Müzisyen Hüseyin Turan’ın adalet arayışını türküleştirdiği albümü ‘TÜRE’ yayımlandı

Halkın adalet arama serüvenidir türküler

Haldun Karabudak

Müzisyen Hüseyin Turan, ‘bir barış daveti’ olarak tanımladığı 12. stüdyo albümü Türe’yi müzikseverlerle buluşturdu. 4 parçadan oluşan Türe’de sözleri ve müziği İbrahim Özkan’a ait olan “Gül Bülbül” adlı şarkıya klip çeken Turan’la albümü üzerine konuştuk.

► Öncelikle albümün adından başlayalım. Türe ne demek ve neden bu tercih?
Alışıldığı gibi, albümdeki türkülerin hiçbirinin adı da değil “Türe”. Türe; en çok bilinen anlamıyla ‘adalet’ demek. Zaten çalışmanın ana teması bu kavram üzerine kurulu. Çağlar boyu süregelen bir dengeyi ya da denge arayışını, mücadelesini vurgulamak ve bu yolda kültürün ne denli önemli olduğunun altını çizmek için bu ismi tercih ettim.

‘Kötü insanların türküsü yoktur’
► Türküler adil midir?
Türküleri, ezen-ezilen ilişkisinden doğan ve bunu başkaldırıyla ifade eden halkın adalet arama serüveni gibi de görebiliriz. Sanırım Neşet Ertaş’a ait olan” Nerede bir Türkü söyleyen varsa, korkma yanına otur. Çünkü kötü insanların türküleri yoktur” ifadesi de bunu destekler niteliktedir.

► Daha rahat ve tırnak içinde daha sorunsuz yaşamayı seçmek hiç aklınıza gelmedi mi?
İçinde bulunduğumuz dönem, deyim yerindeyse ayakların baş olduğu bir dönem. Düşünsel veya pratik anlamda işini liyakatla yapan insanlar, bir takım zorluk ve dayatmalarla karşılaşıyor maalesef.Ancak gerçek anlamda sanatla uğraşan insanlar, saflarını halkın ve hakkın yanı olarak belirleyen sanatçılar, yılların birikim ve sorumluluğunun herhangi bir maddi karşılıkla ölçülemeyeceğini de bilirler.

► Albüm diyoruz ama Türe, aslında bir EP. Hani single ya da tekli çalışmadan uzun, albümden kısa anlamına gelen “extented play” dedikleri. Bu bir zorunluluk mu yoksa tercih miydi?
Bunu bilerek tercih ettim. Fiziki anlamda CD satışlarının çok düştüğü bir gerçek. Dijital platformlar giderek insan hayatında daha büyük yer tutuyor, ulaşılırlık anlamında da sorun yok gibi görünüyor.Bu anlamda bir albüm talebi oluşursa belki birkaç türkü daha ekleyip bastırabiliriz. Biraz da daha geleneksel alışkanlıkları olan türkü dinleyicisinin bu formata nasıl tepki vereceğini görmek istiyorum açıkçası.

► Türe’den birkaç gün önce, “Gül Bülbül”ün videosuyla tanıştık. EP’nin lokomotifi bu türkü mü olacak?
Bu türküyü uzun zamandır kaydetmek istiyordum, diğerleri türkülerin de desteğiyle bir bütünlük oluştu. Daha önceki çalışmalarımızda yer alan Kınıfır da İbrahim Özkan’a ait bu da... Bu türkünün de en az onun kadar sevileceğini düşünüyorum. Lokomotif olup olmayacağını da zamanla görürüz.

► İran türküsü ‘Ay Yüzlü Sevgili’yi de yabana atmayalım derim.
Bence de öyle. İlk olarak Farsça sözleriyle dinlemiştim, yanılmıyorsam bir grup icrasıydı ve bu sözleriyle çok etkiledi beni. Ezgisi de sözü de bize çok yakın.

► Gevheri’nin sözlerinden bestelenmiş bir deyiş ve bence, albüm repertuarını en doğru seçen yorumculardan biri olan Hüseyin Turan’a çok yakışan bir Elazığ klasiği “Sinemde bir tutuşmuş yanmış ocağ olaydım” ile dört köşesinde dört sağlam türkü taşıyan dört dörtlük bir çalışma olmuş.
Bu süreçte, birlikte müzik yaptığımız Volkan Kaplan başta olmak üzere, müzisyen dostlarıma BirGün aracılığıyla tekrar teşekkür etmek isterim. Değerli yol arkadaşım Hakan Kasapoğlu, albüm fotoğraflarını çeken Dr. Melih Şengül, tonmaisterim Bahadır Yıldız, miksajda Efe Demiryoğuran ile mastering’te Evren Arkman’ın adlarını da anmadan geçmemeliyim. Var olsunlar.