Türkiye’nin dört bir yanında “Geçinemiyoruz” eylemleri sürüyor. Samsun’da ve İzmir’de bir araya gelen yurttaşlar hayat pahalılığını, zeytinlikleri tehdit eden maden yasasını ve tarım alanlarının yok edilmesini protesto etti.

Halkın zam isyanı

HABER MERKEZİ

KESK tarafından Samsun’da düzenlenen ve Karadeniz Bölgesi’ndeki 12 ilden katılımın sağlandığı "Özelleştirmeler İptal Edilsin, İşsizliğe, Yoksulluğa ve Zamlara Hayır!" başlıklı miting de dün Cumhuriyet Meydanı’nda gerçekleştirildi. Mitinge SOL Parti, TKP, EMEP, HDP ve CHP de destek verdi. Mitingdeki konuşmayı KESK Şubeler Platformu adına Suat Yıldız ve KESK Eş Genel Başkanı Şükran Kaplan Yeşil birlikte okudu. Aylardır ülkenin dört bir yanında milyonların "Geçinemiyoruz" feryadının yankılandığının ifade edildiği mitingde, şu açıklamaya yer verildi: "Her yeni güne yeni bir zam haberiyle uyanıyoruz. Elektriğe zam, doğalgaza zam, akaryakıta zam, ekmeğe, tüpe, toplu taşımaya zam. Gıdaya, tekele, mevsimlik meyve ve sebzeye, mazota, gübreye zam üstüne zam geliyor.


Toplumun alınteri ile emeği ile yaşam mücadelesi veren yüzde 99 olarak hepimiz zam kasırgasını iliklerimize kadar yaşıyoruz. Ne yeteri kadar ısınabiliyoruz, ne de yeteri kadar beslenebiliyoruz. Faturalarımıza yansıyan gerçek enflasyon, çarşıda, pazarda, mutfakta yaşadığımız hayat pahalılığı çoktan yüzde 100’ü aştı. Market sepetlerimiz, pazar arabalarımız artık bomboş. Resmi rakamlar yalan, yoksulluk, işsizlik gerçek. Dünyanın kıskandığını iddia ettikleri Türkiye’de 84 milyonluk nüfusun 17 milyonu açlık sınırı altında, 52 milyonu yoksulluk sınırı altında ve 11 milyonu işsiz olarak yaşam sürüyor."

Tüm vergi yükünün emekçilerin omuzlarına yıkıldığını ifade edildiği mitingde, "Bütçe kaynakları bize yol, su, elektrik, nitelikli, ücretsiz kamu hizmeti olarak dönmüyor. Biz ne zaman hakkımızı istesek ‘bütçe kaldırmaz’ diyorlar. Ama bizden alınan vergiler savunma ve güvenlik adı altında silahlanmaya, teşvik-vergi affı olarak sermayeye, patronlara harcanıyor. Geçmediğimiz köprülerin, yolların, tünellerin gitmediğimiz hastanelerin, uçmadığımız hava limanlarının müteahhitleri büyüyor. Nüfusun yüzde 1’lik kesimini oluşturmalarına rağmen ulusal servetin yüzde 54’ünü elinde tutan multi milyarderler büyüyor. Ballı kaymak her ihaleyi kapan beşli çete büyüyor. Onlar zenginleştikçe biz yoksullaşıyoruz" denildi.

ARTIK YETER

AKP iktidarının ülkeyi her alanda dışarıya bağımlı hale getirdiğinin vurgulandığı açıklamada, "Bugün yaşadığımız her fahiş zammın arkasında özleştirme talanı ile yaratılan bu bağımlılık yatmaktadır. Borçlanmaya, dış finansmana, ranta, spekülasyona, betonlaşmaya dayalı ekonomik model çökmüştür. Fatura yine bizlere, toplumun yüzde 99’una kesilmek istenmektedir. Artık yeter! Krizleri, savaşları biz yaratmadık, faturasını da biz ödemeyeceğiz. Tüm tüketim maddelerine yapılan zamların geri alınmasını, özelleştirmelerin iptal edilmesini, vergi adaletsizliğine son verilmesini, tüketim maddelerindeki KDV’nin tamamen kaldırılmasını, maaşlarımızın insanca yaşamaya yetecek seviyeye çekilmesini istiyoruz" denildi.

Dikili Emek ve Demokrasi Platformu öncülüğünde, Aliağa, Ayvalık ve Bergama Demokrasi Platformlarının işbirliği ile yurttaşlar, “Geçinemiyoruz” diyerek zamları protesto etmek için Dikili Atatürk Meydanı’nda miting düzenledi. Miting öncesinde bir yürüyüş yapıldı. Mitinge, CHP Tarım Politikaları Başdanışmanı Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal ile DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, SOL Parti, TKP, EMEP, CHP ve demokratik kitle örgütleri katıldı. Organize bir kötülük olduğunu belirten Sarıbal, "Bizleri yoksulluk kültürüyle yönetmeye çalışıyorlar. Bu ülkenin bütün kaynaklarını kendilerine ve yandaşlarına peşkeş çekmek istiyorlar. Kentlerde yaşadığımız yoksulluğun temel kaynağı kırlarda yaşanan yoksulluk ve göçler. Bugün kentlerde yoksulluk içerisinde ve işsizlik sebebiyle yaşamına son veren insanlar kırlarda geldi" diye konuştu.

ÜLKEMİZ SOYULUYOR

Dikili Emek ve Demokrasi Platformu adına açıklama yapan Serap Acar ve Hüseyin Öge, "Ülkemiz özellikle son yıllarda bir avuç iktidar yandaşı ve vurguncusu tarafından soyuluyor. Emekçiler, işsizler, yoksullar, emekliler, üretici köylüler, esnaflar ve öğrenciler ise soluk alamıyor. Elbette yıkılan sadece ekonomi değil. Koltuk, para ve çıkar uğruna doğa ve yaşama güç katan her şey tahrip ediliyor" dedi.

Açıklamada, "Hayat pahalılığı her geçen gün bir öncekini aratıyor. Hızla yoksullaşıyoruz. Ekonomik krizin faturası en çok bir kadınlara kesiliyor. İş yükümüz yetmezmiş gibi ucuza nasıl alişveriş yaparız ya da enerjiyi nasl ucuza getiririz, faturalarımızı nasıl azaltabiliriz hesaplarını yapmak zorunda bırakılıyoruz" ifadeleri kullanıldı.

Öge ve Acar talepleri şu şekilde sıraladı:

"Yoksulluk sınırının altıda yaşayanların, temel gereksinimleri ücretsiz karşılanmalıdır.

Komutlarında elektrik, doğalgaz ve suya yansıyan KDV ve OTV sıfırlanmalıdır. Kamu hizmetlerinin piyasalaştırılmasına, tasfiyesine ve özelleştirme soygununa son verilmelidir.

Tüm maaş ve ücretler en az asgari ücret artış oranı kadar artırılmalı, yılın daha başında enflasyon karşısında eriyen asgari ücret yeniden belirlenmelidir.
En düşük emekli aylığı en az asgari ücret düzeyine çekilmelidir. Emeklilikte yaya takilanlara emeklilik hakkı verilmelidir.

Taşeron adı altındaki tüm gitvencesiz çalama biçimlerine son verilmeli, berkese güvenceli çalışma imkanı sağlanmalıdır."