Sovyetler Birliği’nin merkezinde yer aldığı sosyalist sistemin çözülüşüyle eşzamanlı olarak Batıdaki sosyal devlet de çöktü. Sonrasında kapitalizmin yeniden düzenlenmesi, 1800’lü yıllardaki vahşi yüzünü bir kez daha ortaya çıkarttı.

Sağlığın da aralarında olduğu sosyal sektörlerde her şeyin parayla ölçülür hale gelmesinin, sağlık hizmetlerinin bir meta olarak üretilip pazarlanmasının nedeni budur.

Türkiye’de 1990’ların başında Sağlık Reformu diye başlatılıp, 2003 yılında Sağlıkta Dönüşüm ismiyle uygulamaya konulan saldırı da bu bağlama oturuyor.

Öte yandan, Türkiye’de iktidar, sağlık ve eğitim alanlarını giderek belirginleşen bir biçimde politize etti, dinselleştirdi, bilim, akıl karşıtı bir tutumla yeniden düzenledi.

Ortam bu.

•••

İktidarın sağlık ve tıp ortamlarındaki gerici, piyasacı müdahaleleriyle anında, göğüs göğse mücadele etmek, yapılmaya çalışılanların iç yüzünü ortaya dökmek, karşısında bilimsel çizginin gerektirdiği önerileri sunmak önümüzdeki dönemde değişik biçimlerle gelişmesini beklediğimiz toplumsal mücadeleye bu alandan katkıda bulunmak gerekiyor.

Bu, ideolojik içerikli ciddi bir iş olarak bizi bekliyor ve praksis anlamında entelektüel bir faaliyete denk geliyor. Praksisin, değindiğimiz kaygı ve hedefleri karşılayabilmesi açısından, antikapitalist, antiemperyalist, ekolojist, gericilik karşıtı bir çizgide ve kamucu, eşitlikçi, laik ve sosyalist bir içerikte gerçekleştirilmesi zorunluluğu bulunuyor.

Burada sağlık ve tıp ortamlarını ilgilendiren her konuyu, politik bir bağlam içinde ele alacağız. Pür siyaset yapmayacağız ama sağlığın siyasetini üreteceğiz.

Sağlığı emekçiden, yoksuldan, mağdurdan yana siyasallaştıracağız.

•••

Kendilerini böyle tanıtıyorlar.

Türkiye’nin yüreği solda atan halk sağlığı uzman ve akademisyenleri Halkın Sağlığı web sitesinde yazıyorlar.

Bilimsellikte ödün vermeden yazıyorlar.

Sağlığı son model teknolojilerden, pahalı ilaçlardan, beş yıldızlı lüks hastanelerden ibaret sananlara inat…

Halkın sağlığı için yazıyorlar.

•••

Onur Hamzaoğlu’ndan Sağlıkta Dönüşüm Programı çöktü…

Feride Aksu Tanık’tan Hayat ne yana düşer SGK, ölüm ne yana?..

İlker Belek’ten İnsani gelişme performansında Küba birinci, Türkiye sondan dokuzuncu…

Kayıhan Pala’dan Bir başarısızlık öyküsü: “OECD Türkiye yükselen standartlar”…

Işıl Ergin’den Yaşlanınca devlet baba bizi korur mu?..

Cavit Işık Yavuz’dan TÜİK istatistiklerinde gizli veri ve “kömür” meselesi…

Özlem Özkan’dan Karojizatsu: Fazla-aşırı- yoğun çalışmaya bağlı intihar…

Feride Aksu Tanık ve Şafak Taner’den Aşı, aşı harika bir ticaret…

Umur Gürsoy’dan Bu ülke insanı kanser de eder, zalim de!..

Çiğdem Çağlayan’dan İş güvenliğinden iç güvenliğe: Kim için güvenlik?..

Hatice Şimşek Keskin’den Kronik hastalıklarla savaşımda Türkiye ne yapıyor?..

Ve daha birçok faideli yazıyı www.halkinsagligi.org’tan okuyabilirsiniz.

Sağlığınız için faideli olur.

Not: Geçen Temmuz Memleket Tabipliği’ne biraz ara vereyim, şöyle bir havalandırıp tazeleyeyim demiştim, sekiz ay geçivermiş.

Bundan sonra pazartesi günleri birlikteyiz.