhalefet ettim."

Sosyal medyada başlatılan linç kampanyasının ardından çalışanları tutuklanan LeMan dergisine yayınevlerinden destek açıklaması geldi. Açıklamada, "LeMan’da yayınlanan bir karikatüre, çizerinin kastetmediği anlamlar yüklenmiş; bu karalama üzerinden organize bir linç kampanyası başlatılmıştır. Dergi çalışanlarının gözaltına alınması, tutuklanması, yaratılan provokasyon ortamında açık saldırıları adeta teşvik etmektedir" denildi.

Avrupa Türk Gazeteciler Birliği de (ATGB) Leman dergisine yönelik hedef gösterme ve şiddet eylemlerini kınadı. Açıklamada “İçişleri Bakanı’nın bu yöndeki beyanatı karikatür sanatına indirilmiş siyasi bir darbedir. Basın ve Düşünce Özgürlüğü kısıtlanamaz. Karikatür/cülük suç değildir!” denildi.

KİTLELERE KARŞI İSLAMCI ÇETELER

Cihatçıların saldırısını ve rejimin durumunu Siyaset Bilimci Prof. Dr. Aylin Topal değerlendirdi.  Topal, “Leman Dergisine yönelik gözaltı ve toplama kararları şüphesiz ki 19 Mart ertesinde yükselen toplumsal muhalefetten bağımsız anlaşılamaz. Leman’a yapılan saldırı muhalefeti bastırmaya, korkutmaya, ifade özgürlüğümüzü elimizden almaya yönelik faşizan olanın faşizan bir parçasıdır.  2 Temmuz katliamının yıldönümünde bir kez daha radikal İslamcı örgütlerin bu sağ siyasi rejimlerin içinde nasıl korunabildiğini ve gerektiğinde nasıl kullanılabildiğini görmüş olduk” dedi. Topal şu ifadelere yer verdi: “Hegemonya mücadelesi günlük yaşantımızda farkında bile olmadan başvurduğumuz sağduyunun altında yatan normların, değerlerin ve geleneklerin tanımlarına ilişkindir. AKP iktidara geldiği günden bu yana toplumsal ilişkilerimizi belirleyen bu değerleri dönüştürmeye çalıştı, çalışıyor. Bu çabasında devletin rant ve kaynak paylaşımı ağlarını da kullanarak, büyük ölçüde etkili olduğunu kabul etmek gerek.Ama hegemonya mücadelesi yavaş ilerleyen ve bir bakıma örtük bir çatışmadır. Bu mücadele ile farklı toplumsal güçler toplumu etkilemeye çalışır ve hâkim değerleri kırmaya, dönüştürmeye çalışır. 19 Mart ertesinde yaşanan eylemlilik ve araştırmalar gösteriyor ki toplumumuzun adalete, temel insan haklarına dair sağduyusu hala güçlü. AKP’nin tamamen ablukaya aldığı kamusallığa rağmen, kitleler meydanları dolduruyor.